Baharın izinde: Taşkent’te unutulmaz bir seyahat
“Yine bahar geldi. Dünya şiirleri ezbere bilen bir çocuk gibidir.” -Rainer Maria Rilke
“Hangi mevsimde ziyaret edilmeli?” bence seyahat yazılarının en önemli başlıklarından birisi. Ben de bu başlıktan yola çıkarak Taşkent için keyifli bir gezi rehberi hazırlamak istedim. Taşkent gezilecek yerler ve Taşkent’te neler yapılır sorularına da yanıt vereceğim bahar temalı bu listede, baharın şehre kattığı güzelliklerden ilham alarak sizlerle görmekten mutlu olduğum yerleri paylaşacağım.
Baharda birçok yer eminim ki çok güzel, fakat burada üçüncü kez baharı karşılayacak biri olarak şehri sevme sebeplerimin başında ilkbahar geliyor diyebilirim. Burayı bahar ile özdeşleştirmeden anlatmak bence Taşkent’e dair bir şeyleri eksik anlatmak olur. Lafı daha fazla uzatmadan baharın en çok yakıştığı şehir Taşkent için en keyifli destinasyonlar nereler, gelin birlikte bakalım.
Taşkent gezi turu
Taşkent, kocaman dev ağaçları ve yemyeşil parkları ile beni oldukça şaşırtan bir yer oldu. Özbekistan’a ilk kez gelecekler için burada şehrin iki ayrı yüzü ile karşılaşacaklarını söyleyebilirim. Biri şehrin gelişmekte olan alışık olduğumuz modern yüzü; diğeri ise eski Sovyet zamanının izlerini barındıran tarihi yüzü.
Geleneksel kısım eski Sovyet binaları, nostaljik Lada arabaları, tarihi mozaikler, külliye ve medreselerden oluşuyor. Ve şehrin modern atmosferi ile birleşerek şehri keşfedenlere farklı ve etkileyici bir deneyim yaşatıyor. Taşkent’in yemyeşil doğası ve renkli Özbek kültürü ile tanışmak isterseniz bahar gezi planlarınızda buraya da yer verebilirsiniz.
İlk durak: Yeşili ile cezbeden park ve bahçeler
1. Japon Bahçesi
Küçük bir gölete bakan bu Japon parkında, Japon kültürüne özgü yapıları ve çeşitli kuş türlerini göreceksiniz. Kazlar, ördekler, tavus kuşları, serbest gezen leylekleri ile burası kendine has bir güzelliğe sahip. Burada ağaçların altında piknik yapabilir, kuş sesleri eşliğinde kitap okuyabilir, güzel manzaranın ve sakinliğin keyfini doyasıya çıkarabilirsiniz. Ayrıca Japon stilini yansıtan ahşap mini köşkte güzel fotolar çekebilir, büyük Japon balıklarını da izleyebilirsiniz. Burası için 2 saatlik bir zaman ayırmanız yeterli olacaktır. (Giriş ücretli)
2. Seoul National Park- Dostluk Bogi
Kore parkı, dostluk bahçesinin içinde yer alan özel bir park. Çok küçük bir alana ayrılmış bu park da yine Kore kültürüne özgü bir tasarımla hazırlanmış. Küçük bir gölet üzerinde ahşap köşk, renkli ahşaplardan yapılmış süslü kocaman bir çan burada görecekleriniz arasında bulunuyor. Gerçekten sınırlı ve küçük bir alana yayılmış olsa da bence burası da görülmeye değer. (Giriş ücretli)
3. Ecopark
Ecopark, yürüyüş ve spor aktiviteleri için oldukça güzel bir park. Çocuklar için çok güzel oyun alanlarına sahip. Yine bolca ağaç ve yeşil alanların olması iyi vakit geçirmek ve görmek için yeterli bir neden. Ayrıca burası Nevruz tatilinde ve başka özel günlerde farklı etkinliklere ev sahipliği yapan parklar arasında. Ayrıca parkın içinde çok güzel bir kafe/restoran da yer almakta. Yorulduğunuzda orada güzel bir kahve molası verebilirsiniz. Hatta burada sakura latte denemenizi özellikle tavsiye ediyorum.
4. Milli Bogi
Oldukça büyük bir alana sahip olan bu parkın içerisinde yürüyüş parkurları, küçük kahve durakları, yeme içme alanları, tatlı bir gölet ve bu gölet içerisinde üstüne binip gezebileceğiniz su bisikletleri yer alıyor. Ek olarak, yaz aylarına özel açılan suni küçük bir plaj ve havuz bölümü de burada dikkat çeken alanlardan. Yine bolca ağaç ve yeşillik, çiçekli peyzaj alanları ve farklı etkinlik köşeleri ile renkli bir ortam ve keyifli saatler burada sizi bekliyor diyebilirim.
5. Botanik Bahçesi
Baharın ve yeşilin doğa ile kucaklaşmasını en iyi gözlemleyeceğiniz yerlerden birisi de botanik bahçesi. Burada yürüyüş parkurlarında yürüyerek etrafı keşfedebilir, isterseniz bisiklet de kiralayarak gezebilirsiniz.
6. Taşkent’in Disneyland’ı: Magic City
Buranın açık hava AVM’si de diyebiliriz Magic City için. Renkli dekorasyonu ile gezmesi keyifli bir alan. Magic City’ye dair dikkat çeken en önemli şeylerden biri içerisinde yer alan kocaman mavi şato. Biraz Disneyland havası verilmeye çalışılmış ama o kadar büyük bir yer değil tabii ki. Alışveriş dükkanları her biri renk renk küçük küçük farklı tasarımlarda dizayn edilmiş.
Hafta sonları muhakkak farklı çizgi film karakterlerine bürünmüş animatörler oluyor. Çocuklar için oldukça renkli ve eğlenceli bir ortam. Akşamları ise ışıklandırılmış hali ayrı bir güzel buranın. Ortadaki gölet alanında -su dansı diyeceğim- su şovları oluyor müzik ve ışık ile birlikte. Bu da ilk kez görecekler için ilginç bir ambiyans yaratıyor.
İkinci durak, şehir ile kaynaşma: Metro istasyonları
Buraya ilk geldiğimde yapılacaklar listelerine ben de bir göz attım tabii ki. Ve istinasız hepsinde metro istasyonlarının görülmesi gerektiği yazıyordu. Buna pek anlam veremedim. “Neden metro istasyonu görülmeli?” diyerek bunu hep sonralara öteledim. Bu kadar meşhur olma sebebi ise çok yakın bir zamana kadar bu metroların içerisinde fotoğraf çekmek, video kaydı gibi şeyler güvenlik gerekçesi ile yasakmış. Bu yasağın kalkmasının etkisi ve her istasyonun farklı bir konseptte olması bu metro duraklarını turistler için çekici kıldı sanıyorum. Sovyet ve Özbek kültüründen farklı yorumlar ile her istasyon görsel açıdan bambaşka bir şekilde tasarlanmış. Ben hepsini görmedim henüz ama kozmonotlar metrosundan buraya bir foto bırakacağım. (Bu klişeden kurtulamayarak ben de listeme metro istasyonlarını dahil etmeden geçemedim.)
1. Broadway Caddesi
Broadway Caddesini, bizdeki Taksim gibi düşünebilirsiniz. Onun oldukça minimal versiyonu da denebilir. Şehrin gezilebilecek meydana en yakın en hareketli caddesi olduğu için bu benzetmeyi yapmak istedim. Taşkent’te bizdeki tarzda butikli sokaklar olsun, kafeler restoranlar bir yerde toplansın durumu yok. Her şey birbirinden bağımsız ve farklı noktalarda. Amir Timur Meydanı’na çok yakın olan bu minik caddede kısa bir tur atıp daha sonra meydana Amir Timur Heykeli’ni görmeye geçebilirsiniz.
Bir sanat sokağı gibi de diyebiliriz burası için.(İzmir sevgi yolu benzetmesi daha uygun olabilir bu anlamda.) Her neyse bu sokağı da gezi planınıza ekleyip antika eşyalar satan insanlardan eski Sovyetler’e özgü küçük eşyalar alabilir, analog fotoğraf makinelerini inceleyebilir, sokağın sonunda yer alan pasajlara girip dükkanları gezebilirsiniz.
2. Amir Temur Meydanı
Oldukça ünlü bir meydan olan Amir Temur, şehrin adeta tam ortasında yer alıyor ve diğer tüm yollar buraya çıkıyor desem yanlış olmayacak. Tarihi bir lider ve asker olan Amir Temur’a burada büyük saygı duyuluyor. Her yerde onun adına bir heykel sokak ismi görebilirsiniz. Meydanda Amir Temur’un at üstünde bir heykeli bulunuyor. Burası yine yeşiller içinde bir park alanı ve burada banklarda oturmuş satranç oynayan eski Sovyet dedelerini görebilirsiniz. Ayrıca meydanın hemen yanında Özbekistan’ın simge binalarından olan Hotel Uzbekistan’ı da en iyi şekilde bu alandan fotoğraflamanız mümkün.
3. Chorsu Bazaar
1000 yıllık geçmişi ile buranın en eski ve geleneksel çarşısı olan Chorsu’ya da gelmişken uğramadan gitmeyin derim. Burada gerçekten loKal ürünlerle ve bambaşka bir dünya ile karşılaşacağınızdan emin olabilirsiniz. Geleneksel kilimlerden takılara, hediyelik dekorasyon ürünlerinden baharatlara birçok şey oldukça uygun fiyatlara satılmakta. Çarşının bir de yeme-içme, meyve, sebze ve et satılan bölümü var ki burada her şeyin üzeri açık ve hijyen anlamında bolca soru işareti içerdiğini eklemeden geçemeyeceğim fakat meraklıları için de farklı bir deneyim olacağını söyleyebilirim.
Üçüncü durak, baharın ayak sesleri: Doğa ve dağ yürüyüşleri
Buraya gelmişken vaktiniz varsa kesinlikle yapmanızı önereceğim aktivitelerden birisi de trekking turları. Çünkü doğanın uyanışını en iyi gözlemleyeceğiniz bu turlarda yeşilin her tonunun yanı sıra, kır çiçeklerini, serbest gezen at sürülerini ve şelalelerden oluşan nehir boylarını göreceksiniz. Kolay rotalı turları seçerek keyifli bir bahar gezintisini de tatil planınıza dahil edebilirsiniz.
P.S: İlkbaharın coşku ile kutlandığı Nevruz Bayramı etkinliklerini kaçırmayın!
Her sene 18 ve 22 Mart tarihleri arasında Özbekistan’da Nevruz Bayramı yani baharın gelişi kutlanmakta. Hatta bu tarihlerde tüm ülkede 5 gün resmi tatil ilan ediliyor. Buranın geleneksel tatlısı olan sumalak meydanlarda ve parklarda kocaman kazanlarda kaynatılıp 1 gün boyunca karıştırılıyor.
Müzikler, konserler ve birçok parkta bugüne özel düzenlenen etkinlikler ile oldukça renkli bir bayram havası yaşanıyor. Özbekler geleneksel renkli kaftanları ve başlıkları ile nevruza özel giyiniyor. Ben en çok bu renkliliği izlemeyi ve dans eden insanların mutluluğuna ortak olma halini seviyorum. Tatil planı yapacaklara bu tarihleri özellikle tavsiye ediyorum.
İlginizi çekebilir: Huzursuzluğun Kitabı: Pessoa’nın nevi şahsına münhasır otobiyografik romanı