Havalar tam çimenlere yayılıp mis gibi çimen kokusunu içine çekmelik değil mi sizce de? Yazın habercisi güzel havaları gördükçe içimiz kıpır kıpır. Ama bir de bahar yorgunluğu dediğimiz durum var ki o da en zoru… Alerjiler de işin cabası. Bahar yorgunluğu yaşadığımızda enerjimizi toparlamaya çalışırken iştahımız da artıyor. Kilo artışları görülüyor. Ee kıyafetler de incelmeye başlıyor. Bir mutsuzluk bir mutsuzluk… O zaman iyisi mi gelin şu bahar yorgunluğunu nasıl atlatacağız, neler yapabiliriz, neler yemeliyiz bir bakalım.
Öncelikle dengeli bir beslenme planı uygulayın. Son yıllarda çokça bahsettiğimiz, bağımlılık yapan, ihtiyacımızdan fazla, kontrolsüz şeker ve karbonhidrat tüketimi kan şekeri dalgalanmalarına sebep olarak sürekli yorgun hissetmemize neden olabilir. Halihazırda enerjisiz hissederken dur demek yerine daha da yorgun hissetmek istemeyiz değil mi?
Beslenmenizde sebze ve meyvelere yer vermeyi unutmayın. Böylece ihtiyacınız olan şekeri doğal yollardan almış olacaksınız. Fakat porsiyonunuzu kontrol etmeyi unutmayın. Sağlıklı olan her besini sınırsız tüketebiliriz diye bir şey yok. Ayrıca antioksidanlardan zengin meyveler vücut direncimizi destekleyerek enerjimizi toparlamamıza yardım edecektir.
Havalar ısındı, dolayısıyla sürekli terler olduk. Bu nedenle su tüketimine ekstra özen gösterin. “Ben zaten sıcak havalarda çok rahat su tüketiyorum” demeyin. Isınan havalarla birlikte vücuttan ter yolu ile kaybedilen su artar. Dolayısıyla kış aylarına göre daha rahat su tüketmeniz zaten çok normal. Çünkü vücudun ihtiyacı artıyor. Fakat bu yeterli su tükettiğiniz anlamına gelmiyor. Mevcut kilonuzu 30-35 ile çarparak kaç ml su tüketmeniz gerektiğini bulabilirsiniz. Unutmayın ki yetersiz su tüketimi yorgunluk şikayetlerini artıracaktır.
Egzersiz yapın. Yorgunluğun bir numaralı düşmanı fiziksel aktivitedir. Böylece hem vücudunuzda hem ruhunuzda meydana gelecek hızlı değişimi destekleyin.
Güneş ışığından faydalanın. Kış ayları boyunca düşen D vitamini seviyenizi artırın.
Son olarak bağışıklık sistemini güçlendiren bu besinleri tüketmeyi unutmayın:
- Portakal-Kivi-Nar: C vitamini kaynaklarıdır. Bu nedenle vücudu enfeksiyonlara karşı korurlar.
- Yoğurt- Kefir: Bağırsakları ve sindirim sistemini güçlendirir, bağışıklık sistemini destekler.
- Sarımsak- Soğan: Kükürtlü bileşikler içerirler. Bu sayede vücudu serbest radikallere karşı korurlar.
- Zencefil- Zerdeçal: Antioksidan etkileri sayesinde bağışıklık sistemini desteklerler.
- Balık – Ceviz – Keten tohumu: Omega-3 kaynağıdır, bağışıklık sistemini güçlendirirler.
- Kuşburnu – Ihlamur – Yeşil çay: Antioksidanlardır. Bağışıklık sistemini desteklerler.
İlginizi çekebilir: Hareketsizlikten kurtulun: Aktif bir yaşam için ne yapmalıyız?