Bugün belki çok bunaldın, belki çok kırıldın, belki kalbinin kaldıramayacağı kadar ağır yükler taşımak zorunda kaldın, belki çok hayal kurdun ve belki bugün hayallerin gerçekleşmedi. Ama yarın o hayalleri gerçekleştirebileceğin yepyeni bir gün unutma!
Bazen her zaman baktığımız manzara zamanla gözümüzde sıradanlaşabilirken, aslında asıl güzellik sadece bizim gözlerimizin ardından geliyordu… Sahip olduğumuz en değerli hazine gözlerimizin ardından yüreğimize uzanan gizli geçitte gizlidir…
Bakış açısı her şeydir
Koşuyorsun, koşuyorsun, derin nefesler alıp verip “Evet, birazdan varış çizgisine varacağım, ha gayret!” diyorsun kendine. Sanki mutluluk varış çizgisindeymiş gibi…
Sonra bir bakıyorsun ki koşarken hiç görmediğin çiçekler açmış yol kenarında. Ağaçlar meyve vermiş. Sonra yapraklar sararıp solmuş. Her yer bembeyaz olmuş birden… Sen koşarken mevsimler değişmiş. Zaman sen varış çizgisine varamadan geçip gitmiş.
Neden bu kadar hırpalıyoruz kendimizi?
Ayrıca bu kadar çabaya rağmen hiç kimsenin kimsenin gözünden her şeyi tam anlamıyla göremediği gerçeğini bildiğimiz halde, neden bazı konularda insanların söylediği sözler yaralıyor bizleri? Kime göre, neye göre doğruyuz veya kime göre, neye göre daha iyiyiz?
Ne kadar çabalarsanız çabalayın, insanların sizi gördüğü ve kendine göre değerlendirdiği kadarsınızdır. Bu sebeple en doğrusu insanın yalnızca ve yalnızca kendi sınırları ve istekleri doğrultusunda ilerleyeceği yolu bilmesi ve kendi kapasitesinin farkında olarak elinden gelen çabayı gösterdiğine emin olmasıdır. Alacağınız birkaç tavsiyeye kulak vermek dışında fazlasına neden bu kadar takılırız ki? Bu konuda hesap vereceğimiz tek unsur vicdanımızdır. Gerisi yalnızca zaman gibi tarih olur gider…
Olayları iyi değerlendirmek istiyorsan olaylara bazen içinden değil, tam da dışından bakmak en doğrusudur. Ama kendine yapabileceğin en kötü şey birinin gelip de hiç olmadığın kadar yetersiz hissettirmesine izin vermektir.
İstediğin yolda ilerlemek için sebepler görüyorsan kendinde, yoluna çıkan ne kadar hendek olursa olsun kendi yolunda ilerlemeye devam et! Yaşadığımız her an bir tecrübedir ve gelişim için bize verilmiş bir inci tanesi gibidir. O incileri toplayıp dünyanın en güzel kolyesini kendine hediye etmek mi istersin, yoksa hiç inci elde etmemeyi mi?
Fakat amaç, hiçbir zaman inciyi kazanmak olmamalı. O, yolunda kazanmış olacağın küçük bir ödül olacak kendine.
Asıl güzel olan gerçekten mevsimler değişirken yolun güzelliğinin farkına varmaktır ve gerçekten aslında asıl mutluluk yoluna çıkan o hendeklerle beraber yolun kendisinden başka bir şey değildir.
Asıl mutluluk yolun kendisidir!
Yapman gereken en güzel şey ise kendin olmaktan vazgeçmeden, koştuğun yolda bazen biraz yavaşlayıp, yürüyüş yapıp yol kenarında açan çiçeklerin güzelliğine varmaktır. Sonbahar esintisine kucak açıp saçlarının rüzgarda savrulmasına izin vermektir.
Hatta bazen şahlanıp giden bir at gibi yüreğine ses verip o rüzgarı teninde hissetmektir.
Her neye tutkunuz olursa olsun tutkuyla yaptığınız bir şeyde, tutkusuz yapacağınız her şeyden bir adım önde olursunuz. Bugünü erteleme ama yarına da bel bağlama! Sadece her şeyi baştan yapabileceğin bir yarın olduğunu bil ve sadece anı yaşa!
Ama yarın yeni bir gün unutma!
Sevgilerimle…
İlginizi çekebilir: Mükemmele ulaşmak için ilk adım: Mükemmelin olmadığını kabul edip akışta ve dengede kalmak