Binlerce yıl önce Hindistan’da doğan Ayurveda, Sankritçe’de hayat anlamına gelen ‘ayur-‘ ve bilgi anlamına gelen ‘-veda’ kelimelerinin birleşiminden oluşan, insanoğlunun doğayla uyumlu yaşamasını ve yaşam yolculuğunda karşılaştığı zorluklara doğadan şifa bulmasını özüne alan antik bir öğreti. İnsan bedenindeki tüm sistemleri ve bu sistemlerin birbiriyle nasıl uyum içinde çalışabileceğini inceleyen, sistemlerin dengesizliğe girmesi durumunda da doğanın sunduğu kaynakların nasıl kullanılacağına dair yazılı kaynaklar sunan Ayurveda’da şifalı bitkilerin ve baharatların geniş bir kullanım alanı bulunuyor.
Ayurveda’da baharatlar ve şifalı bitkiler güçlü iyileştirme araçları olarak kabul ediliyor ve bugün ilaç endüstrisinde de yeri olan pek çok şifalı bitki ve baharat, birçok rahatsızlığın kaynağında yer alan sorunları çözmek için farklı formülasyonlarda bir araya getirilerek yıllardan beridir kullanılıyor. Günlük kullanımda genelde çay, takviye ve baharat şeklinde tükettiğimiz ‘ayurvedik bitkiler ve baharatlar‘ın faydalarını, kullanım alanlarını ve kullanırken dikkat edilmesi gereken noktaları sizler için yazımızda bir araya getirdik.
Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Her bireyin beslenme ihtiyaçları ve çeşitli besin gruplarına gösterdiği tolerans ve hassasiyet kendi metabolizma işleyişine göre farklılıklar gösterebilir. Olası risk durumlarına karşın sağlığınızı ilgilendiren her türlü konuda mutlaka uzman görüşüne başvurun.
Gurmar otu
Botanik adı gymnema sylvestre olan, Türkiye’de gurmar, gymnema, Avustralya inek bitkisi gibi isimlerle tanınan bu bitki Ayurveda tıbbında en sık kullanılan doğal şifa kaynaklarından biri. Hintçe’de ‘şeker yok edici’ anlamına gelen gurmar, Hindistan, Afrika ve Avustralya ormanlarında kendiliğinden yetişen bir çalı bitkisi.
Ayurveda’da bu bitkinin şifalı yaprakları hamilelerde aşermeyi azaltmak, kan şekeri düzeylerini düşürmek, kilo vermeye yardımcı olmak ve iltihabı azaltmak için kullanılıyor. Klinik çalışmalar, hipoglisemik özelliklerinden dolayı Gymnema sylvestre’nin diyabet ilaçlarında da kullanılabileceğini gösteriyor.
Nasıl kullanılır?
Gurmar’ı takviye olarak eczanelerde bulabilir veya kurutulmuş yapraklarını 5 dakika kaynatıp, 10-15 dakika demlenmesini bekleyerek çay olarak içebilirsiniz.
Potansiyel yan etkileri nelerdir?
Gurmar’ı kan şekerini düşürmeye yardımcı diğer şifalı bitkiler veya ilaçlarla karıştırırsanız, kan şekerinizin çok fazla düşmesine neden olabilir ve baş ağrısı, mide bulantısı, baş dönmesi, titreme ve halsizlik gibi semptomlar yaşayabilirsiniz. Özellikle aspirin veya sarı kantaron kullanıyorsanız, ipek otuna alerjiniz varsa bu bitkiyi tüketmemelisiniz.
Tarçın
Tarçın, tarçın ağacının gövdesinin dış katmanının sıyrılmasıyla ortaya çıkan iç kabuktan alınan çubuk şeklindeki parçalar halinde tüm aktarlarda bulabileceğiniz Ayurvedik bir baharat. Aynı zamanda harika bir antioksidan kaynağı olan tarçın, güçlü anti-enflamatuar etkisiyle pek çok hastalığın tedavisinde destekleyici olarak kullanılıyor. Kan şekerini düşürme, iştah azaltma, şeker ihtiyacını karşılama gibi pek çok faydası bulunan tarçınla ilgili yapılan son araştırmalar, kolesterolü düşürmeye de yardımcı olabileceğini gösteriyor.
Nasıl kullanılır?
Market raflarından aktarlara her yerde toz ya da çubuk formunda bulabileceğiniz tarçının kullanım alanı da bir o kadar geniş. Türk mutfağında da tatlıların üstünde, bitki çaylarında, yemeklerde bolca kullanılan tarçını özellikle şekerli şeylerle birlikte ya da çaylarda şekere alternatif olarak kullanabilirsiniz.
Potansiyel yan etkileri nelerdir?
Kumarin isimli bir bileşik içeren tarçın aşırı miktarda tüketildiğinde karaciğer hasarına, ağız yaralarına ve solunum problemlerine neden olabiliyor. Bu nedenle tarçın alımınızı günde 1 çay kaşığı ile sınırlandırabilirsiniz. Tarçın yan etkilerini artırabileceğinden diyabet, kalp hastalığı ve karaciğer hastalığınız varsa ve ilaç kullanıyorsanız, yan etkilerinin ortaya çıkmasını tetikleyebileceği için tarçın tüketmekten kaçınmalısınız.
İlginizi çekebilir: Tarçının eşsiz faydaları, tarçın nasıl tüketilir?
Çemen otu
Akdeniz ikliminde bolca yetişen, Anavatanı Yakın Doğu, özellikle Lübnan ve Suriye, Güneybatı Avrupa, Hindistan ve Çin olan çemen otu hepimizin yakından tanıdığı, pastırmanın üstünde kullanılan çemenin yapımında kullanılan bir baharat.
Çemen otu tohumları Ayurveda’da cilt sorunlarıyla savaşmak, emziren kadınlarda süt üretimini artırmak, cinsel işlevleri güçlendirmek, iştahı, kolesterol seviyelerini, mide ekşimesini ve iltihabı kontrol etmek için kullanılıyor.
Nasıl kullanılır?
Çemen otunu tüketmenin en iyi yolu, tohumları hafifçe ezerek ve sıcak su ile karıştırarak çay şeklinde içmek. Ayrıca soslarda, pastırma yapımında, sebze yemeklerinde ve çorbalarda baharat olarak da kullanabilirsiniz.
Potansiyel yan etkileri nelerdir?
Çemen otu çok fazla tüketildiğinde ishal, mide rahatsızlıkları, şişkinlik, gaz, baş dönmesi ve baş ağrısı gibi yan etkilere neden olabilir. Hamile kadınların ve nohuta alerjisi olanlarında de çemen otu tüketmemesi öneriliyor.
Tulsi
Kutsal fesleğen (tulsi), çeşitli zihinsel ve fiziksel sorunlar için birçok potansiyel tıbbi fayda sunduğu düşünülen Güneydoğu Asya’ya özgü yeşil yapraklı bir bitki. Bilimsel çalışmalar tulsinin antidepresan ve kaygı azaltıcı özellikleri olduğunu, ayrıca kan şekerini düşürmeye, eklem ağrısını hafifletmeye ve mideyi yatıştırmaya yardımcı olabildiğini gösteriyor.
Nasıl kullanılır?
Ülkemizde çay ya da takviye formunda bulunabilen, aroması fesleğene çok yakın olan tulsinin kurutulmuş ya da taze yapraklarını ve çiçeklerini salatalarda ve yemeklerde de aroma verici olarak da kullanabilirsiniz.
Potansiyel yan etkileri nelerdir?
Tulsi her ne kadar yatıştırıcı ve rahatlatıcı etkileriyle bilinse de çok fazla tüketilmesi bunun tam aksine kendinizi gergin, stresli ya da sinirli hissetmenize neden olabilir. Emziriyorsanız, hamileyseniz veya hamile kalmaya çalışıyorsanız tulsi tüketmeden önce mutlaka doktorunuza danışmalısınız.
Triphala
Triphala; anavatanı Hindistan olan Amalaki, Bibhitaki ve Haritaki isimli üç farklı meyvenin kurutulup öğütüldükten sonra karıştırılmasıyla oluşan bir Ayurveda formülü.
Bu muhteşem üçlü Ayurveda’da özellikle sindirim sisteminin ve bağırsak fonksiyonlarının iyileştirilmesi için kullanılıyor. Genellikle kabızlık şikayeti olanlara iyi geldiği bilinen bu karışım, diğer müshil ilaçlarının aksine, bağırsak hareketi oluşturmak için kaslarınızı gevşemeye zorlamıyor ve günlük olarak kullanılabiliyor. Triphala ayrıca doğal ve güçlü bir antioksidan olarak da biliniyor.
Nasıl kullanılır?
Piyasada toz formunda ya da takviye olarak bulabileceğiniz Triphala’yı çay gibi sıcak suyla demleyerek tüketebilirsiniz. Ayrıca bulabilirseniz, likit formundaki halini de içme suyunuza veya diğer içeceklerinize ekleyebilirsiniz.
Potansiyel yan etkileri nelerdir?
Bu bitki karışımını çok fazla tükettiğinizde mide rahatsızlığı, kramplar ve ishal gibi yan etkiler deneyimleyebilirsiniz. Bununla birlikte, dozunu azaltarak bu semptomları hafifletebilmeniz de mümkün. Dolayısıyla kullanmaya yeni başlayacaksanız küçük dozlarda başlayıp, giderek artırarak vücudunuzun nasıl tepki verdiğini gözlemlemeli ve kendiniz için uygun miktarı bulmalısınız. Diyabet ve yüksek tansiyon ilaçları kullanıyorsanız bu karışımı tüketmemenizde fayda olacaktır.
Zerdeçal
Ayurveda’nın altın baharatı olarak bilinen zerdeçal, özellikle pandemi döneminde antienflamatuar ve antioksidan etkileri nedeniyle, zencefille birlikte en çok merak edilen baharatlardan biri oldu. Ana bileşeni olan kurkumin, iltihabı azaltmaya, bağışıklığı artırmaya, kalp sağlığını korumaya ve yaşlandıkça ortaya çıkan hücre hasarının giderilmesine katkıda bulunabilir.
Nasıl kullanılır?
Zerdeçalı tüketmenin en iyi yolu, vücutta emilimini artıran karabiberle karıştırmak olacaktır. Zerdeçalı toz formunda tüm yemeklerinize ekleyebilir, taze ya da kurutulmuş kök halini sıcak suyla demleyerek çay olarak da tüketebilirsiniz.
Potansiyel yan etkileri nelerdir?
Zerdeçalın aşırı tüketimi çok hafif de olsa mide rahatsızlığı, mide bulantısı, baş dönmesi ve ishal gibi semptomların ortaya çıkmasına neden olabilir. Safra taşı, safra kanalı tıkanıklığı veya safra kesesi hastalığı olanlarınsa zerdeçal tüketimi konusunda dikkatli olması gerekiyor.
İlginizi çekebilir: “Hayat bilimi” Ayurveda’nın altın baharatı: Zerdeçalın faydaları
Meyan kökü
Meyan kökü, birçok yiyecek ve içecekte tatlandırıcı olarak yaygın olarak kullanılmasının yanı sıra, sağlık için de sayısız faydası bulunan bir kök baharat. Mideyi yatıştırma, stresi azaltma ve cilt sağlığını destekleme gibi etkileriyle Ayurveda’da kullanılan meyan kökünün ayrıca adet sancılarını hafiflettiği de biliniyor.
Nasıl kullanılır?
Meyan kökü sıvı özü, toz, çay gibi pek çok farklı biçimde vücuda alınabilir. Hiçbir probleminiz yoksa ve sadece sağlığınızı desteklemek için tüketecekseniz, meyan kökü çayı içebilir veya herhangi bir yiyeceğinizi tatlandırmak için içine biraz meyan özü veya tozu ekleyebilirsiniz.
Potansiyel yan etkileri nelerdir?
Meyan kökü kullanırken elinizi biraz korkak alıştırmanızda fayda olacaktır. Zira araştırmalara göre bu bitkinin aşırı tüketimi kasların zayıflamasına, vücutta ödem birikmesine, metabolizma fonksiyonlarının dengesizliğe girmesine, yüksek tansiyona, şişkinliğe ve kalp atışlarının düzensizleşmesine neden olabiliyor. Bu potansiyel yan etkileri nedeniyle, yüksek tansiyonu, böbrek hastalığı veya kalp hastalığı olanların, hamile ve emziren kadınların meyan kökü tüketmemesi öneriliyor.
Kimyon
Kimyon, Cuminum Cyminum bitkisinin tohumlarının ezilmesiyle elde edilen, Hint ve Ortadoğu mutfağında geniş bir kullanım alanı olan oldukça lezzetli ve aromatik bir baharat. Araştırmalar, kimyonun sindirim sistemi sağlığını destekleyebileceğini, kan şekerini dengelediğini ve kolesterolü iyileştirmeye yardımcı olduğunu gösteriyor.
Nasıl kullanılır?
Özellikle gaz ve şişkinlik gibi mide problemlerine iyi geldiği bilinen kimyonu yemeklerinize (özellikle gaz yaptığı bilinen lahanagiller familyasından bitkilerle hazırlanan sebze yemeklerinde ve baklagillerde) 1 çay kaşığını geçmeyecek kadar ekleyerek tüketebilirsiniz.
Potansiyel yan etkileri nelerdir?
Yan etkilerinin nadiren ortaya çıktığı bilinse de, yüksek dozda kimyon tüketmenin erkeklerde doğurganlık sorunlarına yol açabildiğine, kadınlarda ise düşük yapmaya neden olabileceğine dair araştırmalar bulunuyor. Ayrıca şeker hastalığı için ilaç kullananların, kan şekeri seviyelerinin çok düşmesine neden olabileceğinden kimyon almaması öneriliyor.
Kakule
Hafif tatlı bir aromaya sahip kakule, mutfaklarda yaygın olarak kullanılan bir başka baharat. Kakule tohumları, tohumdan elde edilen yağları ve özleri, kan basıncını düşürmeye yardımcı olma, iltihaplanma ve oksidatif stresi önleme ve sindirim sorunlarını giderme gibi faydaları nedeniyle Ayurveda’da da geniş bir kullanım alanına sahip.
Nasıl kullanılır?
Kakule tüketmenin en iyi yolu yiyeceklere veya içeceklere tatlandırıcı olarak eklemek. Bunun yanı sıra kakule tohumlarını diğer bitki çaylarına karıştırarak demleyebilir ya da kahvaltıda yoğurdunuza veya yulaf ezmenize öğütülmüş kakule parçacıkları serpiştirebilirsiniz.
Potansiyel yan etkileri nelerdir?
Yapılan araştırmalar kakulenin uygun miktarda tüketildiğinde hiçbir yan etkisinin bulunmadığını ve her yaştan insanın güvenle tüketebileceği bir baharat olduğunu gösteriyor. Bununla birlikte, her gün kakule tüketilmesi halinde mide sorunları, ishal, kabızlık, baş ağrısı gibi semptomlar ortaya çıkabiliyor.
Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Her bireyin beslenme ihtiyaçları ve çeşitli besin gruplarına gösterdiği tolerans ve hassasiyet kendi metabolizma işleyişine göre farklılıklar gösterebilir. Olası risk durumlarına karşın sağlığınızı ilgilendiren her türlü konuda mutlaka uzman görüşüne başvurun.
İlginizi çekebilir: Adaptojen nedir: Doğadan gelen şifa kaynağı adaptojen bitkiler ve mantarlar Adaptojen nedir: Doğadan gelen şifa kaynağı adaptojen bitkiler ve mantarlar
Kaynak: Mind Body Green