X

Bakıcıya veda ederken çocuğunuzun bu durumdan etkilenmemesi için 15 öneri

Çocuğunuzun gelişimine destek veren, pek çok zaman onun yanında olan, onu büyüten, gelişimine binbir katkı sağlayan sevgili bakıcısının işten ayrılma vakti geldi çattı. Peki, bu süreci sağlıklı olarak nasıl yürütmeli?

Kısa süreli de kalsa uzun süreli de kalsa bakıcı ile çocuk arasında bir bağ oluşur ve veda zamanı gelince çocuk bu durumdan etkilenir.

Çocuğun bakıcısının çocukla ne kadar süredir birlikte olduğu önemlidir, ama birlikte olunan süre kısa da olsa uzun da olsa, bakıcıyla çocuk arasında bir bağ kurulmuştur ve her ayrılış çocuğu etkileyecektir.

Bu konu yetişkinler için profesyonel bir konu gibi gözükse de, çocuklar için son derece duygusal ve üstesinden gelmesi zor bir durumdur. Kendisine birincil bakım veren kişinin birden hayatından çıkıyor olması, çocuğu ruhsal olarak çoğu zaman etkiler. Kimi çocuk bu süreci fazlasıyla dışa vurarak belli eder, kimisi ise süreci erteler.

Pek çok çocuk ailesiyle geçirdiği süreden daha fazla süreyi bakıcısıyla geçirir ve çocuklar bakıcılarını bir akrabaları, ailenin bir ferdi olarak görürler. Çocuklar, bakıcısının gidişini, ailenin kendisini cezalandırması gibi algılayabilir ve bu ayrılığın kendi yaptığı bir hata sebebiyle olduğunu düşünebilir. Çocuğun yaşı ne olursa olsun, bu vedayı çocuğun anlayabileceği bir dilden gerçekçi açıklamalarla yapmakta fayda vardır. İşte çocuğunuza bu ayrılışı anlatmanıza yarayacak 15 öneri:

1. Bakıcının gidişinin çocukla bir ilgisi olmadığı, ayrılışının çocuğun yaptığı herhangi bir şeyden kaynaklanmadığı çocuğa net bir şekilde belirtilmelidir.

2. İmkan varsa bakıcıyla güzel bir vedalaşma ayarlanmalıdır. Bakıcının işten ayrılma sebebini çocuğun yaşına uygun bir açıklamayla izah edebilir ve güzel bir veda gerçekleştirebilir. Kendisini anımsatacak bir hatıra bırakabilir.

3. Eğer bakıcı gideceğini kendi açıklayacaksa bu açıklama ne çok erken ne çok geç olmalıdır. Eğer yeni bir bakıcı gelecekse bir süre iki bakıcının birlikte çalışması, işleri birbirlerine devretmesi gerekir ve her şeyden önce çocuğun eski bakıcısının, yeni bakıcısına güvendiği mesajı çocuğa verilmelidir. Böylelikle çocuk yeni bakıcısına alışma sürecinde, eski bakıcısına ihanet ediyor algısına kapılmayacaktır.

4. Yeni gelen bir bakıcı olacaksa, aile yeni bakıcıya güvendiğini çocuğa hissettirmelidir.

5. Çocuğa, bakıcının mesleğinin ‘dadılık’ olduğu anlatılmalıdır. Tıpkı doktor, hemşire, öğretmen, servis şoförü gibi bakıcılığın da bir meslek olduğu, çocukları çok seven kişilerin bu işi yaptığı anlatılmalıdır. Bu noktada ‘Sen büyüdün artık, o başka çocuklara bakacak” gibi açıklamalardan kaçınmak önemlidir. Aksi takdirde çocuklarda gerileme- bebeksileşme davranışları başlayabilir. Zira çocuk küçülürse dadının tekrar gelebileceği algısına kapılabilir.

6. Ailenin, çocuğun hissettiği her türlü duyguyu anladığını, kucakladığını hissettirmesi önemlidir. ‘Evet, bakıcın gittiği için gerçekten çok kızgınsın, seni anlıyorum’, ‘Üzgün olduğunu görüyorum, bu çok normal’ gibi cümlelerle çocuğun duygularının normal olduğunu anlatmak ve çocuğun duygularını aynalamak önemlidir.

7. Eğer çocuk küçükse bakıcının ayrılışı hikaye şeklinde anlatılabilir “Değişim hayatın bir parçasıdır. İnsanlar doğar, bebek olur, çocuk olur, yetişkin olur, sonra yaşlı olurlar. Mevsimler değişir; kış olur, ilkbahar olur, yaz olur, sonbahar olur, yağmur yağar, güneş açar, gece olur, gündüz olur, tırtıllar kelebek olur. Değişim doğaldır. Bizim ailemiz de yavaş yavaş değişiyor’ gibi bir hikayeleştirme çocuğun süreci içselleştirmesine imkan sağlayacaktır.

8. Ebeveynlerin de bakıcının ayrılmasından dolayı üzgün olduğu anlatılabilir.

9. Bakıcının aileyle iş ilişkisinin bittiği, ama sevginin devam ettiği çocuğa mutlaka anlatılmalıdır. Gitmiş olsa bile, bakıcının çocuğu hala sevdiği, ona değer verdiği ve onu önemsediği çocuğa anlatılabilir.

Bakıcıyla çocuğun beraber geçirdiği güzel zamanları anları anlatan bir ‘hatıra çalışması’ yapmak çocuğun geçmiş ile bugün arasında köprü kurmasına yardımcı olacaktır.

10. Beraber bir ‘hatıra çalışması’ yapılabilir. Beraber gezilen yerleri, paylaşılan anları çizip, süreci görselleştirmek ve somutlaştırmak önemlidir. Böylelikle çocuk geçmişle şuan arasında bir köprü kurabilir.

11. Eğer bakıcının gidişi sancılı olduysa ve vedaya imkan kalmadıysa ‘boş sandalye’ uygulamasıyla, çocuğun bakıcısına veda etmesi sağlanabilir. Yanı bakıcısı tıpkı ordaymışçasına, ‘Şuan burada olduğunu hayal et, ona neler söylemek isterdin?’ diyebilirsiniz.

12. Bu süreci çok abartmamak önemlidir. Sıkça ‘Ne hissediyorsun, nasılsın?, Her şey yolunda mı?’ gibi sorularla çocuğa bakıcısını hatırlatmak da çocuğun unutmasına engel olacaktır.

13. Ailenin, çocukla normalde olduğundan daha fazla veya daha az ilgilenmemesi faydalı olacaktır. Zira bu gibi durumlar, çocuğun, ailenin hata yaptığını düşündüğü ve pişman olduğu imajını yaratacaktır.

14. Net bir şekilde bakıcıların her zaman evlerinde olamayacağını, ama anne ve babanın onunla olmaya devam edeceğini vurgulamak önemlidir.

İlgili yazı: Anne ile kurulan bağın yaşam ve ilişkiler üzerindeki etkisi

15. Eğer iyi bir ayrılma yaşandıysa, özel günlerde bakıcıyla mektuplaşma, kart gönderme, ziyaret etme ritüelleri de yaratılabilir, özel günlere davet edilebilir.

Uzman Klinik Psikolog İrem Alişanoğlu Polat: Uzman Klinik Psikolog İrem Alişanoğlu Polat, İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikoloji & Uluslararası İlişkiler bölümlerinden çift ana dal dereceleriyle mezun olmuştur. İngiltere’de University of Westminser’da Örgütsel Psikoloji alanında yüksek lisansını tamamlamıştır ve akabinde İstanbul Bilgi Üniversitesi Klinik Psikoloji (çift ve aile terapisi alt dalı) programında ikinci yüksek lisans programından mezun olmuştur. Çocuklarla, gençlerle, yetişkinlerle, ailelerle ve çiftlerle psikoterapi yapmaktadır. Çalışmalarında; sistemik, EMDR, şema, bilişsel davranışçı terapi, oyun terapisi, çözüm odaklı terapi yöntemlerini kullanmaktadır.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale