X

Bağlanma teorisi nedir: Bağ kurma şeklimiz bize ne anlatıyor?

Son zamanlarda etrafımda gözlediğim ilişkiler, ilişkilerin niteliği, ilişkilerden yola çıkarak hayatı yorumlama şekli “bağlanma” konusunu gündemime getirdi. Bağlanma konusuyla ilgili yapılan son çalışmaları okumak, üzerine düşünmek ve yazmakla ilgili bir motivasyonum oluştu.

Bağlanma teorisi nedir, neden bağ kurmaya ihtiyacımız var, ne tür bağlanma şekilleri var ve bağ kurma şeklimizi değiştirebilir miyiz? Bunlar gibi soruların yanıtlarını kendi kalbimin, aklımın yettiğince seninle paylaşacağım.

Kendilik bilincim ve bağlanmanın ilişkisi

Bağlanma geçmişten günümüze sıklıkla çokça araştırmaya konu olmuş, bana çok ilginç gelen bir konu aslında. Ana rahmine düştüğün andan itibaren, sana ilk bakım verenle kurduğun ilişkiden başlayarak gelişen, dönüşen bu bağ kurma serüveni bütün hayatının çok temel bir parçasını oluşturuyor. Kendin ve dış dünyayla bağ kurma dokun, rahim duvarına tutunduğun ilk andan itibaren örülmeye başlanıyor.

Bowlby ve arkadaşları (1977) bağlanma kavramının, insanların başkalarıyla güçlü ve duygusal bir bağ kurma eğilimini ifade ettiğini söylüyor.

Hobson (2002) ise bizi hayvanlardan ayıran, dili kullanmaya sevk eden ve düşünmeye iten şeyin duygusal bağlar olduğunu söylerken, Dowling (2003) bağlanmayı, bireyin yaşamı süresince değişime ve yeniden düzenlemeye ihtiyaç duyulan daha karmaşık bir olgu olarak tanımlıyor.

Duygusal bağlarımızın kendilik düşlemlerimizi ve motivasyonumuzu nasıl etkilediğini biraz dikkat kesilirsek her gün biz de gözlemleyebiliriz aslında.

En basit şekliyle bağlanmanın hayatımıza olan etkisini şöyle bir örnekle anlatmak istiyorum.

Rahim duvarına tutunarak başladığın bu yolcuklukta annenin sana her gün aynı masalı anlattığını düşün. Ve annenin sana anlattığı bu aynı masalın hayatının bu ilk yıllarında senin kendilik hikayeni ve bilinci oluşturduğunu düşün. Peki bu kendilik bilincini oluşturan masalın dokusunda neler var, bakalım…

Annenin kendi zihin-beden-ruhsal kanallarından oluşturduğu bu masalın dokusunu, araştırmacılar üçe ayırmış. Anne, bebek doğduğu andan itibaren üç şekilde bebeğinin ritmine karşılık verir.

  • Birincisi, bebeğin temel fizyolojik ihtiyaçlarını karşılayarak (açlık, tuvalet, uyku gibi…).
  • İkincisi, bebeğin tutunma ve dokunma ihtiyacını bebeğini kucağına alarak, devinimlerine karşılık vererek, sevgisini temas yoluyla aktararak. Ki bu aşamada bebek ilk defa kendi teni ve annesinin teni (dünya) arasındaki sınırı keşfeder ve ten sınırının farkındalığını geliştirir.
  • Üçüncüsü, anne, bebeğin duygusal deneyimini ona geri yansıtarak onun kendisiyle ilgili deneyimini geliştirmesine katkı sağlar (ayna etkisi).

Yani, özetle bebeğe anlatılan bu dokulu üç masal, bebeğin annesinin gözünden kendisini görmesini, kendilik deneyimini yaşamasını ve kendilik bilincini oluşturmasını biçimlendirir.

Bu üç ihtiyacın hayatın ilk yıllarında zamanında ve yeteri kadar karşılanmıyor olması, ileriki yıllarda kişilik bozukluklarının, depresyonun ve kaygının temelini oluşturur.

Annenin kendi bağlanma dokusundan bebeğe aktarılan bu bakım, bebeğin ihtiyaçları ve istekleriyle eş zamanlı ve ahenk içinde olmazsa bebeğin kendisi ve dış dünya arasındaki gerçekliğinde büyük bir kopukluk yaşamasına sebep olur. Kendi gerçekliği ve dış dünya gerçekliği arasındaki bu kopukluğa özlem, öfke ve yabancılaşma duyguları eşlik eder. (Winnicott 1957, The Child and The Outside World)

Kendilik yapısındaki zayıflık (ego), kendilik yapısındaki anksiyetenin, sürekli yetersizlik hissiyatlarının ve içindeki o kapanmayacak boşluk hisinin, hayattan geri çekilme ve çaresizliğin temeli işte budur. Bitmek bilmeyen özlemin, bir nesneden diğerine geçerken bitmek bilmeyen kendilik arayışının ve yabancılaşma hissinin temelinde işte bu bağlanma dokusu yatar. Bu doku ve hayatın ilk yıllarında bize bunu aktaran nesne (anne ya da bakım veren) işte bu kadar önemlidir!

Fakat bir şekilde muzip kader, bizi yaşamın ilk yıllarında kontrolümüzün dışında gelişen olayların eline bırakmamış çok şükür, dış dünyanın gerçekliğine hapsetmemiş! İçten dönüşümü ve gelişimi mümkün kılarak dış gerçekliğe etki etmeye de olanak sağlamış. Amerikalı evrim kuramcısı James Mark Baldwin (1896) “Kalıtım kendi mekanizmasının değişimini mümkün kılar” der. Yani bu öğrenmektir.

Genlerimiz için annelerimize teşekkür ederken, değişimi mümkün kılan kuantum parçacıklarımıza daha çok teşekkür ederiz! Yani artık 21. yüzyılda farkındalığımız bizim yazgımız olmuştur.

“Ya, benim bağlanma problemim var” gerekçesine tutunarak, dönüşmekten kendini sakınan, o konforlu alanına sıkı sıkı sarılmanı sağlayan o içindeki minik koalaya arkanı dönüp el sallatıracak bağlanma serisinin ilk yazısının sonudur bu!

Diğerinde görüşmek üzere…

İlginizi çekebilir: Travma iyileştirir: Kolektif acılar bize ne anlatır?

Gülbalca Çakıroğlu: İzmir Ekonomi Üniversitesi Psikoloji bölümünü bitirdikten sonra beyin ve çalışma prensipleri alanında Dokuz Eylül Üniversitesi Klinik Sinirbilimleri (Neuroscience) Master programına kabul edildi. Yüksek lisansını yaparken Multidisipliner Beyin Dinamiği laboratuvarında TÜBİTAK 112S459 NO’lu 1001 proje bursiyeri olarak çalışmaya başladı. Bu dönemde 2 sene Alzheimer ve Hafif Kognitif Bozukluğu olan hastalarla çalışmalarını sürdürdü. Tezini tamamladıktan sonra uzman olarak sektörde çalışmaya başladı. 6 sene özel okullarda aileler ve çocuklarla çalıştı. Pandemi döneminde ikinci yüksek lisansı olan Klinik Psikoloji uzmanlığını Rumeli Üniversitesi Klinik Psikoloji programından aldı. Aynı üniversitede, Nöropsikoloji alanında öğretim görevlisi olarak çalıştı. Alp Karaosmanoğlu’ndan Şema Terapi, Emre Konuk’tan EMDR (göz hareketleri ile duyarsızlaştırma ve yeniden işleme modeli) 1. Düzey eğitimlerini tamamladı. İstanbul Psikodrama Enstitüsünde Psikodrama Temel Eğitimini aldı. Halen Yetişkinlerle bilişsel ve yaşantısal teknikler ile çalışmaktadır. Mezun olduğu üniversitede, 3 kuşak usta-çırak projesinde gönüllü olarak psikoloji öğrencilerine destek vermektedir. Çeşitli platformlarda Bağlanma ve Psikolojik Sağlamlılık ile ilgili eğitimler düzenlemektedir. Alanıyla ilgili çeşitli yazıları Psikeart Dergisi ve uplifers.com sitesinde yayınlanmaktadır.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale