X

Bacak bacak üstüne atmak zararlı mı?

Bacak bacak üstüne atmak, uzun süreli oturmanın yaygın bir pozisyonudur ve birçok insan oturduktan hemen veya kısa bir süre sonra bu pozisyona geçebilir. Bacak bacak üstüne atma alışkanlığı, genellikle rahatlık ve konfor ihtiyacından doğabilir, ancak çeşitli sosyal faktörleri de içeriyor olabilir. Örneğin, beden dilinde bacak bacak üstüne atma, çoğu zaman kendine güvenin işaretidir. Fakat, bacak bacak üstüne atmanın anlamı, kişinin durumuna, ortamına ve beden dilini yansıtan diğer faktörlere göre de değişebilir. Bu nedenle genel geçer bir yorumda bulunmak ve herkes için aynı anlam ifade ettiğini belirtmek doğru değildir. Çünkü bazı durumla kendine güvenmenin veya konfor hissinin ötesinde, kişinin bacak bacak üstüne atması karşısındaki kişinin konuşmasına karşı ilgisiz bir tutumda olduğunu da gösterebilir.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.

Bacak bacak üstüne atmak zararlı mı?

Sebebi veya arkasında yatan ihtiyaçtan bağımsız olarak bacak bacak üstüne atma alışkanlığı, uzun vadede birtakım sağlık sorunlarına neden olabilir. Bacak bacak üstüne atmak herkes için aynı şekilde zararlı olmayabilir. Ancak bazı olası riskler şunlardır:

1. Kan akışını zedeler

Muhtemelen birçoğumuz uzun süre bacak bacak üstüne atarak oturduktan sonra bacaklarımızda bir uyuşma hissi deneyimlemişizdir. Bunun nedeni, bir bacağımızın diğerinin üzerinde olmasının kan akışına zarar vermesidir. Bir bacağı diğerinin üzerine koyarak oturduğumuzda, kanı pompalayan ve kalbe geri döndüren damarlarımıza baskı uygulamış oluruz; bu da kan akışının sekteye uğramasına neden olur.

2. Varis oluşumunu tetikler

Bacak bacak üstüne atmak, yukarıda da yer aldığı gibi kan akışını zedeler ve bu da damar tıkanıklığına, damarlarda iltihaplanmaya, kanın pıhtılaşmasına ve varislerin oluşumuna zemin hazırlar. Varis, bacaklardaki genişlemiş, kıvrımlı, şişmiş, kırmızı-morlu görünen toplardamarlara verilen isimdir. Genellikle yaş alma ile aşırı kiloyla ve çok uzun süre ayakta durma ve/veya oturma ile yakından ilişkili olan varis, bacak bacak üstüne atmanın neden olduğu kan akışının zarar görmesinden de oluşabilir. Daha detaylı bir okuma için: Varis nedir, neden olur, nasıl tedavi edilir?

3. Postürü olumsuz etkiler

Bacak bacak üstüne atarak oturmak dizlere, eklemlere baskı uyguladığından, kalçaları düz tutmadığından ve pelvisi uzun süre döndürdüğünden, vücudun genel şekli ve duruşu değişir. Ayrıca, uyluklar sıkılaşır; kalça kilitlenir, iç bacak kasları kısalır ve dizler içe doğru döner. Vücut ağırlığı bir yana doğru kayarken pelvisin de dengesi bozulur ve tüm bunlar uzun vadede duruşun değişmesine ve doğru postürün bozulmasına neden olur. Bu nedenle doğru duruşun desteklenmesi için bacak bacak üstüne atılmaması önerilir.

İlginizi çekebilir: Postür bozukluğu nedir, belirtileri nelerdir, nasıl düzeltilir?

4. Fiziksel ağrılara neden olur

Bacak bacak üstüne atmak, başta kalça ve boyun olmak üzere vücudun çeşitli yerlerinde ağrılara neden olur. Bir bacak diğerinin üzerinde olacak şekilde oturmak, kalça ekleminin gevşemesine izin vermez ve kalçaya fazladan yük bindirir, bu da kalça ağrısına yol açar. Ayrıca, aynı şekilde bir bacağın diğer bacağın üzerine katlanması, dizlerin etrafındaki bağları ve kasları da gerer, bu da dizlerde ağrıya ve olası şişliklere neden olur. Dizlerdeki ve kalçadaki baskı, bozulan postür ve gerginleşen kaslar bel, sırt ve boyun bölgesindeki sinirlerde de baskı oluşturarak bu bölgelerde de ağrıların artmasına zemin hazırlar.

Bacak bacak üstüne atmak kimler için daha risklidir?

Genetik ve yaşlanmanın getirdiği birtakım fiziksel sorunlar bacak bacak üstüne atmayı daha riskli bir hale getirebilir. Ancak, yapılan birçok araştırmaya göre:

  • Kadınlar
  • Hamileler
  • Sigara içenler
  • Şeker hastaları
  • Uzun süre oturmayı veya uzun süre ayakta durmayı gerektiren işlerde çalışan kişiler
  • İdeal kilosunun üzerinde olan kimseler
  • Hipertansiyon hastaları
  • Varis problemi yaşayanlar
  • Aktif bir yaşam sürmeyenler, hareketsiz bir yaşam tarzına sahip olanlar da bacak bacak üstüne atmanın neden olduğu sağlık sorunlarından daha fazla zarar görme riskini taşırlar.

Bu nedenle özellikle risk grubundaki kimselerin bacak bacak atma konusunda daha dikkatli davranmaları gerekir. Bacak bacak üstüne atmanın yanı sıra uzun süre oturmanın da benzer sağlık sorunlarına neden olmasından dolayı, otururken sık sık pozisyon değiştirmek, doğru bir postür ile oturmak, duruşu iyileştiren egzersizler yapmak ve sık sık kalkıp yürümek, kısa süreli de olsa hareket etmek kritik bir öneme sahiptir.

Bacak bacak üstüne atma alışkanlığı nasıl kırılır?

Çoğu insanın bacak bacak üstüne atmayı, düşünmeden, bilinçsizce ve otomatik olarak yaptığını düşünecek olursak bu alışkanlığı kırmanın zor olduğunu söylemek mümkün. Çünkü, belki de birçoğumuz için yıllardır devam eden bir oturma alışkanlığı. Ama biraz farkındalıkla daha sağlıklı oturma alışkanlıkları kazanmak mümkün.

  • Duruşunuzu kontrol etmeniz gerektiğini kendinize hatırlatmak için otururken molalar vermeye çalışın, odanın içinde yürüyüşe çıkın ve bacaklarınızı, kaslarınızı esnetin.
  • Yanlış bir duruşta oturduğunuzu fark ederseniz, hemen pozisyonunuzu değiştirin.
  • Doğru bir postür, dik bir omurga ve yuvarlanmamış omuzlar için belinizi destekleyen ergonomik bir sandalye edinin. Daha fazlası için mutlaka şu yazımıza göz atın: Ergonomik çalışma ortamı nasıl yaratılır?
  • Eğer ofis ortamında çalışıyor veya sık sık aynı sosyal çevrenizle zaman geçiriyorsanız onları da bacak bacak üstüne atmanın olası riskleri konusunda bilgilendirin. Böylece birbirinizi uyarabilir, doğru bir postürle oturmak için birbirinizi destekleyebilirsiniz.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.

Kaynak: healthline, miraclerehabclinic, mayoclinic

İlginizi çekebilir: Araştırmalara göre günlük düzenli hareket, uzun yaşam konusunda genetikten daha etkili olabilir

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale