X

Bağlanmadan Önceki Son Çıkış: Ghosting

Birine bağlanmak ilk başlarda eğlenceli ve romantik gibi gözükse de her zaman arzu ettiğimiz gibi devam etmeyebilir. Siz her ne kadar ilişki için hazır olursanız olun önemli olan karşı tarafında da ‘biz’ duygusuna ulaşabilmesi ve bir ilişki için kendini yeterli görebilmesidir. Günümüzde ilişkiye doğru giden flört dönemlerinde kişiler bu duygulara sahip olamadıkları için nedensiz yere ortadan kayboluyorlar. Bu ortadan kaybolma durumu daha önceki yazımızda bahsettiğimiz fomo gibi literatüre yeni bir sözcük kazandırdı: Ghosting

Öncelikle Ghosting’in ne olduğuyla başlayalım isterseniz. Ghosting kısaca bir ilişkide flört dönemindeyken taraflardan birinin artık beraber olmak istememesi nedeniyle karşı tarafla bütün iletişimini kesmesi. Yani aniden ortadan kaybolmak! İşin ilginç yanı bu olaya hem maruz kalıp hem de yapmış olabilirsiniz. Kadın veya erkek olsun ilişkilerde genellikle flört döneminde ortadan kaybolmanın nedenleri, genellikle belli başlı sebepler oluyor. Mesela online siteler, karşı tarafla olumsuz sonuçlanacak bir konuşma yapmaktan çekinme veya sadece bu yolu kendisi için en kolay yol olduğunu düşünme gibi sebebler ortadan kaybolmanın yolunu açıyor. Geçmişte haince adlandırılan bu tip davranışlar artık neredeyse ilişkilerde yozlaşmanın da etkisiyle herkesin çevresini sarmış ve toplum tarafından normalleştirilmiş durumda.

Yapayalnız kalmak

Ghosting’e uğrayan herkes bu durumu kolaylıkla atlatamayabiliyor

Oysa madalyonun diğer tarafında ise, bu görmezden gelinen kişi, uygulayan kişinin düşündüğü kadar bu dönemi hafif olarak atlatamayabiliyor. Öncelikle davranışa maruz kalan kişi, flört dönemindeki konuşmaların, mesajlaşmaların kesilmesiyle beraber ilk önce inkarla başlayan ve derin bir üzüntüyle ve hatta depresyonla devam eden bir dönemin içinde bulabiliyor kendini. Esas problem bu noktada kişinin bu sessizlik durumuna nasıl tepki vereceğini bilememesi; çünkü beyin kendisine ulaşan sinyalleri çözerek ilerleyen bir yapıya sahip. Oysa karşı taraftan herhangi bir sinyal gelmedikçe çözemiyor ve kendini güçsüz ve gardı düşmüş bir durumda bulabiliyor. Gerçekte karşı tarafın başına bir şey gelip gelmemesiyle sorgulanan bu dönem zamanla kabullenilmeye ve kişinin kendine olan güvenini ve saygısını kaybetmesiyle devam ediyor. Bu noktada eğer ghosting’e uğradıysak, düştükten sonra yerden ne kadar sağlam ve hızlı bir şekilde kalktığımız oldukça önemli; çünkü yerden kalkma sürecimiz ne kadar kırılgan olup olmadığımızla doğrudan alakalı. Hayatları boyunca birden çok kez bu duruma maruz kalan bireyler için bu durum daha da zorlaşıyor. Durumu reddetme evresinde bu olguyu birden çok kez yaşamış kişilerin beyinlerinde yapılan incelemelerde opioid’in (doğal ağrı kesici) bu olayı yaşamış ancak özgüveni yüksek kişilere göre daha çok salgılandığını göstermektedir. Bu olay da, depresyona uzanan bu süreçte yaşadığı acıları anlatması bakımından bize ışık tutmaktadır.

Ghosting sadece erkeklere özgü değil

Araştırmalar kadınların da en az erkekler kadar ortadan kaybolmaya meğilli olduğunu ortaya koyuyor

Amerika’da yaşayan Elle yazarı Nora Carotty’nin kendi çevresi üzerinde 120’si kadın 185 kişi üzerinde yaptığı bir sosyal deneyin sonuçları oldukça şaşırtıcı. Nora’nın yaptığı araştırmada ghosting’in yani ortadan kaybolma deyiminin sadece erkeklere özgü bir olgu olmadığını ortaya koyuyor. Deneye katılan kadınların %24’ünün ortadan kaybolma eğiliminde olduğunu söyleyebiliriz. Bu oran erkeklerde %16 civarında. Her ne kadar kadınların ağırlıklı olduğu bir anket olsa da kaba bir tahminle her 4 kadından birinin ortadan kaybolma eğilimine sahip olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ayrıca anketteki kadınların %26’sı flört dönemindeyken karşı taraf sessiz sedasız ilişkiden ayrılmış. Yine aynı kaba tahminle kadınların flört döneminde terkedilme olasılığı terketme olasılığının üstünde. Erkeklerde ise aşağı yukarı %15 ile hiç de azımsanmayacak bir yüzdede.

Sonuç olarak eldeki verilere bakılırsa, ortadan kaybolma günümüzde hepimizin başına her tanıştığımız yeni kişide gelebilecek bir olay haline gelmiş durumda. O yüzden bu durumla karşılaşmadan önce başımıza geldiği zaman nasıl hareket etmemiz gerektiğini düşünmemiz gerekiyor. Yeni tanıştığımız biri tarafından önce büyük ilgiyle karşılanıp ilerleyen dönemlerde hayatından çıkarıldığımız zaman bu olayı olgunlukla karşılamak ve o kişinin hayatınızdan sorunsuzca çıkmasını sağlamak hem sizi daha mutlu bir insan haline getirecek hem de hem de kendinizle barışmanızı ve önünüze bakarak huzurlu olmanıza yardım edecek. Bu dönemde kendinizi asla kapatmayın ve zayıflığınızın mutlu geleceğinizin önüne geçmesine fırsat vermeyin; çünkü bu durum gelecekte yaşayacağınız mutlu ilişkileri etkileyebilir. Aksine, Bu dönemi  mutlu olacağınız şeylere odaklanarak geçirmeye özen gösterin.

Böyle bir şey yapmaya meğilli yapıda olan sizseniz o halde farklı yöntemler izlemesiniz. Öncelikle bu yaptığınızın kendi başınıza gelse ne kadar yaralayıcı ve sıkıntılı olacağını düşünürseniz kimseyi bu duruma sürüklemezsiniz. Kendinizden emin olmadan karşı tarafa randevu vermeyin, verseniz bile yürümeyeceğini hisettiğiniz an bunu karşı tarafın yüzüne söylemekten çekinmeyin. Bu karşı taraf için üzerinden atması çok daha kolay bir yük olacaktır.

Kaynak:

elle.com

therefinedwoman.com

goodguyswag.com

psychologytoday.com

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

Başarılı bir ilişkinin 16 özelliği

Aşkta zıt kutuplar birbirini ne kadar çeker?

Bilimsel araştırmalara göre flörtleşmenin en etkili yolları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale