X

Balkon bahçeciliği zamanı: Saksıda yetiştirebileceğiniz sebze ve meyveler

Günümüzün modern dünyasında, hepimizin bahçeli evleri, kendi sebzesini ve meyvesini yetiştirebileceği alanlar olamıyor. Ancak bu toprağa dokunmaktan, bir tohumun nasıl filizlendiğini görmekten, kendi ellerinizle ektiğiniz ufacık bir tohumun nasıl büyüyüp olgunlaştığını görmekten mahrum kalacağınız anlamına gelmiyor. Evinizin balkonuna uygun koşullarda yerleştireceğiniz saksılarda da bazı meyve ve sebzeleri yetiştirebilir, mutfağınızda en taze şekilde kullanabilirsiniz.

Saksıda meyve, sebze yetiştirmenin pek çok avantajı var. Taşınabilir olması, uygun fiyatlı olması ve balkon, yangın merdiveni, pencere önü gibi pek çok yere koyulabilmesi sayesinde saksıda meyve-sebze yetiştirmenin birçok olumlu yanı var. Ancak tüm bunlardan faydalanabilmek için saksıda meyve sebze yetiştirmenin püf noktalarını bilmelisiniz. İşte saksıda meyve sebze yetiştirmeye başlamadan önce bilmeniz gerekenler…

1. Güneş ışığı çok önemli

Saksıda meyve, sebze yetiştirme konusunda başarılı olmanın ilk kuralı, saksınızı yerleştireceğini yerin iyi güneş alıyor olmasıdır. Saksılarınızı koyacağınız yeri, güneşe göre belirlemelisiniz. Eğer saksınızı güneye bakacak şekilde yerleştirirseniz, ektiğiniz meyve veya sebze özellikle sabah saatlerinde bolca güneş alacaktır. Daha fazla güneş ışığı daha iyidir diye düşünmeyin, bitkilerin öğleden sonra güneşi daha fazla almaları toprağının neminin hızlıca kurumasına ve bitkilerin yanıp susuz kalmasına neden olur.

2. Kullanacağınız saksının türüne değil, boyutuna dikkat edin

Saksı fiyatları çok değişken olabiliyor. Seramik veya toprak saksılar daha dekoratif durabilir. Ancak söz konusu balkonda meyve, sebze yetiştiriciliği olduğunda plastik saksılar da aynı işlevi görür. Burana önemli olan saksınızın seramik, toprak veya plastik olması değil, saksınızın boyutudur. Her bitkinin farklı ihtiyaçları vardır. Yeşillikler genellikle ufak bir saksıda da yetişir. Ancak domates, biber, kabak, salatalık, fasulye gibi sebzeler yetiştirmek istiyorsanız, daya büyük düşünmeli ve büyük boyutta saksılar kullanmalısınız.

3. Toprağı ve saksınızı hazırlayın

Altında delik olmayan bir saksı tercih ederek işe başlayabilirsiniz. Deliği olmayan bir saksının etrafına birkaç tane drenaj deliği açmalısınız. Daha sonra saksının tabanına çakıl taşları yerleştirin. Bu taşlar, saksının dibine inen suyu muhafaza eder ve toprağın uzun süre nemli kalmasını sağlar. Daha sonra çakıl taşlarının üzerine bir parça kumaş sermelisiniz. Bu da otların veya köklerin taşların arasına girmesine engel olur. Bunun üzerine toprağı yerleştirebilirsiniz. Kullandığınız toprak ne kadar sağlıklı ve canlıysa, o kadar iyi verim alırsınız. Bahçe topraklarında organik gübre kullanılarak toprağın daha verimli olması sağlanabilir ancak saksılardan bunu yapmak mümkün değil. Bunun yerine saksınıza uygun suni gübre kullanmalısınız. Ancak suni gübreyi kullanırken, mutlaka üzerinde yazan talimatlara uymalısınız.

4. Nasıl sulama yapılmalı?

Saksıda yetiştirdiğiniz meyve sebzeleri kesinlikle tepeden sulamamalı, yaprakların kuru kalmasına özen göstermelisiniz. Toprağı her zaman toprak seviyesinden sulamalısınız. Balkonda yetiştireceğiniz meyve sebzeler, belki salon bitkilerinden biraz daha fazla ihtiyaç duyabilir. Bunu toprağı kontrol ederek kendiniz ayarlayabilirsiniz.

Balkondaki saksılarda yetiştirebileceğiniz bitkiler hangileri?

Balkonda meyve, sebze yetiştirmenin püf noktalarını öğrendikten sonra sıra uygun meyve, sebze tohumu veya fidesi seçimine geliyor. Elbette saksıda her meyve, sebzeyi yetiştirmek mümkün değil. Bu nedenle mantıklı bir seçim yapmalısınız. İşte balkonda yetiştirebileceğini meyve ve sebzeler:

Soğan

Balkonda veya pencere kenarındaki ufak bir saksıda soğan yetiştirebilirsiniz. Soğan tohumlarını toprağın üst tarafında nazikçe serpiştirin ve üzerine ince bir tabaka toprak örtün. Düzenli olarak, azar azar sulayın. Soğan tohumu ekmek için en uygun zaman mart-haziran ayları arasıdır. Tohumları ektikten iki ay sonra sonuçlarını görebilirsiniz.

Ispanak

Ispanak tohumları için uzun ve genişçe bir saksıya ihtiyacınız var. Saksınızı güneşli bir alana koymalısınız. Nisan veya mayıs ayının başlarında ekeceğiniz ıspanak tohumlarından 12 hafta sonra ıspanak toplayabilirsiniz. Ispanak yapraklarını alırken en dıştaki yapraklardan koparın.

Çilek

Çilek tohumlarını nisan veya mayıs ayında ekebilirsiniz. Çilek ekmek için biraz genişçe bir saksıya ihtiyacınız var. Tohumları ekerken birbirlerinden 30 cm aralıklı olmalarına özen göstermelisiniz. Çilek bol suyu sever. Ektiğiniz çilek tohumları, 4-6 hafta sonunda size kırmızı çilekler verir.

Pancar

Pancarı geniş ve sığ bir saksıya ekmelisiniz. Birbirlerinden 10 cm aralıklarla, mayıs-temmuz ayları arasında ekim yapabilirsiniz. En kolay yetişen sebzelerden biridir. Ektikten 2 ay sonra pancarlarınızı toplayabilirsiniz.

Yeşillikler

Balkonunuzdaki saksılarda en kolay yetiştirebileceğiniz şeylerin başında yeşillikler geliyor. Nane, maydonoz, reyhan, dereotu ekebilirsiniz. Nisan-mayıs aylarında tohumları nazikçe toprağa serpiştirip daha sonra üstünü ince bir toprak örtüsüyle kapatmalısınız. Düzenli sulama ve iyi bir güneş ışığıyla 1-2 ay sonra balkonunuzdan topladığınız yeşilliklerle salata yapabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Güzel havaların tadını çıkarın: İlham veren bahçe ve balkon dekorasyonu önerileri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale