X

Başaranın da başarısızlığın da sırrı: Bileşik etki

Tam şu an 1 milyon lira mı isterdiniz, yoksa 31 gün boyunca her gün iki katına çıkacak bir kuruş mu?

Bu sorunun açıklamasını biraz bekletiyorum. Ve sözü hemen The Compound Effect kitabının yazarı Darren Hardy’e bırakıyorum. Harry kitabının bir yerinde şöyle diyor: “Bana yeteri kadar zaman verin ve herhangi bir yarışmada herhangi birinciyi yeneceğimi kanıtlayayım. Hayır, çok zeki ya da yetenekli değilim sadece alışkanlıklarımı değiştirebilirim ve bunların sürekliliğini sağlayacak metanetim var.” Büyük lâf ettiği kesin, ama haklı olduğu da ortada. Çünkü hedeflere yönelik küçük başarıların kararlılık ve sabır sürekliliği sağlanırsa, BİLEŞİK ETKİ sizi hedefinize ulaştıracağını vadeden bir strateji.

Şimdi sorumuza dönelim.

Bileşik etkiyi açıklamama yardım etmesi için üstel bir grafiği gözünüzün önüne getirmenizi istiyorum. Sürekliliği olan bir durumun kırılma yaşadığı (katlanarak büyüdüğü) bir nokta var.

*n bir doğal sayı olmak üzere 0≤n≤30 buna göre n, 31 farklı değer alır ve en büyük değeri;
2^n, n=0 2^0=1
2^n, n=1 2^1=2
2^n, n=2 2^2=4 … Geometrik dizisine göre;

2^n, n=30 2^30 = 1073741824 (31 günün sonunda elde edeceğiniz kuruş, yani 10.737.418 tl)

Matematikle yıldızı barışmayanlar için bu işlemi şöyle açıklayayım:

Bir dizi küçük, devamlı, kararlı seçim… Adımlar önemsiz gibi gözükse de sonuçlar masif.

Matematik sevin, sevmeyin; herkesin, hayatının her alanına bu etkiyi uygulaması mümkün!

Bileşik etkiyi bir de beslenme örneğiyle negatif yönlü ele almak istiyorum. Rafine şeker tüketimi… Bir başladın mı sonu gelmeyen, her gün kendini yediren o tatlı bağımlılık. İlki masumca ağıza gidiyor, ikinci gün “Hadi bir tane yiyeyim”, ertesi gün de “Aman ne olacak!”… Sonra ne mi oluyor? Bileşik etki ivmeleniyor! Zaman içinde vücudumuzdaki yararlı probiyotik bakterilerin azalması ve beraberinde zararlı bakterilerin artması kritik bir eşik yaratıyor. Vücudumuz doğal, sade besinleri “tatsız” algılamaya başlayıp bizi daha çok işlem görmüş, bol soslu, bol “tatlı” yiyeceklere yönlendiriyor. Özetle, tekrarladığımız bir beslenme tercihi, katlanarak sindirim sisteminde köklü bir değişikliğe neden oluyor.

Bileşik etkinin özünde, kişinin seçtiği hedefe yönelik atacağı küçük adımların sabırla ve süreklilikle devam ettirilmesi durumunda, zamanla çok daha büyük etkilerinin olması yatar. Bu tıpkı dağdan aşağı doğru yuvarlanan minik bir kartopunun yavaş yavaş büyümesi ve belirli bir büyüklüğe geldiğinde artık daha büyük kar kütlelerini toplaya toplaya devasa bir hale dönüşmesi gibi. Az önce verdiğim kuruş örneğinde de 26. güne kadar devam eden küçük artışlar, 26. gündeki sıçramayla bir anda büyük bir yükseliş yapıyor ve 31. günde o 1 kuruş inanılmaz bir tutara erişiyor. Bizler hayatımızın her anında, alındığı andan itibaren, iyi yönde ya da kötü yönde ilerlemesine neden olacak kararlar alıyoruz. Bazen farkında olarak, bazen de farkında bile olmadan… Ve alındığı anda, bazen önemsiz gibi görünen bu küçük çaptaki kararların zaman içinde ortaya çıkardığı sonuçlar ise tahminlerimizin bile ötesinde sonuçlar yaratıyor.

Seçimlerinizin farkında olun

  • Hepimiz dünyaya aynı şekilde geliriz, sonuçta yaşadığımız hayat seçimlerimizin birikimidir.
  • Seçimlerinizi yaparsınız, sonra da o seçimler sizi siz yapar.
  • Hayatınızın bileşik etkisi üzerinde her seçiminizin etkisi vardır.

Seçimlerinizi ancak bilinçli olarak yaptığınızda onları şekillendirme gücüne sahip olursunuz.

Bileşik efektin sizin için çalışmasını sağlayın

  • En çok mücadele verdiğiniz alanı / kişiyi / durumu düşünün ve bu durumun hangi yönlerine minnettar olduğunuzu yazın.
  • Hayatta nerede başarı / başarısızlık için %100 sorumluluk almıyorsunuz? Yapmanız gereken ama yapmadığınız 3 şeyi yazın. Ve sorumluluğu geri almak için şimdi yapmaya başlayabileceğiniz 3 şeyi yazın.
  • Geliştirmek istediğiniz alandaki en az bir davranışı hemen şimdi belirleyin ve harekete geçin.

Gerçek bir düşüş veya iyileşme görmek için 2-3 ay yeterli değil. Asıl etkiler ancak 18-24 ay içinde ortaya çıkmaya başlıyor. İşte tam da bu nedenle…

İstikrarlı olun

Genellikle attığımız ilk adımlar büyük bir arzu ve istekle atılır. Bu coşkuyla atılan adımın ardından ise hemen bir beklentiye girilir. Bu, değişim ile birlikte elde edilecek sonuca duyulan arzunun bir sonucudur. Fakat çoğu zaman bu yola çıkan birçok kişi bir an önce hedeflediği noktaya varabilmek adına çok hızlı adımlar atmaya kalkar. Sonuç olarak da kişi sahip olduğu enerjiyi olması gerekenden daha kısa bir sürede tüketir ve hedefe ulaşmadan yarı yolda kalır. Oysaki istenilen noktaya varmanın en kesin yolu, büyük ve hızlı adımlar atmaktan değil, küçük, sabırla atılan sürekli adımlardan geçer.

Küçük ama akıllıca yapılan seçim
+
Devamlılık
+
Zaman
=
Başarı

Unutmayın…

Başarı bir yarı maraton

  • İlk adım: motivasyonunuzu bulun.
    “Neden” sorusuna verdiğiniz cevap yeni sağlık alışkanlıklarınızı güçlendirecek. Bu neden, sizi motive edecek ve size yıllarca ilham verecek.
    Bu motivasyonunuza yönelik bir alışkanlık edinin; diğer adımlar sırayla gelecek.
  • Kolay bir görevle başlayın.
  • Hiçbir zaman hiçbir şey için geç değil.
  • Mutluluğunuzu ve nihai hedefinizin size “yakın” ve her seçiminizle bu hedefe biraz daha yaklaştığınızı düşünün.
  • Hayat “an”ın seçimlerinin bir ürünüdür. Şu anda her anlamda bulunduğunuz yer, bugüne kadar almış olduğunuz kararların bir sonucudur ve bugünden itibaren alacağınız her bir karar da sizin bulunmak istediğiniz yerde olmanızı sağlayacak.

Sizden isteğim; bu yazıyı okumayı bitirdikten hemen sonra, hayatınızda yeni bir hedef belirleyerek bu hedefe ulaşmak adına ilk küçük adımı tam da şu anda atmanız. Aynı zamanda attığınız bu küçük adımı ve ulaşmak istediğiniz hedefi de bir yere not alırsanız, bir süre sonra tekrar yazdığınızda karşılaştırma imkanını bulabilirsiniz.

Kaynak:

Hardy, D. (2010). The Compound Effect: Jumpstart Your Income, Your LIfe, Your Success. Go.darrenhardy.com. Retrieved July 2020, from https://go.darrenhardy.com/the-compound-effect-resources/.
Hardy, D. (2010). The Compound Effect | SUCCESS. SUCCESS. Retrieved July 2020, from https://www.success.com/the-compound-effect/.

İlginizi çekebilir: Silikon Vadisi’nin yeni gözbebeği: Dopamin orucu

Seçil Sayhan: Yönetim Bilimleri lisans eğitimini Psikoloji yan dalı ile Sabancı Üniversitesi'nde tamamladı. National University of Singapore'da okuduğu dönemde Japonya, Günay Kore, Tayland, Endonezya, Hong Kong, Malezya ve Singapur’un sağlıklı yaşam kültürlerini deneyimleme şansını yakalayan Seçil Sayhan üniversite yıllarına denk gelen süreçte bir yandan Stanford University’den aldığı Nutrition Science ve University of Colorado Boulder'dan aldığı Science of Exercise dersleri; pozitif psikoloji ve nörobilim araştırmaları ile holistik yaklaşımı benimsedi ve ilgi alanlarını çeşitlendirmeyi ön planda tuttu. International Coaching Federation onaylı profesyonel uzman koç olarak bireysel ve kurumsal danışmanlıklar veren Seçil Sayhan lisans sonrası diploma eğitimine İngiltere’de beslenme ve yaşam tarzı alanında devam etmektedir. Beslenme danışmanlığı ve yaşam kalitesi yönetimi alanında uzmanlaşan Seçil Sayhan’a info@secilsayhan.com adresinden ulaşabilirsiniz.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale