X

Bali Adası hikayeleri: Yerleşme aşaması, okul seçimi ve yeni ev

Cennet Adası diye bilinen, Bali’deki pek de cennetlik olmayan ilk deneyimimizi geçen ay burada yazmıştım. Turistik bölgelerden uzaklaşıp, yerleşik yaşayan yabancıların ve adanın yerlilerinin içine karıştıkça deneyimlerimiz güzelleşti.

Bali’de eğitim ve okul tercihlerinde nelere dikkat etmeli?

Otelde kaldığımız hafta, Deniz için önceden bağlantı kurduğumuz, İngilizce eğitim veren birkaç okulu görmeye gittik. Kiralayacağımız evin lokasyonu okula göre belirleneceğinden, ilk halledilmesi gereken konu buydu.

Bali’de her bütçeye uygun birçok okul var. Yabancılar için seçenekler, uluslararası okullar ve İngilizce eğitim veren özel okullar olarak ikiye ayrılıyor. Devlet okullarında sadece yerel dil olan Bahasa Bali okutulduğundan, araştırmalarımıza dahil olmadı. Uluslararası okulların fiyatları, İstanbul’daki aynı düzey okullardan çok daha yukarılara çıkabiliyor. Özel okullar ise, yerel öğretmenlere, yabancı öğretmenlerden daha fazla yer verdiğinden fiyatları makul düzeyde tutabiliyorlar.

Bali’de her bütçeye uygun birçok okul var. Yabancılar için seçenekler, uluslararası okullar ve İngilizce eğitim veren özel okullar olarak ikiye ayrılıyor.

Ben öğretmenden çok öğrenciyle ilgilendiğim için Bali’de uluslararası okullara şöyle bir göz atmaktan öteye gitmedim. Deniz’den gözlemlediğim kadarıyla, bir çocuk arkadaşıyla hangi dilde anlaşıyorsa o dili rahatlıkla öğreniyor. Öğretmenin konuştuğu dil, “native” olup olmadığı daha geri planda kalıyor. Bali’de yerli halk ve çocuklar dahil herkes İngilizce biliyor. Bu nedenle benim asıl baktığım şey, Deniz’in Türkçe konuşan bir arkadaşla aynı sınıfta olmamasıydı. Bu arada, birçok ülkenin aksine burada yaşayan pek fazla Türk yok. Geleli 1 aydan fazla olmasına rağmen yaşadığımız bölgede bir Türk’e bile rastlamadık henüz.

Deniz’e, adanın en güneyinde Jimbaran yakınlarında, İngilizce ağırlıklı ama Endonezce ve Mandarin dersleri de olan, havuz ve bahçe etkinliklerine ağırlık veren bir okul bulduk sonunda. Bali’ye geleli 1 hafta olmamışken Deniz’in “anne okula hemen başlayabilir miyim?” diye sormasını iyi şans olarak değerlendirip, ev bakmak üzere, okulun kapısından çıktık ve caddenin karşısına geçtik. İki adım atmamıştık ki “Casa di Ungasan” yazısı gözüme çarptı… Hadi bir bakalım deyip, içeri girdik. İki oda bir salon evleri olan havuzlu bir site. Internet, haftada bir temizlik, su, her türlü bakım onarım dahil. Tolga’yla birbirimize bakıp “yok artık” dedik. Okulun karşısında bu şartlarda bir ev bulmuş olabilir miydik! Fiyat konuşmak üzere site yöneticisinin numarasını alıp, oradan da çıktık.

Bali’de konaklama

Bali’de her çeşit konaklama seçeneği mevcut ve yüzlercesi var. Bu nedenle en yoğun sezon olan Temmuz-Ağustos aylarında bile size uyan şartlarda evler, oteller ya da villallarda rahatlıkla boş yerler bulunuyor. Internet üzerinden önceden rezervasyon yapmaya hiç gerek yok aslında ama vardığımda çok yorgun olurum, otel arayamam derseniz 2 gün için bir yer ayarlayıp sonrasında başka bir yere geçmek daha mantıklı olabilir. Buraya geldikten sonra otel bulmak, hem lokasyon seçme hem kalınacak yerin şartlarını görme hem de pazarlık yapma açısından çok daha avantajlı.

Pazarlık yapma konusunu özellikle vurgulamak isterim. Bali’de restoranlar hariç her yerde pazarlık yapmak nerdeyse gerekli. Bunu turistik alışverişlerde öğrendiğimiz için, ev tutarken de denedik ve aylık 550 Usd olarak söylenen yeri 400 Usd’ye kiraladık. Ev, araba kiralama hatta okul bulma sürecimizde şunu öğrendim ki; Bali’de her zaman ucuzun ucuzu var. Aradığın şartlara ve bütçene uygun olduğunda uğraşmayabilirsin ama bil ki sıkı bir pazarlıkla fiyatlar inanılmaz derecede düşebiliyor. Çünkü adada turistlere ya da geçici olarak yerleşen yabancılara yönelik her şeyden, fazlaca seçenek var.

Otelde uykusuz geçirdiğimiz 6 geceden sonra, iki odası, iki bahçesi ve havuz manzarası olan yeni evimize taşındığımız gün ne kadar mutlu olduğumu tahmin edersiniz. Ancak Bali sürprizlerle dolu bir yer gerçekten. Eve eşyalarımızı yerleştirmeye başlamadan, banyoda bir kurbağa, salonda Brown Huntsman diye bilinen bence dünyanın en hızlı örümceği ve mutfaktaki kertenkele ailesiyle karşılaşınca bir anda neye uğradığımı şaşırdım. Kertenkeleler hariç diğer hayvanları doğal ortamlarına gönderdikten sonra camlara sineklik bakalım dedik.

Bali’de restoranlar hariç her yerde pazarlık yapmak nerdeyse gerekli.

Kuzey ve iç kısımlar kadar olmasa da Bali’nin güneyinde de her yer yemyeşil. Doğal ortam böyle olunca da sinekler ve böceklerle yaşamaktan haz etmiyorsanız, önlem almak gerekiyor. Fakat bunun öyle kolay olmayacağını daha alışverişe çıkmadan önce, site yöneticisiyle konuşurken anladık. Biz de yaz aylarında, köşe başı markette bile bulunan cam sinekliği burada yok. Hatta bahsettiğiniz konuyu anlamıyorlar. Yaygın olan, yatağın tavanından aşağılara doğru uzayan tül cibinlikler.

Carrefour gibi büyük marketlerde en azından tül bulunur diye düşündük ve sineklik yerine, tül alıp kendimiz çerçeveye uygun hale getirelim dedik. Carrefour’da tül de satılmıyormuş ama biz görevliyle konuşurken, bir kadın yanımıza yaklaşıp “cam sinekliği arıyorsunuz sanırım” diyerek nerede bulabileceğimizi söyledi. Kadın Endonezya’lı ancak kocası Türk’müş ve kendi aramızda türkçe konuşmalarımızı duyup gelmiş. Bizim için büyük bir şanstı tabii. Tarif ettiği yere gittiğimizde cibinlik yapan bir dükkan bulduk. Fazlasıyla tül vardı tabii. Adamcağız neyse ki derdimizi anlayıp istediğimiz ölçülerde tül kesip verdi bize. Sonrasında raptiye alıp, çerçevelere monte etme işi Tolga’ya düştü. Bütün bu işleri aynı günde halledemedik tabii..

Bali gerçekten büyük bir ada. Jimbaran’dan Sunset Road üstünde olan Carrefour’a, oradan sineklikçiye gidip, raptiye için başka bir yere uğrayıp eve dönmek uzun zaman alıyor. Bir de trafik saatine kaldıysanız, “Waze” uygulamasını açıp, onun çizdiği rotalardan giderken ara sokaklardaki bozuk yollar iyice süreyi uzatıyor. Yine de Bali’de yaşamayı ya da burada uzun süreli bir tatil yapmayı düşünüyorsanız, “Waze” uygulamasını telefonunuza indirmenizi tavsiye ederim. Gerçekten yerel yönetimin unuttuğu yolları Waze biliyor.

İşinize yarayabilecek bilgiler
  • Sineklik: Cam sinekliğini uygun fiyata aldığımız yer, Sunset Point’teki Pizza Hut’ın bulunduğu köşeden sola dönülen cadde üzerinde. Pizza Hut’ın çapraz karşısı diyebilirim. “Waze”den Pizza Hut diye yazınca, birkaç bölge içinde “Sunset Point”i işaretleyin ve vardığınızda Pizza Hut’ın önündeki ışıklardan sola dönün. 3-4 metre gittikten sonra sağ tarafınızda bu dükkanı bulabilirsiniz.   
  • Karbonat: Yine hiçbir yerde bulamadığım ve benim için çok önemli bir temizlik malzemesi olan karbonatı, bir kaç bölgede bulunan organik ve doğal ürünlerin satıldığı Bali Buda’dan bulduk. Ayrıca Bali Buda’da başka yerlerde bulamayacağınız tahin, bitki çayları ve kuru bakliyat gibi ürünlerde var.
  • Araba kiralama: Bali’de genelde motorsiklet kullanmak revaçta. Ancak bizim gibi çocuklu aileler ya da Bali trafiğinde motorsiklet riskini göze alamayanlar arabayı tercih ediyor. Araba kiralama şirketleri günlük kiralamadan daha fazla kazandıkları için aylık vermeye çok hevesli değiller. Bu nedenle pazarlık limitiniz çok az bu sektörde. Bir de güvenilir bir şirket olması, herhangi bir kaza, hasar durumunda önemli. Bizim araştırmalarımızın sonucu en uygun fiyatlı ve güvenilir olduğuna kanaat getirdiğimiz Bali Kresna oldu. Sahibi Nyoman, çok sakin ve Hindu inancına sahip bir Balinese. Kendisini tavsiye ederim.

İlginizi çekebilir: Bali Adası hikayeleri: Gördüklerimiz, yaşadıklarımız ve talihsizliklerimiz.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Azize Şahin: 2006 yılında, Osho’nun meditasyonlarıyla yoga ve meditasyon öğrenciliğim başladı. Bu yolculukta bir workshop için gittiğim Hindistan’da eğitmen olmaya karar verdim ve ilk hocalık eğitimimi, 2009 yılında Zeynep Aksoy’dan aldım. Eğitimden hemen sonra Cihangir Yoga’da dersler vermeye başladım. David Cornwell ile Meditasyon Eğitmenlik Eğitimi, Mindfulness, Svagito Liebermeister ile Danışmanlığın Zen Yolu, İnsanlarla Çalışmak, Travmaları İyileştirmek, Somatic Experiencing gibi dönüşüm sağlayıcı eğitimler aldım. Çeşitli eğitimler ve sertifika programlarıyla özellikle aktif meditasyonlar, mindfulness ve bedensel terapi alanında kendimi geliştirmeye devam ederken, akademik olarak Üsküdar Üniversitesi’nde Uygulamalı Psikoloji alanında yüksek lisans yapıyorum. 2006 yılından beri hem kendi deneyimlerim hem de birlikte çalıştığım insanlarda, farkındalık çalışmalarının şifayı beraberinde getirdiğine tanıklık ettim. Her türlü konuda, çözüm dışardan değil, içerden geliyordu ve yöntemler alışık olduğumuz gibi karmaşık değil çok basitti. Bu farkındalığım, hayatımın amacını belirlememi sağladı: “Meditasyon öğretmek ve her insanın kendi içindeki bilgeliği ortaya çıkarmakta bir rehber olabilmek.” Bu amaç çerçevesinde, kişisel dönüşüme meditatif bir bakış açısıyla bireysel terapiler ve nörobilim temelli farkındalık, odaklanma ve stres yönetimi konularında workshoplar ve kurumsal eğitimler veriyorum.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale