Sıfırdan gelip, her türlü imkansızlıklara rağmen kafaya koyduklarını yapmayı başarmış, kendini yukarı çıkarmış insanları sever misiniz? Sizi bilmiyorum ama bu tip insanlar benim rol modellerim, esin kaynaklarımdır.
Bu dünya defalarca reddedildikleri halde asla pes etmeyen başarı örnekleriyle dolu. Örneğin Hollywood yıldızları pes etmeden hedeflerine ulaşmakta mükemmel örneklerdir. Çocukken en sevdiğim filmlerden biri Rocky idi. Filmin ana karakterinin son derece zorlu şartlardan gelmesine rağmen, asla pes etmeden çalışması ve sonunda da şampiyon olması çocuk zihnime “hayatta hiç bir zaman pes etme” mottosunu kazımıştı. Filmde Rocky karakterini canlandıran, aynı zamanda da filmin senaryosunu yazan Sylvester Stallone‘nin gerçek hayatta bu filmi yapımcılara satmak için yıllarca uğraşması filmi benim için daha da anlamlı hala getirmişti. Hem Stallone’nin kendisi hem de filmde canlandırdığı karakter kim ne derse desin kendilerine inanmışlar, havlu atmadan yollarına devam etmişler ve sonunda da Oscarlarına ve de şampiyonluk kemerlerine kavuşmuşlardı.
Peki nasıl oluyor da bazı insanlar kendilerine inanıp pes etmeden hedeflerine ulaşmayı başarıyorlar? Onları kendilerine inanmayan insanlardan ayıran en önemli özellik öz güvenlerinin yüksek oluşu. Öz güven, kişilerin kendilerine yönelik yaptıkları değerlendirmeleri, kendilerini değerli, başarılı, önemli ve yeterli bulup bulmamaya yönelik inançlarını ve kendilerini kabul etme veya etmemeye ilişkin tutumlarını kapsar (Coopersmith, 1967). Öz güveni düşük olan insanlar kendilerini değersiz görebilmekte, depresyon ve kaygı gibi psikolojik rahatsızlıklara daha eğilimli olabilmektedirler (Baumeister, Campbell, Krueger, & Vohs, 2003). Öz güveni yüksek olan kişiler ise kendileriyle ilgili olumlu duygu ve düşüncelere sahip olan bireyler olarak görülmektedirler (Baumeister, Campbell, Krueger ve Vohs, 2003). Öz güven oluşumunda ailemizin etkisi çok büyüktür. Ancak düşük öz güvenli yetişkinler de öz güvenli olmayı öğrenebilirler. Peki siz öz güveninizi artırmak için neler yapabilirsiniz?
- Kendinizi eleştirmekten vazgeçin. Eğer sizi durmadan eleştiren bir aile ortamından geliyorsanız bu sizin için biraz zor olabilir ama hiçbir şey imkansız değildir. Şöyle düşünün. Bugüne kadar kendinizi eleştirip ne elde ettiniz? Bundan sonra kendinizi yerli yersiz eleştirmeyi kesin ve hayatınızdaki değişiklikleri gözlemlemeye başlayın. Arada bir yapılan yapıcı eleştiri haricinde, insanın kendini sürekli eleştirmesi, kişinin öz güvenini aşağı çekmekten başka bir işe yaramaz.
- Sevdiğiniz bir deftere beğendiğiniz özelliklerinizi yazın. Genelde hepimiz kendi kendimizi eleştirme konusunda bonkör, kendimizi övme konusunda ise cimriyiz. Elbette ki burada etrafa böbürlenerek dolaşmamızdan bahsetmiyorum. Ancak unutmamak gerekir ki güzel özelliklerimizin farkına varıp, kendimizle gurur duymamız öz güven seviyemizi yukarı çıkaracaktır.
- Kendinize rol modellerinizden oluşan bir liste yapın. Listenizdeki insanların hangi özellikleri hoşunuza gidiyor? Bu insanların sizinle olan benzerlikleri nelerdir? Gün içinde listenizi okuyup rol modellerinizin enerjilerini hissedin. Hepimiz insanız. Rol modelleriniz istediklerini başarabilmişlerse siz de başarabilirsiniz.
- Şu ana kadar hayata geçirdiğiniz hedeflerinizin listesini yapın. Kendinize olan inancınız azaldığı zamanlarda bu listeyi okuyun ve tekrarlayın: “Daha önce yaptıysam yine yaparım.“
- Hayallerinizden pek kimseye bahsetmeyin. Dünyanın ezici çoğunluğu, hayal kurma ve onları gerçekleştirme cesaretine sahip olmayan insanlarla dolu. Hayallerinizi başkalarına anlattığınız andan itibaren, size hayallerinizin imkansızlığından bahsedecek bir sürü insan çıkacak karşınıza. Evet ketum olun ve hayallerinizden bahsetmeyin, bunun yerine hayallerinizi gerçekleştirip insanlara gösterin.
- Mükemmelliyetçilikten vazgeçin. Yaptığınız en ufak bir hatada kaçıp saklanma isteği duyuyorsanız kendinize bu gerçeği hatırlatın: “Bu dünyada hiç kimse mükemmel değil.” Mükemmelliyetçilik sevdanızın öz güveninizi aşağı çekmesine izin vermeyin.
- Küçük hedefler belirleyip onu gerçekleştirin. Kendimize çok büyük hedefler belirleyip onları gerçekleştiremediğimizde hayal kırıklığına uğruyoruz. Öyleyse işe büyük hedeflerimizi küçük parçalara bölerek başlayalım. Örneğin yirmi beş kilo mu vermek istiyorsunuz? İlk hedefiniz beş kilo vermek olsun. Sonra bir beş kilo daha. Ta ki asıl hedefiniz olan yirmi beş kiloya ulaşana kadar.
Hadi şimdi hep beraber “Eye of the Tiger” dinleyip kendimize olan güvenimizi tazeliyor ve hayallerimizi gerçekleştirme konusunda kendimize inanıyoruz.
Sorularınız için bana rsolaker@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz. Kendini iyi hissetmekle ilgili egzersizleri ise Instagram hesabımdan paylaşıyorum.
Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.
İlginizi çekebilir: Varoluşsal yalnızlığımızın kaçış noktası: Sosyal medya
Kaynaklar:
- Baumeister, R. F., Campbell, J.D., Krueger, J. I. & Vohs, K. D. (2003).
- Does high self-esteem cause better performance, interpersonal success, happiness, or healthier lifestyles? Psychological Science in the Public Interest, 4 (1), 1-44.
- Coopersmith, S. (1967). The antecedent of self-esteem. San Francisco, CA: W. H. Freeman & Co.