Bağışıklık sisteminiz kişiliğinizi etkiliyor
Son dönemde yapılan bir araştırmada elde edilen sonuçlar, bağışıklık sisteminin sosyal davranışlarla ve hatta kişilikle doğrudan bağlantılı olduğunu gösterdi. Bilim insanlarını oldukça şaşırtan bu çalışma, şizofreni ve otizm gibi zihinsel hastalıkların nedenleriyle ilgili de soru işaretleri uyandırdı.
İlginizi çekebilir: Doğa, sanat ve inanç bağışıklık sistemini güçlendiriyor
Aslında yakın zamana kadar bağışıklık sisteminin beyin üzerinde bir etkiye sahip olduğu biliniyordu. Ancak bu etkinin çok düşük olduğu sanılıyordu. Öte yandan bu çalışmanın sonucunda edinilen veriler, hatalı işleyen bağışıklık sisteminin bu tür zihinsel bozuklukların temel nedeni olabileceğine dair şüpheler uyandırıyor.
Çalışmayı yürüten ekipten Profesör Jonathan Kipnis, bulguların neden bu kadar şaşırtıcı olduğunu şu şekilde ifade ediyor: “Beyin ve uyarlanabilir bağışıklık sistemi birbirinden bağımsız olarak düşünülüyordu. Beyinde gerçekleşen tüm bağışıklık aktiviteleri ise patolojinin bir işareti olarak algılanıyordu. Oysa şimdi, bu çalışma bize sadece bu ikisinin yakından bağlantılı olduğunu göstermiyor; aynı zamanda bazı davranışlarımızın, bağışıklık sistemimizin hastalık mikroplarına karşı verdiği cevaplar sonucu gelişmiş olabileceğini de anlatıyor. Kulağa çılgınca gelebilir, ancak insan bedeni bu durumda, hastalık mikropları ile bağışıklık sistemi için bir savaş alanı görevi görüyor olabilir. Ve kişiliğimizin bir bölümü, aslında bağışıklık sistemimiz tarafından yönetiliyor olabilir.”
Fareler ve diğer hayvanların incelendiği araştırmada, bilim insanları ‘gama interferon’ adında önemli bir bağışıklık molekülünü çalışmaz hale getirdi. Bunun ardından deneyde kullanılan hayvanların eskisinden çok daha az sosyal olduğu gözlemlendi.
Çalışmada aynı zamanda geçen yıl yayımlanan başka bir araştırmanın bulgularından da yararlanıldı. Bu araştırmada, beyin ile bağışıklık sistemi arasında, o zamana kadar aksi düşünüldüğü halde, bir bağlantı olduğu sonucuna ulaşılmıştı.
Bağışıklık sistemi ile sosyal davranış arasındaki bağın, sosyalliğin hastalık riskini artırdığı düşünüldüğünde tutarlı bir anlam ifade ettiği söylenebilir.
Çalışmaya başkanlık eden Dr Anthony J. Filiano konuyla ilgili şunları ifade ediyor:
“Bir organizmanın sosyal olması, türün devamı için hayli kritik bir öneme sahip. Yiyecek bulma, eşeyli üreme, toplama ve avlama hayati durumlar söz konusu. Buradaki hipotez, bir araya gelen organizmaların enfeksiyon yaymaya daha yüksek bir eğilim gösterdiği yönünde. Yani sosyal olmak durumundasınız; ancak böyle yapmak, mikrop yayma ihtimalinizi artırıyor. Çalışmada elde edilen sonuçlar ışığında gama interferon’un evrim sürecinde sosyal davranışı artırırken organizmaların mikroplarla savaşmasına da olumlu yönde katkısı olduğu ifade edilebilir.”
İlginizi çekebilir: Doğanın eşsiz kurgusu; seks, bağışıklık sistemi ve gebelik
Kaynak:
spring.org.uk