Aile, söz konusu olduğunda birçok insan için anne-babanın apayrı bir yeri vardır ve onlara karşı koşulsuz sevgi beslerler. Ancak, ebeveynleriyle sağlıklı bir iletişim kuramamış, güvenli, sevgi dolu bir bağ inşa edememiş ve belki de onlara karşı nefret duygusu besleyen kişiler de olabilir. Babaya kin duymak da ilk okuyuşta güçlü bir ‘hayır’ ya da ‘olmaz öyle şey’ gibi güçlü tepkilere neden olsa da ne yazık ki sanıldığından daha yaygın bir duygu durumudur. Ve pek çok çocuk, ergen veya yetişkin ‘babamdan nefret ediyorum’ diye düşünürken veya ‘babamdan neden nefret ediyorum’, ‘kötü bir insan mıyım’ sorularını cevaplamaya çalışırken kendini bilinmez karanlık diyarlara sürükleyerek başta suçluluk olmak üzere olumsuz duygular hissedebilir.
“Babamdan nefret ediyorum” duygusu ile baş etmek zordur; onunla baş etmeden yaşamaya çalışmak ise hem daha zor hem de acı verici olabilir. Kişinin kendisini sürekli kötü hissetmesine neden olabildiği gibi, babasıyla arasında tartışmalara, kavgalara ve diğer aile üyeleriyle gerginliğe yol açabilir. Bu nedenle bu duygunun altında katan nedenleri anlamak ve çözümlemek için çaba ve zaman harcamak gerekir.
Babamdan neden nefret ediyorum?
‘Babamdan nefret ediyorum’ duygusu, karmaşık bir duygu durumudur ve birçok farklı nedeni olabilir. Bu nedenler arasında çocukluk travmaları, aile içi çatışmalar, şiddetli bir ilişki veya ebeveynin çocuğa yönelik fiziksel, duygusal veya cinsel istismarı gibi faktörler yer alabilir.
Yeshiva Üniversitesi’nde klinik psikolog olan Profesör Sabrina Romanoff, kişinin babasından nefret etmesinin altındaki olası nedenleri şu şekilde sıralıyor:
1. Duygusal bağlanma eksikliği
Romanoff, çocukluklarında çok çalıştığı ya da meşgul olduğu için babaları ile çok az zaman geçirmiş olan ya da babaları tarafından terk edilmiş çocuklarda babadan nefret etme duygusunun baskın olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Durum ne olursa olsun, çocuklar erken yaşamda ebeveynlerinin varlığına ihtiyaç duyarlar. Bu ihtiyaç karşılanmadığında, çocuklar ebeveynlerine karşı güçlü öfke ve nefret duyguları geliştirebilirler.”
2. Otoriter ebeveynlik
Çocukluk döneminde çocukların sosyal, duygusal, zihinsel gelişimleri üzerinde ebeveynlerin sergilediği tutumların, benimsedikleri ebeveynlik tarzının etkisi büyük. Sancılı gelişim süreçlerinde ve büyüme ataklarında özellikle tepkilerini kontrol etmekte, davranışlarını düzenlemekte zorlanan çocuklara karşı ebeveynlerinin yaklaşımı tutarlı ve kontrollü olmalıdır. Ancak, bazı ebeveynler çocuklarını kontrol etmek, onları disipline etmek isterlerken dozu kaçırabilir ve baskıcı, sert bir tutum geliştirebilir. Kontrolcü, baskıcı ve gereksiz güç kullanan bir babayla büyüyen çocuklarda da nefret duygusu gelişebilir ve ‘babamdan nefret ediyorum’ hissi yaş ilerledikçe de varlığını sürdürebilir.
3. İstismar ve şiddet
Ebeveynleri tarafından fiziksel, cinsel, sözel veya psikolojik olarak taciz gören, istismara maruz kalan çocuklarda oluşan güven, kendini kabul ve bağlanma problemleri yıllar boyunca etkisini sürdürebilir. Bu tür olumsuz olaylarla yüzleşmiş ve babası tarafından istismar edilmiş çocuklarda da ise babaya karşı kin besleme, babadan nefret etme duyguları yerleşebilir.
‘Babamdan nefret ediyorum’ duygusu ile baş etmek
Altında yatan neden veya nedenler ne olursa olursa bir kişinin babasından nefret etmesi ile ve bu duygunun onda açtığı yaralarla, hayatındaki olumsuz etkileriyle baş etmesi zordur. Ancak, bu duyguyla başa çıkmanın ilk adımı, duyguları inkar etmemek, kabullenip üzerine çalışmaya istekli olmaktır.
Döngüyü kırın: Babanızın sizi nasıl etkilediğini, aranızdaki bağın, iletişimin erkek arkadaşlarınız veya romantik partnerinizle aranızdaki ilişkiyi nasıl değiştirdiğini fark edin. Araştırmalar göre, babasıyla ilişkisi iyi olmayan ve babasına karşı nefret duygusu besleyen kişiler kendilerine tanıdık geldiği için aslında onlara iyi gelmeyecek ya da tatmin edici bir ilişki yaşamayacakları partnerleri seçerler; çünkü bu şekilde çocukluklarında karşılanmayan ihtiyaçlarının şimdiki zamanda düzeltici bir duygusal deneyimle karşılanabileceğini düşünürler. Oysa ki bu daha yıkıcı deneyimlere neden olabilir. Bunun yerine Romanoff, “sürekli onları bir şekilde kazanmanız gerekmeyen, değiştirmek istemediğiniz ve size en iyi versiyonunuz olmanız için ilham veren insanları seçmelisiniz” diyor.
Profesyonel destek alın: Ebeveynlerimizle ilişkilerimizin şimdinin üzerindeki kalıcı etkisini tanımak önemlidir. Terapi, bu etkiyi tanımak ve belirlemekle kalmayıp, bu temel ilişkinin uzantıları olan uyumsuz kalıpları da yıkmak için etkili bir araç olabilir. Eğer babanızla sorunlu, toksik, çatışmalı, size iyi gelmeyen bir ilişkiniz varsa ve hayatınızda hala varlığını sürdürüyorsa, bir terapist aynı zamanda size, zihin sağlığınızı korurken yaşadıklarınızla nasıl başa çıkacağınız konusunda da destek olabilir.
Sınırlarınızı koruyun: Kendinizi koruyacak sınırlar belirleyin. Babanızın zarar verici davranışlarını kabul etmeyin ve sizin için zararlı olan durumlardan uzak durun. Bunun için duygu düşüncelerinizi çok iyi analiz etmeniz gerektiğini ve en başta da belirtildiği gibi olan bitenlerin farkına varmak için çalışmanızın önemli olduğunu unutmayın.
Unutmayın, eğer benzer bir duygu durumu içerisindeyseniz hissettikleriniz normal ve doğal. Kendinize şefkatle yaklaşın ve bu zorlu duygularla başa çıkmak için kendinize zaman tanıyın. Ve ihtiyaç duyduğunuz yardımı almaktan çekinmeyin.
İlginizi çekebilir: Ailemden nefret ediyorum: Böyle hissediyorsanız ne yapmalısınız?
Kaynak: verywellmind