X

Bali Adası hikayeleri: Gördüklerimiz, yaşadıklarımız ve talihsizliklerimiz

Kader mi, düşünce gücü mü derken, nihayet geldik Bali’ye… 3 kişi, 3 büyük valiz ve tek yön aldığımız biletlerimizle yolculuk başlamıştı İstanbul’dan… Jakarta’daki arkadaşımızda 2 günlük dinlenme ile Bali’ye daha rahat bir başlangıç yaparız sanmıştık ancak Kuta’daki geçici konaklama mekanımızın aşırı merkezi olması bizi düşündüğümüzün tersine etkiledi..

Öncelikle gece boyu devam eden gürültü, odanın boyutundan kaynaklanan havasızlık ve sivrisinekler Jakarta’da hiç hissetmediğimiz jet-lag’e gecikmeli yakalanmamıza yol açtı. 6 gece o odada günde sadece 3 saat uyuyabildim… Normal şartlarda bile az uyuyan Tolga da -kendisi eşim olur- uykusuzluktan şikayetçiydi. Böyle olunca oğlumuz Deniz de bizden etkilendi. Ailece geçici insomnia yaşadık.

Genelde ilk kez gittiğim yerlerde, enerjim yüksek olur ve gün boyu büyük bir merakla, yürüyerek dolaşabilirim. Bali’de zamanımızın çok olmasından mıdır nedir bilmem, hiç de öyle olmadı. Uykusuzluğum, beni yorgun ve tahammülsüz birine dönüştürdü… Bir de etraftaki turist kalabalığı eklenince sinir sistemim sürekli alarm modundaydı.

Kuta, Temmuz ve Ağustos aylarında sörf yapan Avustralyalıların ziyaretinden dolayı çok kalabalık. Bu turistik kalabalığı aldatarak para kazanan bir kısım Endonezyalı keşfettik (Endonezyalı diyorum çünkü Balililer karma inanışlarından dolayı böyle bir döngüye girmekten kesinlikle kaçınıyorlar). Biz de bundan payımızı alıyorduk neredeyse… Neyse ki karmamız temizmiş.

Hikaye, elimizdeki bir kısım Doları, Endonezya Rupiah’sına çevirirken başladı. Kuta’da yürürken adım başı “money exchange” ofisleri görüyorsunuz. Hepsinin başında “yetkili” anlamına gelen “authorized” yazıyor ancak kurlar birbirinden çok farklı. Şöyle ki bir exchange ofiste 1 USD- 13.200 IDR iken diğerinde 13.699 IDR. Tabii ki herkes gibi biz de en iyi kurdan para bozdurma peşindeyiz. Sonuçta en yüksek gördüğümüz kurdan bir miktar para bozdurduk ve çok merak ettiğimiz Ubud’a doğru yola çıktık.

Bu arada Bali’de ulaşım ya taksi ya da scooter motorlarla sağlanıyor. Toplu taşıma diye bir şey görmedim, ama yerel halkın kullandığı çok seyrek otobüslerin olduğunu sonradan öğrendim. Taksimetre açan taksilere biniyorsanız, trafiğe takılmamak için yoğun olmayan saatlerde gezmek daha iyi bir seçenek. Yoksa çok pahalıya geliyor ulaşım. Biz 6 yaşında çocuğu olan 3 kişilik bir aile olduğumuz için araba kiralayana kadar taksiyi tercih ettik. İlk önce Uber kullandık, daha sonra bir arkadaşımızın tavsiyesiyle “go-jek” uygulaması indirip çok uygun fiyatlara gezebildik.

Bali / Ubud / Pirinç tarlaları

Ubud bize iyi geldi… Maymunların olduğu ormada gezip, yemek yedik ve hava kararmadan önce otele doğru yola çıktık. Deniz, odaya girer girmez yatağa girdi ve geldiğimizden beri ilk kez rahatça uykuya daldı. Biz de Tolga ile fiyatları anlamak açısından, gün içinde neye ne kadar harcamışız gibi hesaplamalara girdik. Zira Endonezya’da binler ve milyonları günlük hayatta kullanmak çok kafa karıştırıcı oluyor. Tolga sabah bozdurduğumuz para ile harcadıklarımız arasında büyük bir fark yakaladı. Yaklaşık 1,5 milyon IDR yani 100 dolardan daha fazla bir miktar ortada yoktu. Takside mi düşürdük, bir yere fazla mı verdik diye düşünürken, Tolga’nın aklına para bozdurduğumuz yerdeki adamın hızlı hareketleri geldi. Ben de bu düşüncesine kızdım… Bir şekilde ortadan kaybolan bir para vardı ama bunun için başkasını suçlamaya gerek yoktu.

