dummy

Babalar ve kızları…

babalar ve kizlaribabalar ve kizlari

Pazar sabahı uyandığımda kendime şunu söylediğimi hatırlıyorum: “Günün sürpriz hediyelerine kendimi açıyorum.” Öğleden sonra hediyem hemen geldi. Bir arkadaşım kızıyla DUMAN konserine gidiyordu, beni de davet etti. Akışta olmaya bayılıyorum, onlara eşlik ettim.

dummydummy

12-25 yaş arası gençlerin ağırlıkta olduğu konserde çok eğlendim. Yıllar önce, 16 yaşımdayken Madonna, Michael Jackson konserlerinde, sabahın köründe sıra beklediğimiz, saha içine koşa koşa girdiğimiz anılarım canlandı. O günlerde benim için en önemli şey arkadaşlarımla birlikte olmaktı. Yapacağımız şeylerin, arkadaşlarla buluşmanın ailelerimizin iznine bağlı olduğu günler…

Hey gidi günler…

O günlerde cep telefonu yok. Ailemizden zar zor izin alıp da arkadaşlarla bir yere gidebilmek için türlü türlü taklalar atardık. İşte o gün arkadaşlarıyla birlikte olmak için heyecan duyan genç kızın hali çok hoşuma gitti. Bana eski günlerimi hatırlattı. Daha fazla hoşuma giden ise; genç kızına ayak uyduran, onu uzaktan gözetirken konserin de tadını çıkaran, şarkılara eşlik eden babanın haliydi.

babalar ve kizlaribabalar ve kizlari

Gençken ne kadar farkındayız bilmiyorum ama ailelerimiz bizim için ellerinden gelenin en güzelini yapmaya büyük gayret gösteriyor. Ve gençler arkadaşlarıyla birlikte çok eğlense de, kalplerinden anne babalarının da keyif alması geçiyor. Akıllarında bir yerde; annem, babam acaba eğleniyor mu? sorusu var.

Babaların, kızlarına ilgiyle yaklaşan erkek arkadaşlarına karşı çok naif bir tavrı oluyor. Kız çocuklarını, erkek çocuklarından ayıran geleneksel eski düşünce kalıpları artık tarih oluyor. Konseri izlemenin yanı sıra bunları da gözlemledim ve keyfine vardım. Henüz çocuk denecek yaşlarda, kız erkek bir arada, büyümenin, sosyalleşmenin, eğlenmenin hem hemcinsleriyle hem de karşı cinsle sağlıklı ilişkiler kurabilen nesiller yetişmesine katkı sağladığını fark ettim. Bu vizyona sahip anne babalara helal olsun. Yeri gelmişken benim anne, babama da…

Günün diğer sürpriz hediyesi ise yaş ortalamasının 18 olduğu konserde; 18 yaşlarında bir delikanlının gelip “Yalnız mısınız?” diye kibarca sorması oldu. 40 yaşıma günler kala, itiraf edeyim çok güzel hissettirdi. Genç kız edasıyla konserin tadını çıkarmaya devam ettim ve aslında hissettiğimiz yaşı, etrafımıza yansıttığımızı fark ettim.

Anne, babalar çocuklarıyla arkadaş da olabildiğinde, konserlerde eğlendiğinde, paylaşılan her an altın değerinde… Hayat hepimize en kıymetli hediye… Tadını çıkarmanız dileğiyle AŞKla…

Sevgilerimle…

Hande Akın: 5 Şubat 1977 İstanbul doğumluyum. Şişli Terakki Lisesi’nde okudum. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-TV Sinema Bölümü’nden mezun oldum. 15 yıl reklam sektöründe prodüksiyon ve müşteri ilişkileri yöneticilikleri yaptım. 28 yaşlarında başlayan sorgulama, kendimi keşfetme, tanıma, anlama maceramda 33. yaşım milat oldu. Reklamcılıkla vedalaştım. Aldığım ve almakta olduğum sayısını artık hatırlamadığım pek çok eğitim, seminer oldu. Kişisel gelişim alanında yaşam koçluğu yapmaya başladım yıl 2010... “Ben zamanı”nın kurucusuyum, Bu slogandan hareketle; EFT (Duygulardan Özgürleşme Tekniği), REGRESYON, Ezoterik şifa teknikleriyle harmanladığım kalbimin rehberliğinde özgün bireysel seanslarımın yanı sıra kişisel gelişime dair eğitimler, seminerler veriyorum. Kadın Olmak ve AŞK’a gel özellikle dişil enerji üzerine çalıştığım workshoplarım. İlham veren, motive eden, umudu yeniden yeşerten kitlelere özel konuşmalar yapıyorum. Kitabım “Kadın Olmak” 2014’te çıktı. 2015 ve 2016 yıllarında televizyon programı hazırlayıp, sundum. Akışta kalma deyimini içselleştirerek yapabildiğimce teslimiyetle gelişmek ve geliştirmek bana keyif veriyor. Birbirimizden öğrenerek, birbirimize destek vererek geliştiğimize, hepimizin birbirinden ilham aldığına ve her bireyin kendini şifalandırabileceğine inanıyorum.
İlgili Makale
whatsapp