Birine bağlanmak ilk başlarda eğlenceli ve romantik gibi gözükse de her zaman arzu ettiğimiz gibi devam etmeyebilir. Siz her ne kadar ilişki için hazır olursanız olun önemli olan karşı tarafında da ‘biz’ duygusuna ulaşabilmesi ve bir ilişki için kendini yeterli görebilmesidir. Günümüzde ilişkiye doğru giden flört dönemlerinde kişiler bu duygulara sahip olamadıkları için nedensiz yere ortadan kayboluyorlar. Bu ortadan kaybolma durumu daha önceki yazımızda bahsettiğimiz fomo gibi literatüre yeni bir sözcük kazandırdı: Ghosting
Öncelikle Ghosting’in ne olduğuyla başlayalım isterseniz. Ghosting kısaca bir ilişkide flört dönemindeyken taraflardan birinin artık beraber olmak istememesi nedeniyle karşı tarafla bütün iletişimini kesmesi. Yani aniden ortadan kaybolmak! İşin ilginç yanı bu olaya hem maruz kalıp hem de yapmış olabilirsiniz. Kadın veya erkek olsun ilişkilerde genellikle flört döneminde ortadan kaybolmanın nedenleri, genellikle belli başlı sebepler oluyor. Mesela online siteler, karşı tarafla olumsuz sonuçlanacak bir konuşma yapmaktan çekinme veya sadece bu yolu kendisi için en kolay yol olduğunu düşünme gibi sebebler ortadan kaybolmanın yolunu açıyor. Geçmişte haince adlandırılan bu tip davranışlar artık neredeyse ilişkilerde yozlaşmanın da etkisiyle herkesin çevresini sarmış ve toplum tarafından normalleştirilmiş durumda.
Yapayalnız kalmak
Oysa madalyonun diğer tarafında ise, bu görmezden gelinen kişi, uygulayan kişinin düşündüğü kadar bu dönemi hafif olarak atlatamayabiliyor. Öncelikle davranışa maruz kalan kişi, flört dönemindeki konuşmaların, mesajlaşmaların kesilmesiyle beraber ilk önce inkarla başlayan ve derin bir üzüntüyle ve hatta depresyonla devam eden bir dönemin içinde bulabiliyor kendini. Esas problem bu noktada kişinin bu sessizlik durumuna nasıl tepki vereceğini bilememesi; çünkü beyin kendisine ulaşan sinyalleri çözerek ilerleyen bir yapıya sahip. Oysa karşı taraftan herhangi bir sinyal gelmedikçe çözemiyor ve kendini güçsüz ve gardı düşmüş bir durumda bulabiliyor. Gerçekte karşı tarafın başına bir şey gelip gelmemesiyle sorgulanan bu dönem zamanla kabullenilmeye ve kişinin kendine olan güvenini ve saygısını kaybetmesiyle devam ediyor. Bu noktada eğer ghosting’e uğradıysak, düştükten sonra yerden ne kadar sağlam ve hızlı bir şekilde kalktığımız oldukça önemli; çünkü yerden kalkma sürecimiz ne kadar kırılgan olup olmadığımızla doğrudan alakalı. Hayatları boyunca birden çok kez bu duruma maruz kalan bireyler için bu durum daha da zorlaşıyor. Durumu reddetme evresinde bu olguyu birden çok kez yaşamış kişilerin beyinlerinde yapılan incelemelerde opioid’in (doğal ağrı kesici) bu olayı yaşamış ancak özgüveni yüksek kişilere göre daha çok salgılandığını göstermektedir. Bu olay da, depresyona uzanan bu süreçte yaşadığı acıları anlatması bakımından bize ışık tutmaktadır.
Ghosting sadece erkeklere özgü değil
Amerika’da yaşayan Elle yazarı Nora Carotty’nin kendi çevresi üzerinde 120’si kadın 185 kişi üzerinde yaptığı bir sosyal deneyin sonuçları oldukça şaşırtıcı. Nora’nın yaptığı araştırmada ghosting’in yani ortadan kaybolma deyiminin sadece erkeklere özgü bir olgu olmadığını ortaya koyuyor. Deneye katılan kadınların %24’ünün ortadan kaybolma eğiliminde olduğunu söyleyebiliriz. Bu oran erkeklerde %16 civarında. Her ne kadar kadınların ağırlıklı olduğu bir anket olsa da kaba bir tahminle her 4 kadından birinin ortadan kaybolma eğilimine sahip olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ayrıca anketteki kadınların %26’sı flört dönemindeyken karşı taraf sessiz sedasız ilişkiden ayrılmış. Yine aynı kaba tahminle kadınların flört döneminde terkedilme olasılığı terketme olasılığının üstünde. Erkeklerde ise aşağı yukarı %15 ile hiç de azımsanmayacak bir yüzdede.
Sonuç olarak eldeki verilere bakılırsa, ortadan kaybolma günümüzde hepimizin başına her tanıştığımız yeni kişide gelebilecek bir olay haline gelmiş durumda. O yüzden bu durumla karşılaşmadan önce başımıza geldiği zaman nasıl hareket etmemiz gerektiğini düşünmemiz gerekiyor. Yeni tanıştığımız biri tarafından önce büyük ilgiyle karşılanıp ilerleyen dönemlerde hayatından çıkarıldığımız zaman bu olayı olgunlukla karşılamak ve o kişinin hayatınızdan sorunsuzca çıkmasını sağlamak hem sizi daha mutlu bir insan haline getirecek hem de hem de kendinizle barışmanızı ve önünüze bakarak huzurlu olmanıza yardım edecek. Bu dönemde kendinizi asla kapatmayın ve zayıflığınızın mutlu geleceğinizin önüne geçmesine fırsat vermeyin; çünkü bu durum gelecekte yaşayacağınız mutlu ilişkileri etkileyebilir. Aksine, Bu dönemi mutlu olacağınız şeylere odaklanarak geçirmeye özen gösterin.
Böyle bir şey yapmaya meğilli yapıda olan sizseniz o halde farklı yöntemler izlemesiniz. Öncelikle bu yaptığınızın kendi başınıza gelse ne kadar yaralayıcı ve sıkıntılı olacağını düşünürseniz kimseyi bu duruma sürüklemezsiniz. Kendinizden emin olmadan karşı tarafa randevu vermeyin, verseniz bile yürümeyeceğini hisettiğiniz an bunu karşı tarafın yüzüne söylemekten çekinmeyin. Bu karşı taraf için üzerinden atması çok daha kolay bir yük olacaktır.
Kaynak:
elle.com
therefinedwoman.com
goodguyswag.com
psychologytoday.com
İlginizi çekebilecek diğer yazılar:
Başarılı bir ilişkinin 16 özelliği