X

Bali’nin ortasında, dağların tepesinde, palmiye ağaçlarının arasında: Ubud

Pirinç tarlaları, palmiyeler ve muz ağaçları ile çevrili sokaklarda gezinirken sanat atölyesi vitrinlerindeki eserlerden birine takılıp huzur içinde uzaklara dalıp gidiyorsun, tam da o anda gelen maymun çığlıkları seni olduğun sokağa geri donduruyor, bu sefer de çığlık çığlığa daldan dala atlayıp oyun oynayan maymunları merakla izliyorsun. Ah evet, Ubud’dasın! Dört bir yanının kültür, sanat, yoga, meditasyon, sevgi, mutluluk dolu olduğu kasabada; maymunların umarsızca gezindiği sokakların, uçsuz bucaksız yeşilliklerin, kuş sesleriyle dolu doğanın içinde kendini kaybedeceğin yerdesin.

Ubud / Bali

Bali Adası’nın ortasında, dağların tepesinde yar alan Ubud; adanın kültür, sanat ve inanç merkezi. Bu küçük kasaba, Bali resimlerinde karşılaştığın yemyeşil pirinç tarlalarına, muz ve palmiye agaçlarının arasına saklanan havuzlu otel odalarına ev sahipliği yapıyor. Hayır burada deniz yok, ama günlerce kalıp zamanın nasıl geçtiğini anlamadığın, günlerin huzur ve mutlulukla sarmalandığı, hiç de dönmek istemeyeceğin rüyalarındaki o küçük kasaba burası.

Ubud / Bali

Her köşesinde farklı bir heyecan bulabileceğin bu kasabayı keşfetmeye tam göbeğindeki Ubud Market’ten başla. Burada Ubud yerlileri tarafından hazırlanan her şeyi bulabilirsin; el yapımı sepet çantalar, şapkalar, hindistan cevizinden yapılan süs eşyaları ve bir sürü el sanatı ürünleri… Bu noktadan başlayıp aşağıya doğru inen iki uzun caddeyi baştan sona dolaş. Balili tasarımcıların butiklerini, sanat atölyelerini gezip başka bir yerde göremeyeceğin sanat eserlerini ve özel tasarım kıyafetleri incele. Sokaklarda dolaşırken ne tarafa baksan güzel mimarili bir ev, harika bir heykel, mükemmel bir tablo gözüne çarpıyor. Görsel olarak bu kadar besleyici bir ortamda ilham perini daha kolay bulacağını hissedersen hemen kendine bir kurs bul ve içindeki sanatçıyı uyandırmaya çalış. Resim atölyesi, takı tasarımı kursu, dans dersi, yemek kursu… İlgini çeken bir tanesine katıl ve yaratıcılığını dene.

Ubud / Bali

Bu caddelerin sonuna geldiğinde önüne çıkacak “Monkey Forest”a uğra. Şehrin içindeki bu orman bir sürü tapınağa ama daha da önemlisi yüzlerce maymuna ev sahipliği yapıyor. Bahsettiğimiz popülasyon o kadar büyük ki, maymunlar kendi aralarında gruplaşıp ormanın farklı kısımlarındaki egemenliklerini korumak için kavgaya bile karıştıkları oluyor. Kendi aralarında tartıştıkları oluyor ama insanlara karşı saldırgan değiller. Hatta ormana adımını atar atmaz etrafında dönen oyuncu maymunların arasında buluyorsun kendini. Artık maymunların egemenliğindeki şaşırtıcı ama eğlenceli dünyadasın; sırtında yavrularıyla ağaçtan ağaca dolaşan dişiler, tüm ciddiyeti ve bilgeliğiyle etrafta bir tehlike olup olmadığını takip eden yaşlılar, dallarda sallanan, birbirini kovalayan ve insanların etrafında dönen gençler… Eğer eğlence arıyorsan yanında getireceğin yiyecek ya da dikkat çekici parlaklıkta bir eşya ile oyun sever maymunları etrafında toplayabilirsin. Kendini sevdirirsen tokalaşıp el şakaları yapabilir, omzuna alabilir, birlikte oyunlar oynayabilirsin. Bu eğlenceli dünyada tek dikkat etmen gereken gözlük ve anahtar gibi dikkat çeken eşyalarına göz kulak olmak, maymunların kaptıkları geri dönmüyor…

Şehrin içindeki Monkey Forest bir sürü tapınağa, daha da önemlisi yüzlerce maymuna ev sahipliği yapıyor.

Akşam yemeği için Three Monkeys isimli restoranı dene. Şehrin tam ortasındaki bu restorana girip pirinç tarlalarının yanına açık havaya atılmış masalardan birine oturunca günün tüm yorgunluğu akıp gidecek. Bali’ye özgü yemekleri modern bir dokunuşla sunan bu mekanda manzara, huzur ve lezzeti bir arada bulabilirsin.

Tüm yorgunluğunu attığın bir uyku sonrası, Art Kafe’de taze meyve sularının eşlik ettiği enerji verici güzel bir kahvaltıyla güne başla. Sonrasında bir motor kirala ve Tegalalang’daki pirinç tarlalarına doğru bir keşif yolculuğuna çık. Eğer temiz hava ve meyve sularının enerjisiyle içindeki sportif insan gaza geldiyse tercihini bisikletten yana da kullanabilirsin. Sadece varmanın değil, oraya giderken geçtiğin yolların tadını çıkarmanın da önemli olduğunu kendine hatırlatıp yol seçimini kalabalık ve ruhsuz asfalt yol yerine tarlaların, yeşilliklerin ve güzel evlerin içinden geçen ara yoldan yana yap. Manzaranın, tarlaların tadını çıkararak çevir pedalları. Olur da yol seni yorarsa önüne çıkacak “Kahiyang Koffee”ye uğrayıp yeşilliklere bakarak bir kahve iç. Harika bir insan olan sahibi Ivan’la muhabbet etmeyi unutma. Pirinç tarlalarına vardığında, ki yokuş çıktığın için çok yorgun olacaksın, yeşilliklerin hemen kenarında mükemmel manzaralı kafelerden birine oturup manzaranın tadını çıkar. Bali’nin meşhur buzlu kahvesiyle kendini ödüllendir, pirinç tarlalarının arasında gezintilere çık.

Pirinç tarlalarında yürüyüşe çıkın ve palmiyelerin arasında dolanın.
Tegalalang pirinç tarlaları

Akşam yemeği “Fair Warung Balé” isimli müthiş restoranı tercih et. Müthiş çünkü burada yediğin her yemekle ihtiyacı olanlara ücretsiz hizmet verecek olan bir hastanenin yapımına katkıda bulunuyorsun. İhtiyacı olanlara yardım etmenin mutluluğu, gönüllü çalışanların güler yüzü ve yemeklerin çok lezzetli olması burayı daha bir güzel yapıyor.

Eğer yerel şovlar ilgini çekiyorsa bir akşam Bali kültürünü daha yakından tanımak için Ubud Palace’taki yerel dansları izleyebileceğin performansa uğra. 8’de başlayan gösteri için biraz erken gidip yer kapmanı tavsiye ederim. Gösteri kadar gösterinin yer aldığı sarayın mimarisi de oldukça dikkat çekici.

Ubud Palace’a uğrayın ve yerel dansları mutlaka izleyin

Bir gün farklı bir deneyim yaşamak için “Kafe”ye git ve vejetaryen kahvaltılarından birini dene. Yemekte et olmadan tadı olmaz diyenlerdeysen burada bulacağın sağlıklı ve lezzetli yiyecekler fikrini değiştirmene yardımcı olabilir. Eğer kitap kahve eşliğinde sakin bir gün geçirmek istersen burada yumuşak koltuklar, taze kahve ve güzel tatlıları bir arada bulabilirsin. Sağlıklı başlayan günün devamında yolunu Yogabarn’a düşür. Yoga derslerinden birine gir, eğer daha önce hiç yapmadıysan bile, bir dene pişman olmayacaksın. Sadece yogayı değil, ortamın güzelliğini, insanların kahkahalarını ve etrafa yaydıkları neşeyi de deneyimle. Eğer Cuma ya da Pazar gidersen family dance ya da ecstatic dance toplanmalarından birine katılıp içinden geldiği gibi dans et ve sonrasında etraftaki pozitif enerjiyi, insanların samimiyetini ve tüm bunların ne kadar iyi hissettirdiğini fark et. Bunların hiçbiri için enerjin yoksa bile, kafesinde bir şeyler atıştırıp oradaki mutlu insanlarla muhabbet et ve bu neşenin nasıl da bulaşıcı olduğunu gör.

Yogabarn’a uğrayıp yoga derslerinden birine mutlaka katılın.

Eğer noodle seviyorsan akşam yemeği için “Melting Wok”a git. Tüm yemekleri çok güzel ama noddle yemekleri bir başka. Akşamları yer bulmak zor olduğu için rezervasyon yaptırmayı unutma. Sokaklarda keşif üzerine bir yürüyüşe çık. Yürürken gördüğün minicik aralıklara dal, o aralığın sonunda karşına çıkacak pirinç tarlalarına, kafelere, otellere ve manzaraya inanamayacaksın.

Kızgın güneşten kaçıp kahve molası vermek istersen “Seniman Cafe”ye uğrayabilirsin. Kahvelerini kendi kavuran nadir mekanlarda olan bu kafede mis kokulu dumanı üzerinde bir kahvenin yanına bir de lezzetli tatlılarından al. Uzak doğudayken taze kahve dışında özlemini çekeceğin diğer bir şey hızlı internet! Seniman Cafe ortalamanın üstünde internet hızına sahip bir wifi sunuyor. Bu nedenle Ubud’da takılp freelance iş yapanların çoğu burada buluşuyor. İç taraftaki büyük masada oturup bu insanlarla derin bir sohbete girebilirsin. Kitap yazan, kodlama yapan, freelance çalışanların hikayelerini dinleyip kendine çizdiğin kariyer yolunu ve yaşam tarzını gözden geçirmeye karar verebilirsin, benden söylemesi.

Akşamı lezzetli atıştırmalıklar ve güzel bir muhabbetle doldurmak istersen daha çok yerel halkın tercih ettiği “Biah Biah”a uğrayabilirsin. Küçük atıştırmalıklar ve yerel yemeklerden tadabileceğin bu mekana yer bulmak için erken gitmekte fayda var.

Aklında olsun
  • Ubud’da konaklamak için lüks oteller ya da merkezde uygun fiyatlı oda kahvaltı sunan “homestay” ismi verilen pansiyonlar arasında seçim yapabilirsin. Her seçenekte de ağaçların arasına saklanmış, kuş sesleriyle uyanabileceğin doğayla iç içe yerler bulmak mümkün. Eğer “homestay”de kalmak istersen merkezdeki küçük sokaklarda gezerek hoşuna giden bir yer bulabilirsin.
  • Tüm sanatların ustaca yapıldığı bu yerde tabi ki masaj da profesyoneller tarafından yapılıyor. Hem otellerin bünyesinde hem de şehir merkezinde kaliteli spa salonları var. Özellikle yoga ve meditasyon üzerine özelleşmiş “wellness” merkezlerinde çakra açma masajı, terapi masajı ya da ayurvedik masaj gibi daha özelleşmiş masajlar yaptırıp kendini şımartabilirsin. 
  • Sudan çok uzak kaldım, biraz serinlemeye ihtiyacım var düşünceleri aklını karıştırmaya başlarsa etraftaki otellerin yeşilliklerin ortasına kurulmuş infinity poollarına gidebilirsin. Palmiyelerle çevrili havuzda dinlenip yenilenebilirsin.

İlginizi çekebilir: Sörf dalgaları, hareketli gece hayatı ve unutulmaz gün batımlarıyla Bali’nin kalbi KutaSörf dalgaları, hareketli gece hayatı ve unutulmaz gün batımlarıyla Bali’

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Gökçe Argun: Büyük küçük kaçamaklarla yeni yerler keşfetmekten daha güzel ne olabilir? Daha önce yürünmemiş sokakların, henüz tadılmamış yemeklerin heyecanı yaşanmalı diye çıktığım yollarda kuşlara özenip uçaktan atladığım, uzak bir köyde sessizce oturup iç sesini duymaya çalıştığım ya da okyanusa dalıp köpek balıklarını gözetlediğim anlar deneyimlerimin en vazgeçilmezleri. Bu hikayelerden etkilenip de yola düşenlerden biri neden sen olmayasın?

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale