X

Bağımlılıklar, zayıflık ya da iradesizlikten ziyade aslında bir kaçış çabası olabilir mi?

“Neden bağımlısın?” diye değil, “Neden acı çekiyorsun?” diye sorun. Bağımlılık, sadece bir dürtü kontrolü veya zevk arayışından çok daha karmaşık bir gerçekliktir. -Gabor Mate

Eskiden bağımlılıkları bir “zayıflık” olarak görürdüm. Genelde iradeli olmaktan övünen biri olarak, nefsine hakim olamamayı ya da bir şeylerin kendi kontrolünde olamamasını anlayamazdım. Oysaki o zamanlar farkında olmasam da, ben de kutbun yalnızca diğer ucundaydım. Motivasyon kaynağım, kendime iyi bakmaktan daha çok, zayıf parçalarımdan kaçmaktı. Tabii kutbun bir ucunda kimse uzun süreli kalamıyor ve her zaman diğer tarafa düşüş sert oluyor. Çünkü bulunduğumuz o yer de aslında gerçek ihtiyacımız değil. Sadece bir savunma mekanizması ve otantik benliğimizi temsil etmiyor.

Ben de kaçınılmaz olarak; disiplinli bir yeme düzeninden, kontrolü kaybettiğim yeme ataklarına; hep üretken olmaktan, tembelliğe geçiş yapmıştım. Aslında kök sebep değişmemişti, sadece onunla başa çıkma yöntemim farklıydı. Kendimi, yargıladığım ve olmaktan korktuğum yerde bulmuştum. 

Kendimizi ya da başkalarını değerlendirirken, şunu anlamamız önemli; bağımlılıklar zayıflık ya da iradesizlikten ziyade bir kaçış/bastırma mekanizması. Temel sorun hiçbir zaman bağımlılığın kendisinde değil. Örneğin, sigara bağımlısı olan biri, sigarayı bıraktıktan sonra ihtiyacını bu sefer de yemekle veya alışverişle karşılayabilir. Ya da sürekli diyetisyene gidip, diyet sürecinde kilo veren fakat sonrasında o kiloları geri alıp, defalarca aynı döngüye giren biri gibi -burada yemek sadece bir araç- asıl sorun kişinin yemekle olan ilişkisinde ve bu ilişkinin bozulmasına sebep olan gerçeklikte.

Dolayısıyla, kendimize sorup temas etmemiz gereken şey, bağımlılığın oluşmasına sebep olan travma, deneyim veya duygu. Araştırmalar, yüksek seviyede strese ve travmaya maruz kalan kişilerin bağımlılık geliştirmeye daha yatkın olduğunu gösteriyor.

Özellikle küçük yaşlarda, eğer ailemizden de yeterince duygusal destek alamıyorsak, yaşadığımız zorluklar ile başa çıkmakta zorlanıyoruz. Duygularımızı nasıl regüle edeceğimizi bilemiyoruz. O sırada imkanlarımız doğrultusunda sığındığımız dışsal kaynaklar bize geçici bir rahatlama sağlıyor. Bu davranış tekrarlandıkça, zamanla bağımlılığa evriliyor. Eğer bu bağımlılıkların kökenleri yeterince güçlüyse, yetişkinlik döneminde de durum değişmiyor. Zorlu duygu ve deneyimlerle yüzleşmekten kaçınmak için bu alışkanlıkları devam ettiriyoruz. İçimizdeki boşluğu, kısa süreli tatminlerle bastırmaya çalışıyoruz. 

Ben de küçükken, annemle tartıştığım veya kendimi kötü hissettiğim zamanlarda, çikolata başta olmak üzere tatlı yiyeceklere sığınmayı öğrenmiştim. O sırada muhtemelen elimden gelenin en iyisi buydu. Sorun, bunu büyüdüğümde de devam ettirdiğimde başladı. Artık bir yetişkin olarak, gerçek ihtiyaçlarımı karşılayabilecek içsel kaynaklar geliştirebilecekken, hala geçmişe tutunuyor ve değişime direniyordum.

Joe Dispenza bağımlılıkları anlatırken, o davranışı harekete geçiren, ezberlenmiş bir duygu olduğundan bahsediyor. Ben de kendi sürecimde anladım ki; değişim için davranışı değiştirmeye odaklanmak yerine, önce ona sebep olan ezberlenmiş duyguyu ve içimizde bunu hala devam ettirmeye sebep olan hangi inancı ya da travmayı taşıdığımızı anlamamız gerekiyor. 

Nitekim zaman geçtikçe tatmin olabilmek için daha fazlası gerekiyor. İçimizdeki boşluk derinleştikçe bastırmak zorlaşıyor. Daha fazla kıyafete, yemeğe, içkiye vb. kaynaklara ihtiyaç duyar hale geliyoruz. Yani gitgide daha yüksek düzeyde uyarıcı gerekiyor ve işimiz zorlaşıyor. Bu zorlanma aslında önemli bir değişim fırsatı barındırıyor.

Çünkü bahsettiğim üzere, bağımlılıklar gerçek ihtiyacımızdan ziyade ikame tatmin görevi görüyor. Geçmişte bir çeşit savunma mekanizması olarak geliştirdiğimiz ve geçici bir rahatlama sağlayan bu kaynaklar, yetişkinlik döneminde bize zarar vermeye başlıyor. Bizi bizden, otantik benliğimizden uzaklaştırıyor.

Tamı Lynn Kent, Vahşi Dişilik kitabında “Aslında neye açız?”  sorusunu sorup, şöyle ifade ediyor: “Beslenmek için neye aç olduğumuzu bilmeliyiz. Her türlü iştahı doyurmak üzere tasarlanmış, sayısız sayıda ürün var. Ancak gerçek ihtiyacımızı doyurmak için, durup, bedenimizi ve ruhumuzu dinleyip, neye hasret olduğumuzu bulmalı ve bunu kendimize nasıl vereceğimizi keşfetmeliyiz.”

İyileşmek için ilk adım farkındalık olmakla birlikte, akabinde, kendimize ebeveynlik yapabilmeyi ve sağlıklı, yeni başa çıkma mekanizmaları geliştirebilmeyi öğrenmemiz gerekiyor.

Tabii bu süreçte kendimize karşı sabırlı olmak önemli. Temas etmemiz gereken, birden fazla yaramız ve duygusal ihtiyacımız olabilir. Bir yetişkin olarak kendimize bunları vermeyi öğrenmek zaman alabilir. Özellikle de kaynağı erken çocukluk dönemine dayanan köklü bağımlılıkları iyileştirmek uzun zaman alabilir. Ne de olsa yılların otomatik programlarını değiştirmeye çalışıyoruz!

Bu sebeple iyileşme sürecini, net bir başlangıcı ve sonu olan bir yol olarak görmektense, iki ileri bir geri gitmeyi kabullenip, ufak ilerlemelerimizi dahi takdir etmemiz önemli. Benim de hala daha yemekle sağlıklı bir ilişki kurmak üzere gidecek yolum olsa da bugüne kadar gösterdiğim çabayı ve kat ettiğim mesafeyi kutlamaya çalışıyorum. 

Bana göre bu süreçte geliştirmemiz gereken şey, şefkatli bir disiplin anlayışı. Beni kutbun iki ucundan (katı disiplin vs. tamamen salma hali), daha ortalarda bir yere yaklaştıran anlayış bu oldu. Bir yandan sorumluluk alıp, gerekli adımları atarken; bir yandan da kendimize şefkat ve sabırla yaklaşıp, sürecimize saygı duymamız önemli. Aynı Gabor Mate’nin ifade ettiği gibi “Bağımlılıkları şefkat ve anlayışla ele almalıyız, derin acı ve sıkıntının bir tepkisi olduğunu anlayarak.”

Sen de bağımlılıkların üzerinde çalışıyorsan;

Önce acıyan yerini bul.

Bu sefer acını bastırmaya çalışmadan, onun içinde kalmaya çalışarak…

Belki bir uzmanın da desteğiyle; neyi, neden yaptığını fark et.

İkame tatminlerden ziyade, gerçek ihtiyaçlarınla temas et.

Artık bir yetişkin olarak, onları kendine nasıl verebileceğini keşfet.

Sana hizmet edecek, yeni başa çıkma mekanizmaları geliştirmeye başla.

Ve en önemlisi, kendine, iyileşmek için gerekli alanı ve zamanı tanı. 

Biliyorum, yazıldığı gibi kolay değil. Ama sürecin kendisi dahi, kendimizle olan ilişkimizi dönüştürmek adına başlı başına bir şifa potansiyeli barındırıyor. Ve hepimiz, yeterince istediğimizde, kendimizi iyileştirmek için gerekli olan içsel güce erişebiliriz.

İlginizi çekebilir: Eros’un anısına: ‘Kendimizi iyileştirme yolundaki her adım, dünyayı da iyileştirir’Eros’

Siri Kavita: 2018 yılında “kendi gerçeğimi” yaşamak üzere bir yolculuğa çıktım. Gerçi hayat boyu bu yolculuktaymışım da, bunu fark etmem 27 yılımı almış ve artık hızlanmanın zamanı gelmiş. En büyük destekçilerim Kundalini Yoga ve Gestalt öğretileriyle, kendimi değiştirmek için değil, tam tersi daha fazla “ben” olabilmek için yürümeye devam ediyorum. Hem kendimin hem de bu yoldaki diğer kahramanların yoluna ışık tutabilmek, yaralarımızı birlikte dönüştürebilmek için yazıyorum.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale