X

Ayrılmaz parçanız sandıklarınız gittiğinde: Kendimle nasıl barıştım?

“Mütemmim cüz.” Bu kelime ile ilk kez üniversite yıllarımda hukuk derslerimde tanışmıştım. Mütemmim cüz; bir bütünü oluşturan tamamlayıcı parça. Ayrılmaz parça (TDK). Çok sevdim, hemen sözcük dağarcığıma kaydettim.

Pek çok yerde kullanabileceğimiz bu anlamı derin kelimenin, hayatımdaki karşılıklarına bakıyorum epeydir. Benim mütemmim cüz’lerim nelermiş? Nelerle devam etmişim yoluma sıkı sıkıya, ayrılmaz parçalarım olarak, neleri bırakmışım da yola onlarsız devam etmişim?

Bakıyorum da şöyle bir geçtiğim yollara, çokça kez ayrılmaz dediğim, parçam dediğim birçok kişi şu veya bu sebepten çıkmış hayatımdan. Artık bir başkaları için ayrılmaz parça olmuşlar ya da belki de her bir parça kendi bağımsızlığında devam etmiştir yoluna, kim bilir?

Elbette, bu ayrılmaz parçalarım sadece hayatıma giren insanlar için değildi. Çok sevdiğim eşyalarıma da aynı şekilde benim birer parçam oldukları görevini atfetmiş, onlara “sadece birer eşya” olmanın ötesinde çok fazla anlam yüklemiştim. “O olmadan nasıl devam ederim, benim vazgeçilmezim. Kullanamasam da evimde durmalı, anısı var” dediğim ne çok eşyamı, artık görevlerini tamamladıklarına inandığım için özgürleştirebildim son zamanlarda.

Hem onları bir başkasına teslim ederek, benim için taşıdığı anlamları unutturup, daha çok işine yarar hale getirmenin bambaşka hazzı ile tanıştım.

Hafifledim. Verdikçe hafifledim. Anlamlarını unuttum, sahi neden o kadar anlam yükledim ki? O sadece benim ihtiyacım için hayatıma aldığım ve görevi tamamlanınca hayatımdan çıkacak bir araç, hepsi buydu. Hem varoluş amacından daha fazla amaç yüklemek, ona da haksızlık değil miydi?

Epeydir, yazılarımda da kişilere, eşyalara “gereğinden fazla, değer ve anlam yüklemenin” beni ne kadar yorduğundan, dönüp dolaşıp o çıkmaz sokağa vardığımdan çokça kez bahsettim. Ancak oldukça uzun bir zamandır da bununla kendi gücümle savaşamadığıma karar verdim ve harika birkaç terapi desteğim oldu. Çok da iyi oldu! Bu zamana kadar neden yapmamıştım ki?

Kendi içimde tek başıma çıktığım yolculuklarda güzel dönemeçlerden geçmiş, güzel manzaraların tadına varmıştım elbette ama, yanımda bir yoldaş ile bunun tadı çok daha başka oldu. Sevdiğim ağaç altında, beraber durup soluklandık, manzarada neler gördüğümüzü konuştuk. Bazı “manzaraların” benim gördüğümden çok daha başka boyutları varmış mesela, onlara da “doğru perspektiften” bakmayı öğrendim.

Sonra mesela, başkalarına bu kadar yardımcı olma güdümün altındaki temel ihtiyacı görmemi sağladı bana bu seanslar. Ben kendi iç sesimi susturmak için kaçıyormuşum. Üstelik ve daha da önemlisi “başkaları” da benden sürekli almak derdinde değillerdi ki, bu ihtiyacı ben yaratıp, yine ben gideriyordum. Sonra da herkes, her şey benim birer mütemmim cüz’im oluyordu, onlar böyle bir sıfat istemeden.

Kendimi dinlemeye başlayıp, en yakın arkadaşım olmama izin verdikçe hayatın benim için daha da anlamlı olduğunu fark ettim.
İşe önce öz bakımla başladım, öz bakım yerini şefkate bıraktı. Her bir olumsuzlukta ilk yumruğu kendime atmamam gerektiğini fark ettim. Başkalarının hep en iyi özelliklerini arayan ben, kendiminkilerini hep en derine gömüyordum. Onları çıkardım listeledim. İki sayfalık liste oldu!

İnsanlara hayır demenin çok da korkunç bir şey olmadığını öğrendim sonra. Hedeflerim başkalarını mutlu etmekken; önce kendimi sonra da başkalarını mutlu etmek olarak yer değiştirdi. Ben mutlu oldukça etrafımdakilerin de ben ekstra çabalamadan mutlu olduklarını keşfettim.

Mutluluğun da tıpkı diğer duygular gibi sürekli olamayacağını, arada keyfimizi kaçıracak olaylar yaşasak da her şeyin bizlere dair olduğunu altını çizdim, pekiştirdim.

Ve kaygılarım…

Kendimi önceliklendirdikçe, kaygılarımın yerini keyfe, teslimiyete bıraktığını gördüm. Enerjim yerine geldi sonra, içine düştüğüm dipsiz kuyudan nasıl çıkarım derken, bir anda merdivenin her bir basamağını büyük bir hevesle kendim çakarak, yol yaptım kendime. Başımı göğe çevirdim, aydınlık günü gördüm, o dipsiz kuyudan.

Bunca zaman kendim için yapmış olduklarımın ilk sırasını aldı bile seanslarım. Sanırım biraz daha yolum var, ama geldiğim bu noktadan ötürü kocaman bir aferini kendime verdim bile. Ve tabii ki en büyük desteğim, canım Psikolog Filiz Sarı’ya…
Benim mütemmim cüz’ümün “yine ve sadece” kendim olduğunu bana ayna tutup gösterdiği için…

Sevgimle…

İlginizi çekebilir: Geçmiş, hayatımızın neresindedir: Şimdiyi kutlamak için ters yöne giden koltuğa oturmak ister misiniz?

Pınar Tümkaya: Selamlar, ben Pınar Tümkaya. 1984 senesinde sevimli bir Akdeniz kenti olan İskenderun’da doğdum. Çukurova Üniversitesi İktisat Bölümünden 2007 senesinde mezun olmadan hemen önce hep hayalini kurduğum İK alanında İşe Alım Uzmanı olarak çalışmaya başladım. Ama maalesef, kısa bir süre sonra rüzgar beni Mersin’e getirdi. Şuanda Mersin’de, uluslararası bir şirkette Finansal Kontrolör olarak görev almaktayım. Kendimi bildim bileli sıkıntımı, derdimi en çok yazarak anlatmayı sevdim. Ancak, yazar olmak hiç hayalim olmadı. Hayalim her zaman, insanlarla etkileşimde olarak, onların sorunlarına destek ve çözüm ortağı olmak oldu. Her ne kadar çalışmakta olduğum alan insanlardan çok rakamlarla ilgili olsa da kişisel gelişim aşkım hiç bitmedi. Geçtiğimiz Mart ayında bunu artık daha profesyonel bir hale getirmem gerektiğine karar vererek House of Human’dan Profesyonel Yaşam Koçluğu programını tamamlayarak Yaşam Koçu oldum. Bu platform sayesinde yaşayıp aştığım, her tökezlediğimde kendimce ürettiğim çarelerin başka insanların da çözümü olmasına vesile olmak, yazılarımla sesimi duyurabilmek en büyük mutluluğum olacaktır.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale