X

Bahar geldiğinde “umut”: Sabırla, sevgiyle, şefkatle!

‘Her şey neye layıksa, ona dönüşür…’

Mevlana Celaleddin Rumi

Umut etmek… Kızmadan, yılmadan, sabırla umut etmek…. Her ne olursa olsun olacağından bir an bile tereddüt etmeden umut etmek… Umut kelimesine hakkını verecek şekilde umut etmek… Umutlanmak, umut dolmak, bir şeye, bir yola, bir şehre belki de yepyeni bir kıtaya doğru umutları uçurmak…

Bugün sizlerle birlikte nasıl umut ettiğimize bakalım istiyorum. Diyeceksiniz ki umut etmek bildiğimiz umut etmektir, değişik bir şey yok… Halbuki öyle derin farklılıklar vardır ki… Bakalım bizler biraz olsun bu farklılıkların tadına varabilecek miyiz?

Öncelikle umut etmek ne demektir? Henüz olmayan bir şey istenmektedir değil mi? Yani aslında ‘fiziksel olarak’ göremediğimiz, elimizle dokunamadığımız, burnumuz ile koklayamadığımız bir şeye odaklanmaktayızdır. Bunu yapabilmek kolay mıdır? Oldukça zordur… Bizler umut ederken zaten henüz olmayan bir şeye bağlanmaktayız…

İşte bu yüzden birçoğumuz neye odaklanırız: o şeyin “olmamasına”… Halen tezahür etmemesine. Hayatımıza gelmemesine. İstesek de arasak da henüz karşımıza çıkmamış olmasına… Hayatımızın bir parçası olmamasına… Oysa umut etmek böyle işlememektedir. Umut pozitiftir; negatif olana, tereddüt olana yer yoktur. Bu ne demek? Eğer ben bir şeyi istiyorsam, bir şey olsun diye kalbimden geçiriyorsam ve aynı zamanda ‘zaten olmadı, nasıl olacak, olabilir mi’ gibi tereddütlerle bunu besliyorsam, sürekli ‘olmadı olmadı’ diye daha fazla olmamış olanı büyütüyorsam, evet o umut “olmuyor”.

Ne yazık ki bizler hem umut ediyorum diyoruz hem de o biricik umutlarımızı negatif söylemlerle böyle yerle bir ediyoruz… Peki nasıl umut edeceğiz? Umut etmenin de mi kuralı var? Evet, umut edeceğiz ve kurallarına uygun olarak… Öncelikle sadece pozitif düşünerek, ne istediğimize neyi istediğimize odaklanacağız. Olmayana, şu anda bize belki de henüz verilmemiş olana, hayatımızda bulunmayana değil, ne istiyorsak sadece ve sadece ona odaklanacağız. Ona bizi götürecek yollar umut edeceğiz. Onu bize getirecek çıkışlar nasipler umut edeceğiz. O isteğimizin hayatımıza gelmiş olmasına şükürle umut edeceğiz. O istediğimiz şeyin bize kısmet olmasıyla yapacaklarımızı düşünerek umut edeceğiz. Böylece şu anda o umut ettiğimizi yaşayacağız, ona programlanacağız, onunla titreşeceğiz, onunla nefes alacağız…

Bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız nasıl umut ettiğinize ve umutlarınıza nasıl yaklaştığınıza bir kez daha bakmanızı dilerim. Ne de olsa bana kısmet olmayacak diyerek bir kenara mı atmaktasınız? Nasıl olsa bana verilmez diyerek umutlarınızı biricik heyecanla beslemek yerine tereddütlerle mi boğmaktasınız? Nasıl olsa sadece “umut ediyorum” diyerek size gelmek isteyenlere taşlarla dur demekte misiniz?

O zaman bugün bir değişiklik yapalım. Bugün sadece umut edebildiğimiz için bile teşekkür edelim. Sadece umut edebildiğimiz için şükür edelim… Tüm umutlarımızın bahar gibi güzelliklerle dolu dolu olması dileklerimle!

 

İlginizi çekebilir: Hayat her daim iyi olanı verir: İyiyi görebilmek için doğru yerden bakabilmek

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.
İlgili Makale