Bana ofisini söyle, sana işini söyleyeyim
Kapalı ofislerde çalışmanın zorlukları malum: havasızlık, klimalarda orantısız güç kullanımı, gürültüsü patırtısı… Liste böylece uzar gider ve siz zaten size adeta “Çalışma!” diye haykıran onca şey içinde; ancak yerinizde sabit durup derin nefes alarak kendinize birkaç saniyeliğine iyi gelecek ne varsa onu düşünür, bu hengâmeden belki kurtulabilirsiniz.
Tabii bu durum her halükarda bu şekilde cereyan etmez. Bazen şartlar hiç umulmadığı kadar iyi ve çalışmaya teşvik eder şekilde de olabilir. O halde teşvik edildiğiniz o işin hakkını vermek gerekir tabii. Ofis tasarımlarıyla çalışma şevkini artıran bazı yenilikçi firmalara göz atmaya ne dersiniz?
Bazıları izole sever
Steelcase firması tarafından geliştirilen ‘Brody‘ adlı modüler ofis tasarımları, bu çıldırtıcı ofis ortamlarında sizi çepeçevre kuşatarak ve ofisin diğer çalışanlarından sizi soyutlayarak doğrudan işinize odaklama amacıyla üretilmiş. görülmeye değer. Ayrıca, sadece birkaç küçük hamleyle aradığınız her neyse ulaşabileceğiniz, kompakt bir tasarım sunuyor.
‘Biraz fazla içe kapanık gibi görünüyor’ derseniz, geçtiğimiz günlerde bir toplantı vasıtasıyla gittiğim ve tasarımındaki detaylarıyla baştan aşağı çok ama çok beğendiğim bir başka kiralanabilir ofisten bahsedelim.
Serbest çalışanlar için kiralanabilir ortamlar: JointIdea ve Kolektif House
Uzun yıllardır İstanbul’da yaşayan, Kanada asıllı bir girişimcinin geliştirdiği bir proje; JointIdea. Eski bir binayı alıp restore ederek; her katında kiralanabilir çalışma ortamları yaratma fikrinin peşine düşen ‘JointIdea’, özellikle serbest çalışanlar için harika bir oluşum. Göz atmanızda muhakkak yarar var.
Bir benzer uygulama da yine İstanbul’da 4. Levent semtinde. Kolektif House üyelerine, hem kendi işlerine uygun bir çalışma ve toplantı ortamı sunuyor, hem de hafta sonları düzenledikleri day off etkinlikleriyle yoga, kapoera gibi yöntemlerle haftanın stresini atmanızı sağlıyorlar.
Özellikle mobil çalışanlar ve farklı bir şekilde çalışmanın mümkün olduğunu düşünenler için tasarlanmış ortamıyla Urban Station ise çalışanlara kendilerini rahat hissettirecek esnek mekanlar sunarken, çevredekilerle de etkileşim kurmanın imkanlarını sunuyor. Ayrıca Urban Station projesi mobil çalışanlara yönelik ilk küresel ağı oluşturmak amacıyla tasarlanmış, yenilikçi bir ofis hizmetine sahip.
Bu dört örnek de farklı ihtiyaçlara aynı yolla cevap veriyor. Kimisi sessiz sakin ve kendi halinde bir çalışma ortamı ister; kimisi de kolektiviteden güç alır, fikir paylaşımına ve ortak geliştirilen çözümlere inanır. Özellikle JointIdea’nın karşılıklı iki koltuktan oluşan çalışma masalarını gidip yerinde görmenizde fayda var derim. Tabii her an bir çift göz tarafından izlenerek çalışmanın sizi strese sokup sokmayacağının garantisi yok.
Velhasıl Googleplex’den bu yana tüm dünyada çalışma ortamları epey değişti ve daha küçük, daha kullanışlı ve mobilize ortamlara doğru değişmeye de devam edecek, buna şüphe yok. Bu temel esaslara uyduğu sürece her yer rahatlıkla ofise dönüştürülebiliyor artık. Güle güle mavi kapaklı, telli dosyalar, ağzına kadar dolu çekmeceler ve dolaplar. Yaşasın tam bağımsız yeni ofisler!