X

“Bana geçmişi göster – sana geleceği göstereyim” // Eş zamanlı dijital sergi

Sanatçılara günlük yaşamın dertlerinden uzak çalışma alanları sunan ‘Artist Residency’ ler (Sanatçı Misafir Programı), web tabanlı işler yapanlar için dijital ortamda da mevcut. Bunlardan biri de, küratörlüğünü İngiliz sanatçı Tom Milnes’ın yaptığı Digital Artist Residency. Dünyanın çeşitli yerlerinden sanatçılara, işlerini sergilemeleri için belli bir süreliğine kendi internet sitesinde yer ayıran platform, 2 Mayıs-12 Haziran tarihleri arasında Türkiye’den Marşa Franco ve Şirin Bahar Demirel’i ağırlıyor. İkiliyle, Digital Artist Residency’de yayınlanan fotoğraf projeleri “Show me the past-I show you the future” ile ilgili konuştuk.

Projenizden kısaca bahsederek başlayalım.

Şirin: Projemiz, fotoğraf ve yazı üzerinden geçmiş/gelecek ve zaman/mekan kavramlarıyla oynadığımız bir iş. Her gün Marşa’yla aynı anda bir fotoğraf çekiyoruz. Fakat o İstanbul’da, ben Florida’da yaşadığımız için, aynı anda çeksek bile aramızda 7 saat fark oluyor. Dolayısıyla bir anlamda ben Marşa’nın geçmişine tanıklık etmiş oluyorum, o da benim geleceğime. Çektiğimiz fotoğraflara, fotoğrafın içeriğine de göz kırpan, geçmiş ve gelecekle ilgili birer cümle eşlik ediyor. O yüzden ortaya biraz mizahi biraz şiirsel bir iş çıkıyor. Her gün bir saat atlayarak çektiğimiz fotoğrafları da Digital Artist Residency’de günlük tutar gibi yayınlıyoruz.

Peki bu fotoğrafların belli bir konusu var mı?

Marşa: Kararlaştırdığımız saatte nerde ne yapıyorsak onun fotoğrafını çekiyoruz. İkimizden birinin uyku saatine denk geliyorsa da, sabah kalktığımızda rüyamızı paylaşıyoruz. Dolayısıyla fotoğrafların belli bir konusu yok. Projenin isminden de anlaşıldığı gibi birbirimize ‘geçmişimizi’ ve ‘geleceğimizi’ gösteriyoruz. Gündelik hayatlarımızı oluşturan ama çoğu zaman farkına varılmayan küçük detaylara duyduğumuz heyecandan yola çıkarak, bu anların değerini belgelemek ve paylaşmak, bizim yapmaya çalıştığımız. Hepimiz bu küçük anların toplamından oluşuyoruz sonuçta. Koşuşturmacanın arasında durup etrafımıza bakmak, içinde olduğumuz anın değerinin farkına varmak ve insanların da kendi hayatlarına dönüp bakmasını sağlamak istedik.

Proje fikri nasıl ortaya çıktı?

Şirin: Ben bir süredir Florida’da yaşıyorum. Türkiye’deki ailemle ve arkadaşlarımla internet üzerinden her görüştüğümüzde, saat farkından mutlaka bahsediyorduk. Sonuç olarak sebebini bilsek de, aynı anda birimizin sabahı birimizin akşamı yaşaması insana garip geliyor. Bunu bayağı büyüleyici bulduğum için üstüne biraz düşünmeye başladım. Zaten aynı gökyüzü altında aynı dakikada milyonlarca farklı hayat yaşanması beni her zaman cezbetmiştir. Sonra oturdum bu projenin bir taslağını çıkardım. Marşa’ya benimle böyle bir işe girişir mi diye sorduğumda, o da fikri çok beğendi ve hemen kendi aramızda denemelere başladık.

Digital Artist Residency’de yayınlanması nasıl gerçekleşti?

 Marşa: İlk denemelerimizi yaptıktan sonra projeyi nerede ve nasıl bir formatta yayınlamamız gerektiği konusunda çok düşündük. Web sitesi mi kursak, blog sayfası mı açsak vs. diye. Sonra aklımıza dijital residency’ler geldi. Hem başka bir platform üzerinde yayınlarsak daha fazla kişiye ulaşabiliriz diye düşündük. Bir seneden beri rafta bekleyen bir projeydi, birkaç yere birden başvurduk. Bunlardan biri de Digital Artist Residency’ydi. Yaptıkları açık çağrıya projemizi yolladık ve seçildik.

Projeyi nasıl takip edebiliriz?

Şirin: Digital Artist Residency’nin web sayfasından ya da Facebook sayfasından her gün yayınladığımız fotoğrafları 12 Haziran’a kadar takip edebilirsiniz. Ayrıca işlerimizle ilgili daha fazla bilgiyi de sirinbahardemirel.tumblr.com ve marshafranco.com’da bulabilirsiniz.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.

Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?

İlgili Makale