X

Ayurvedik, lezzetli ve sağlıklı bir yemek tarifi: Kitchari

Yeni yıla “Hoş geldin” diyeli sadece 2 gün oldu. 2019 yılına evimden, ailemden, annemin müthiş yılbaşı sofrasından binlerce kilometre uzakta girdim. Günde sadece 2 öğün yemek yenen bir aşramda, 108 adet boncuğu olan japa malamdaki tohumlara peşi sıra dokunup, meditasyon yaparken, sessiz sedasız karşıladım yeni yılı. Burada her şey Shanti Shanti Shanti. Yani Huzur ve huzurun devamı Sağlık. Aşrama bağlı olan Ayurvedik hastanede staj yapıyorum. Hastanenin müdürü Dr. Vishnu “Yoga ve Ayurvedik Kültürel Hafta” kapsamında verilecek “Ayurvedik Yemek Tarifleri” atölyesi için beni görevlendirdi. Buraya tedavi için gelen ve yoğun doğal tedavi sürecinden geçen kişilere en çok verilen yemek Kitchari.

Ben de Hindistan`a gelmeden önce, İstanbul’daki evimde özellikle mevsim dönümlerinde sık yaptığım Ayurvedik tarif Kitchari’yi öğretmeye karar verdim. Ayurvedik doktor ile bir kez daha tarifin üzerinden geçip, düzenlemeler yaptık. Hindistan’da bu sağlıklı tarifi öğretiyorken, Türkiye’de, yılbaşı gecesini envai çeşit meze ve yemeklerle donatılmış sofralarda uzun saatler yemek yiyerek geçirip, yılın ilk gününe ağır ve bitkin uyananlarla da paylaşmak istedim. İşte size ayurvedik, lezzetli ve sağlıklı bir yemek tarifi: Kitchari.

Yeni yıla ve güne sağlıklı başlamanın adı Kitchari

Hindistan’ın farklı bölgelerinde bu yemeğin adı da biraz farklılıklar gösteriyor. Kimi kitchree, kimi khichadi, kimi de kitchari, diğeri khichdi, bir diğeri khichri diyor. İsim farklılık gösterse de, sağlığa hizmet etme şekli değişmiyor, çünkü bu ayurvedik tarif ile bedenden toksit atmak ve sindirim sistemini rahatlatmak mümkün.

Kitchari nedir ve toksit temizliği için neden kitchari yemeliyiz?

Kitchari (telaffuzu kiçari), Ayurveda’nın geleneksel yemeğidir. Ayurveda esasına göre pişirilen bu yemek, yeşil maş fasulyesi (bazen dhal denen sarı mercimek) ve beyaz basmati pirinci kombinasyonunu, bol miktarda baharatla birleştiriyor. Aslında bizim diyet eğilimleri arasında pirincin pek de yeri yok ama Dr. Vishnu, Kitchari’nin bedensel detoks ve sindirimi rahatlatan harika bir yemek olmasının nedenlerini şöyle sıraladı:

  • Tri-Doshic

Yani Vata, Pitta, Kapha denen 3 ayurvedik beden (Dosha) tipine uygun ve tüm doshalar için dengeleme yapıyor. Fasulye normalde vata-türleri için -veya vata dengesizlikleri olan insanlar için- düzenli tüketim için önerilen bir besin olmasa da, maş fasulyesinin (mung dal) ve sarı mercimeğin sindirimi kolaydır.

  • Güçlü protein kaynağı

Pirinç ve mung dal kombinasyonu, tam bir protein oluşturmak için gereken tüm amino asitleri sağlar. Kendi başlarına yenen bu yiyeceklerin her biri, gereken temel amino asitleri sağlayamıyor. Ancak, birlikte pişirilip, yenildiği zaman  Kitchari’nin protein içeriği kan şekeri seviyelerini destekler, böylece detoks işlemi sırasında enerji ve zihinsel netlik dengelenir.

  • Sindirmesi kolay

Aslında, Ayurveda kliniklerinde, kitchari tipik olarak hastalara, yaşlılara verilir, çünkü sindirimi çok kolaydır. Birkaç gün boyunca sadece kitchari ile tek tip mono diyeti yapmak, son derece basitleştirerek sindirim sistemini dinlendirir.

  • Tüm güne yetecek besin

Oruç tutarak yapılan temizlenmelerde yaşanan halsizliklerin aksine, mono kitchari diyeti, günlük yaşam kalitesini bozmadan, yeterince beslenmenizi sağlar.

  • Agni’yi güçlendirir

Ayurveda’da sindirim ateşi, metabolizma Agni olarak adlandırılır ve bütün sağlığın altın anahtarı olarak kabul edilir. İyi agni, besinleri sindirmek, özümsemek ve besinleri absorbe edebilmek anlamına gelir. Zayıf veya dengesiz agni, toksinlerin birikimi anlamına gelir. Zencefil, kimyon, kişniş, zerdeçal ve hatta tuz gibi baharatlar sağlıklı agni’yi teşvik eder. Tüm bu baharatları içeriğinde bulunduran Kitchari agni’yi besler ve dengeler.

  • Toksik toparlayıcıdır

Mung dal, damarları büzücü özelliğe sahiptir. Bu sıkılaştırma, bağırsak astarından toksik birikimi gidermeye yardımcı olan doğal bir çekme etkisi yaratır. Bu çekme hareketi, çiğ veya soğuk yiyeceklerde, özellikle çiğ sebzelerde meydana gelen sert veya aşındırıcı kazıma hareketinden çok daha yumuşaktır. Böylece toksitleri bedenden atmak kolaylaşıyor.

  • Toksinleri vücuttan çıkarır

Toksinler gevşetilip sıvılaştırıldıktan sonra, vücuttan uygun şekilde elimine edilmeleri esastır. Kitchari bu toksinleri bağırsaklardan  hareket ettirmek için yeterli lifi sağlar ve böylece vücuttan dışarı atılabilir.

Kitchari ana temelde her ne kadar detoks için kullanılıyor gözükse de, aynı zamanda inanılmaz lezzetlidir, bu yüzden denemek için detoks zamanını beklemeyin derim! Kitchari’nin getirdiği tüm avantajları da bilerek tadını çıkarın!

Mucizevi ve lezzetli Kitchari tarifi

Malzemeler

  • Basmati Pirinç  – ½ -1 bardak
  • Sarı mercimek ya da maş fasulyesi – ½-1 bardak
  • Taze zencefil – püre ya da küçük parçalar halinde – 1 yemek kaşığı
  • Karabiber – 10-15  adet tane karabiber + ½ tatlı kaşığı toz karabiber
  • Kimyon tohumu – 1 y.k.
  • Zerdeçal tozu – 1 y.k.
  • Siyah hardal tohumu –  1 y.k. (opsiyonel)
  • Taze sebzeler – küçük doğranmış (mevsimine göre – havuç, pancar, kabak, taze fasulye, karnabahar, lahana, brokoli, ıspanak.. vs)
  • Tuz – damak tadına göre
  • Ghee – (saf tereyağı) – 2-3 y.k. (isteğe göre Hindistan cevizi yağı ya da zeytinyağı)
  • Su – 3 bardak
  • Opsiyonel olarak birkaç tane karanfil ve küçük tarçın çubuğu
  • Opsiyonel olarak taze kişniş ve yeşil köri yaprakları

Kitchari tarifi

  • Pirinci ve mercimeği bir kaba koyun ve 3,4 kez iyice yıkayın. İsterseniz 20-30 dk suda bekletebilirsiniz. Tarifi maş fasulyesi ile tercih ediyorsanız, bu durumda 1 gece önceden maş fasulyesini suda bekletin. (Pirinç, mercimek ve maş fasulyesi miktarı damak tadına göre azaltılıp, artırılabilir.)
  • Orta ateşte tencereyi ısıtın, ghee koyun ve saf tereyağının erimesini bekleyin. (Ya da diğer yağ tercihleri kullanılabilir.)
  • Kimyon tohumlarını yağda hafifçe kokusu çıkıp, tohumun çatlama sesleri gelinceye kadar ama tohumları yakmadan kavurun. (Bu aşamada istenirse hardal tohumu da ilave edilebilir.)
  • Sırayla zencefil, tane karabiber, karanfil, küçük parçalar halinde çubuk tarçın ekleyerek 1-2 dk daha kavurun.
  • Yıkanmış pirinç, maş fasulyesi ya da sarı mercimeği ilave edin.