İlginizi çekebilir: Bali’nin ortasında, dağların tepesinde, palmiye ağaçlarının arasında: UbudBali’

Her zamanki gibi uykusuz bir geceden sonra, günümüz başladı. Bütün gün Kuta’da okyanusun keyfini çıkardık bu sefer. Akşama doğru otele dönerken, Tolga aynı yerden tekrar para bozdurmaya karar verdi. O para bozdururken, ben de yanında Deniz’le oynuyordum. Bir ara Tolga benden bozuk para istedi, 13.699’u 13.700’e tamamlamak için. Bunu daha önce de istemişlerdi. Ben bozukluk ararken, birden Tolga’nın sinirli bir şekilde ofisteki adama “dün 1,5 milyonu sen aldın” dediğini fark ettim. Meğerse, istenilen bozuk parayı cüzdandan çıkarırken, içerdeki adam parayı tekrar sayıyormuş gibi yapıyor ve paranın bir kısmını hızlıca, önündeki masanın arkasına atıyormuş. Bu arada sen önceden saydığın için, bozuk parayı verip, masanın üstündeki parayı alıp gidiyorsun. Tolga, bunu fark edince, polisi çağırıyorum diye telefona sarıldı. Adam da panik bir şekilde patronumu arıyorum deyip telefonu aldı eline. Benim alarm vaziyetteki sinir sistemimin regülasyonu iyice bozuldu bu güvenlik sorunuyla birlikte, yanımda Deniz’in olduğunu unutup adama “hırsızsınız siz” diye bağırmaya başladım. Bir anda telefondaki patronla konuşurken buldum kendimi. Özür diliyor ve 1,5 milyon IDR’yi almamızı istiyor, bir yandan da ofisteki adam bir miktar parayı elime tutuşturdu. Tolga polis diye arkadaşıyla konuştuğu telefonu kapattı ve 1,5 milyon IDR’yi alıp otele döndük. Sonradan öğrendim ki, Tolga’nın bir süredir Endonezya’da yaşayan arkadaşı, polisin de bu işlerden haberdar olduğunu, eğer suçu kabul edip, geri veriyorsa, paramızı alıp daha fazla uzatmadan oradan uzaklaşmamızı tavsiye etmiş ve bu nedenle Tolga parayı alarak konuyu kapatmış.

Normal şartlarda, bir eşyamı kaybettiğimde -evrene hediye- diye düşünürüm, çok üzülmem. Bu düşünce, sahip olduklarıma çok bağlanmamam gerektiğini hatırlatır bana. Kayıplardan bazıları saatler, günler içinde geri döner, bazıları hiç dönmez. Bali’de de kaybettiğimiz para bize dönmüştü. Aslında mucize gibi bir şeydi… Eşyayı bulmak kolaydır ama az sayılmayacak bir paranın geri dönmesi gerçekten şaşırtıcı. Yine de yaşadığımız olay bir eşyayı kaybedip bulmak kadar basit değildi. Beni gerçekten üzdü ve “ne yapabilirim” diye düşündürdü. Birçok turistin buna maruz kalıyor olduğunu bilmek de rahatsızlığımı arttırıyor… Elimden gelen, bu hikayeyi mümkün olduğu kadar çok anlatıp, forumlara yazıp, Bali’de tatil yapanların dikkat etmesini sağlamak. Yoksa Bali’de yasal yollara başvurmak yıpratıcı ve faydasız. Bunu kabul etmek kolay değil benim için, ama bazen fazla aktivist davranmak sadece gerginliği yükseltiyor. 

Sonuç olarak bu hikaye de ders alıp yola devam edeceğimiz konulardan biri…

Not: Bali’deki hikayemiz biraz karışık başladıysa da devamında gayet iyi gidiyor. Bir sonraki yazımda, ev ve araba kiralama, Bali için çok önemli olan ancak çok zor bulunabilen cam sinekliğinin nereden alınacağına dair kullanışlı bilgiler vermeyi planlıyorum.

Sevgiyle kalın.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Azize Şahin: 2006 yılında, Osho’nun meditasyonlarıyla yoga ve meditasyon öğrenciliğim başladı. Bu yolculukta bir workshop için gittiğim Hindistan’da eğitmen olmaya karar verdim ve ilk hocalık eğitimimi, 2009 yılında Zeynep Aksoy’dan aldım. Eğitimden hemen sonra Cihangir Yoga’da dersler vermeye başladım. David Cornwell ile Meditasyon Eğitmenlik Eğitimi, Mindfulness, Svagito Liebermeister ile Danışmanlığın Zen Yolu, İnsanlarla Çalışmak, Travmaları İyileştirmek, Somatic Experiencing gibi dönüşüm sağlayıcı eğitimler aldım. Çeşitli eğitimler ve sertifika programlarıyla özellikle aktif meditasyonlar, mindfulness ve bedensel terapi alanında kendimi geliştirmeye devam ederken, akademik olarak Üsküdar Üniversitesi’nde Uygulamalı Psikoloji alanında yüksek lisans yapıyorum. 2006 yılından beri hem kendi deneyimlerim hem de birlikte çalıştığım insanlarda, farkındalık çalışmalarının şifayı beraberinde getirdiğine tanıklık ettim. Her türlü konuda, çözüm dışardan değil, içerden geliyordu ve yöntemler alışık olduğumuz gibi karmaşık değil çok basitti. Bu farkındalığım, hayatımın amacını belirlememi sağladı: “Meditasyon öğretmek ve her insanın kendi içindeki bilgeliği ortaya çıkarmakta bir rehber olabilmek.” Bu amaç çerçevesinde, kişisel dönüşüme meditatif bir bakış açısıyla bireysel terapiler ve nörobilim temelli farkındalık, odaklanma ve stres yönetimi konularında workshoplar ve kurumsal eğitimler veriyorum.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale