Bağışıklığınızı güçlendirmek için tüketmeniz gereken 3 besin grubu
Dünya Sağlık Örgütü’nün artık bir pandemi olarak kabul ettiği Covid -19 yani Korona virüs hastalığı ülkemizde de önemli bir halk sağlığı sorunu haline geldi. Kişisel hijyen konularına dikkat etmenin yanında; yeterli ve dengeli beslenme, bağışıklık sisteminin güçlü olması, yeterli fiziksel aktivite düzeyine ve iyi uyku kalitesine sahip olma bu hastalığa karşı koruyucu faktörler arasında yer alıyor. Her zamanki gibi tek bir besinden mucize bir etki beklemek yerine, tabaklarımızda besin çeşitliliğine ağırlık vermemiz gereken bir dönemdeyiz. Peki bağışıklığımızı güçlendirmek adına başka neler yapabiliriz?
1. Mevsiminde sebze ve meyve tüketin
Meyve ve sebzeler günlük beslenmemizin olmazsa olmaz besin gruplarından biri. İçeriğinde bulunan çeşitli vitamin, mineral ve antioksidanlarla sağlık üzerine birçok faydası var. En önemli faydalarından biri ise bağışıklık sistemini güçlendirici etkilerinin bulunması. Bu noktada brokoli, karnabahar, kabak, havuç, biber, kereviz ve pancar tüketilebilecek sebzeler arasında yer alırken; elma, portakal, muz ve greyfurt tüketilebilecek meyveler arasında yer alıyor. Özellikle bu dönemde C vitamini içeriği yüksek sebze ve meyvelere ağırlık vermek daha da önem taşıyor. Bu noktada mevsim sebzelerinden oluşan salatalarınıza bol limon, portakal ve kivi gibi meyveler ekleyebilir; ara öğünlerinizde meyve ağırlıklı beslenebilirsiniz.
2. Doğal antibiyotik: Propolis kullanın
Mevsiminde meyve ve sebze tüketiminin yanı sıra bağışıklığımızı güçlendirmenin bir diğer yolu ise propolis kullanmak. Çünkü propolis, güçlü antioksidan ve antimikrobiyal etkilere sahip, tamamen doğal bir arı ürünü olup sağlık üzerine birçok olumlu etkisi var. “Doğal antibiyotik” olarak tanımlanan propolis, bağışıklık sistemini güçlendirici etkisinin yanında güçlü antioksidan, antiseptik, antibakteriyel, antiviral, antifungal, antikanser ve antiinflamatuvar etkilere sahip. Bazı klinik çalışmalar propolisin solunum sistemi enfeksiyonlarında, deri hastalıklarında, diş ve diş eti rahatsızlıklarında, kulak, burun ve boğaz enfeksiyonlarında ve sindirim sistemi hastalıklarında etkili olduğunu gösteriyor. Hatta öyle ki propolisin antioksidan etkisi nar suyu ile karşılaştırdığında, nar suyundan tam 80 kat daha güçlü antioksidan etkiye sahip olduğu kanıtlanmış. Yalnız propolis alerjen sınıfında yer aldığı için bal ve arı ürünlerine alerjisi olan bireylerin kullanmamaları büyük önem taşır.
3. İkinci beynimizi güçlü tutalım: Probiyotiklere ağırlık verin
Probiyotikler, bağırsağa dost bakteriler olarak bilinseler de etkileri sadece bağırsaklarla sınırlı değildir ve genel sağlık için de oldukça faydalıdır. Bağırsak mikrobiyotamızı desteklemesinin yanında, bağışıklığımızı güçlendirici etkileri var. Yapılan bir çalışmada probiyotik bakterilerin veya probiyotik fermente sütün, bağırsak mukozası ve immün sistem işlevselliği üzerinde önemli etkilere sahip olabileceğini göstermiş.
Bu etkiyi probiyotikler bağırsakta bağışıklık sistemini ve konağın sağlığını iyileştiren sinyaller üreterek gerçekleştirir. Böylelikle probiyotik bakteriler, bağırsak homeostazının korunmasında ve mukozal bağışıklık sisteminin uyarılmasında etkili olabilir. Bu noktada düzenli probiyotik alımı bağırsaktaki bağışıklık sistemini destekleyen hücrelerin sayısının artmasına yardımcı olabiliyor. Son olarak, probiyotik takviyeli yoğurt ve kefir gibi besinler bu dönemde kullanabilecek besinler arasında yer alıyor.
İlginizi çekebilir: Diyet yaparken gözü doymayanlara öneriler: 3 adımda hem gözünüzü hem karnınızı doyurun