 

  • Küçük parçalar halinde doğranmış sebzeleri ekleyerek birkaç dakika daha kavurun. (Tercihe göre sebzeleri kavurmadan, çiğ olarak da ilave edebilirsiniz. Pişme süresi uzun olan havuç, taze fasulye, pancar gibi sebzeleri pişirme işleminin başında; yeşil yapraklı, pişme süresi kısa olan ıspanak, pazı gibi sebzeleri pişme işleminin bitimine yakın ilave edin.)
  • Zerdeçal ve toz karabiberi, biraz tuz ilave edip, hepsi eşit harmanlanıncaya kadar hafif karıştırın.
  • Suyu ilave edin, kaynayınca kısık ateşe getirin ve pirinçler yumuşak kıvama gelinceye kadar yaklaşık 30 dk pişirin. (Çabuk pişmesi için düdüklü tencere de kullanabilirsiniz.)
  • Pişirme işlemi bittikten sonra 1 kaşık daha ghee, tercihe göre taze köri yaprakları, doğranmış kişniş ya da maydanoz ilave edip, karıştırdıktan sonra dinlenmeye bırakın.

Afiyet ve şifa olsun…

Yolculuğumdan kesitler için deneyimlerimi paylaştığım Instagram hesabımı takip edebilir, alevtetikk@gmail.com adresinden bana mail atabilirsiniz. 

İlginizi çekebilir: Hindistan’da derin bir sohbet: Görme engelli yoga öğrencileri anlatıyor

Alev Tetik: Yoga ile 2000-2003 yılları arasında 3 yıl Bangkok, Tayland’da yaşarken tanıştım. Asya’da yaşıyor olmanın avantajını da kullanarak, Singapur, Malezya, Endonezya ve Uzakdoğu’daki pek çok merkezde yoga yaparken yoganın bedenimde, ruhumda ve zihnimde yarattığı mucizeler şahit oldukça yoga pratiğime daha da çok sarıldım. Türkiye’ye döndükten sonra İstanbul’daki farklı yoga merkezlerinde yoga pratiğimi devam ettirdim. Julia Roberts’in “Ye, Dua et, Sev” filmini seyrettikten sonra zihnimde canlanmaya başlayan sessizlik ihtiyacı süreci ve Aşram hayatını deneyimlemek için Katmandu, Nepal’deki Kopan Manastırında bir süre inzivaya çekildim. Meditasyonlar sürecinde düşünmemenin düşünmekten, hareketsizliğin hareket etmekten, susmanın konuşmaktan daha zor olduğunu anlamaya başladım. Himalaya Dağlarına yaptığım uzun tırmanışlar sürecinde yaşamın değişim ve dönüşüm olduğunun farkındalığı ile var olma amacımı sorguladım. Bütün sıfatlarımdan ayrıldığım zaman “BEN kimim?” Bu sorgulama ile de hala yollardayım ve konfor alanlarımı sınayıp duruyorum. Bu yıl 365 gün Hindistan'da kalmayı planlamaktayım. Endülüs, İspanya’da katıldığım yoga kampından sonra Ürün Kurtiç, Uma, Yara ve Ken DeRolfer gibi kıymetli hocaların verdiği geleneksel Hatha Yoga eğitimini tamamlayarak, Yoga Alliance sertifikamı aldım. İlerleyen süreçte yoga tarihi, felsefesi, nefes teknikleri eğitimleri, anatomi dersleri, yogadaki duruşlarda derinleşme, mantralar, mudralar gibi önemli konularda eğitimim devam etti. Gülnaz Dashti, David Cornwell, Hart Lazer gibi eğitmenlerin atölye çalışmalarına katılarak kendimi geliştirmeye devam ettim. Dr.Neslihan Iskit'ten hamile yogası eğitimi aldım ve farklı dönemlerde, İstanbul'daki Acıbadem Hastanelerinde prenatal yoga derslerini verdim. Hindistan ve Tayland'da farklı tekniklerdeki Thai Masaj eğitimlerini bitirdim. Kökleri Vedik dönemlere kadar uzanan ve yoganın kız kardeşi olarak da nitelendirilen Ayurveda eğitim sürecim hala devam etmektedir. 2015 yılından beri her sene Hindistan'a gidip, 3 aydan uzun dönemler kalarak yoga ve doğal tedaviler konusunda kendimi geliştirmekteyim. 2015 yılında Auroville'deki ekolojik köylerde gönüllü yoga eğitmenliği, 2016 yılında Sri Lanka'daki Barberyn Ayurvedic Resort'ta ve Abihanga Yoga Center'da yoga eğitmenliği yaptım. 2017 yılında Tayland'ın Phuket adasındaki Life Co'da çalışmalar yaptım. Hediyesi kişisel bağımsızlık olan yoga yolunda her zaman bir öğrenci ruhu ile kendi pratiğimi yapmaya devam ederek derinleşmeye çalışıyorum.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale