X

Ayrılık kararı almadan önce üzerinde düşünmeniz gereken 3 önemli konu

Zaman zaman ilişkinizden artık eskisi kadar zevk almadığınızı hissettiğiniz anlar mutlaka olmuştur. Stres seviyenizin arttığı, sürekli üzüntü duyduğunuz ve hiç bir şeyin düzelmeyeceğini düşündüğünüz bu anlar her ilişkide yaşansa da, uzun bir süre aynı şeyleri hissetmeye devam ettiğinizde artık o ilişkiyi devam ettirme gereği duymayabilir ve ilişkinizi sonlandırmak isteyebilirsiniz.

Çiftler mutlu olmasalar da, bir ilişkiyi sonlandırmak zor olabilir

Ancak ilişki sonlandırmak sanıldığı kadar kolay değildir. Birlikte kazandığınız alışkanlıklar, biriktirdiğiniz güzel hatıralar sizi bu kararın ne kadar doğru olduğunu sorgulamaya iter. Peki ilişkinizde yaşadığınız her çalkantı ilişkiyi bitirme sebebi midir? Gerçekten ayrılmak için doğru zaman mı yoksa ilişkinizde yaşadığınız bunalım geçici ve kolay atlatılabilecek bir süreç mi?

Duygusal olarak bunalımda olduğumuz zamanlarda ayrılık gibi büyük kararları vermek sonrasında pişmanlık yaşamamıza neden olabiliyor. Bu nedenle sizler için ayrılık kararı almadan önce son kez oturup düşünmeniz gereken 3 önemli konuyu inceleyeceğiz.

Sakinleşin; bir anlık öfkenin böylesine büyük bir karar üzerinde etkili olmasına izin vermeyin
Önemli kararlar almadan önce sakin bir şekilde düşünmek mantıklı bir hareket olabilir

Duygu yoğunluğu yaşadığınız sinirli bir anınızda tepki verme ihtiyacı hissetmeniz çok normal. Ancak böyle zamanlarda tepki vermek ve konuşmak yerine, bir süre dinlenmek ve kafanızı toparlamak için kendinize izin vermelisiniz. Her şeyi zamana bırakır ve daha yavaş hareket ederseniz, ihtiyaçlarınızı ve isteklerinizi gözden geçirmek ve ne isteyip ne istemediğinize karar vermek çok daha kolay olacaktır.

Bazen farkında olmasak da ilişkide yaşadığımız gerilim ve bıkkınlık kendimizi kapana sıkışmış hissettmemizle alakalıdır. Kendimizi geliştiremediğimiz, özel hayatımızda ya da profesyonel yaşantımızda ters giden anlar olduğunda bunun sebebini ilişkimize ya da karşımızdaki kişiye yükleme eğiliminde olabilir, olaylar üstünde kontrolsüz kaldığımızı hissettiğimiz için duygu patlamaları yaşıyor olabiliriz. Bu nedenle ilişkide kendimizi kötü hissettiğimiz anlarda sorunun kaynağına inmek için kendimize biraz zaman tanımalı ve sorunun çıkış noktasıyla ilgili analizler yaparak doğru karar verdiğimizden emin olmalıyız.

Doğru ve güvenilir kaynaklardan destek alın
İlişkiyi sonlandırma gibi önemli bir kararı vermeden önce profesyonel yardım almanız gerekebilir

İlişkide zor zamanlar geçirirken sürekli çevremizdeki kişilerin tavsiyelerine ve onayına ihtiyaç duyarız. Yakın arkadaşlarımızla durumu tartışır, ailemizden yapmamız gerekenin ne olduğuyla ilgili fikir almak isteriz. En çok da kendimizin haklı olduğunu duymaya ve onaylanmaya ihtiyacımız olur. Ancak çevremizdeki kişiler bizi tanıdıkları için genelde yaşanan olaylara bizim çerçevemizden bakarlar. Ne kadar objektif olsalar da bizi haklı görme eğilimindedirler. Bu da karar verme aşamasında yanlış yönlendirilmemize ve sonrasında pişman olabileceğimiz kararlar almamıza neden olabilir.

Ayrılık kararı alma aşamasına geldiğimizde arkadaşlarımızdan ya da bizi tanıyan insanlardan çok, olaya daha objektif bakabilecek, hatta mümkünse profesyonel bakış açılarından tavsiye ve rehberlik almak karar verme aşamasında kendimizi dışarıdan gözlememize yardımcı olacaktır. İlişki koçu, psikolog, psikolojik danışman gibi profesyonel bilgi sahibi bir mentörle çalışarak kendinizi etkili iletişim ve problem çözümü konusunda yeni bakış açıları kazanmak üzere eğitebilirsiniz. Eğer partneriniz de destek alma konusunda istekliyse, ikinizin de güvenebileceği biriyle görüşmeniz gerektiğini unutmayın. Doğru kaynakların harekete geçirilmesiyle en içinden çıkılamayacak durumlarla bile kolayca baş edilebilir ve ilişkiniz Anka kuşu efsanesinde olduğu gibi küllerinden yeniden doğabilir.

Konfor alanınızdan çıkmaya hazırlıklı olun
İlişkinizi sonlandırdıktan sonra hayatınız tamamen değişebilir

Eğer her şeyi gözden geçirdikten sonra hala ayrılma kararınızda ısrarcıysanız, bundan sonraki süreçte tüm hayatınızın değişeceğinin, bir şeylerin eksik olacağının ve konfor alanınızın bir süreliğine de olsa bozulacağının farkında olmalısınız. İlişkiyi gerçek anlamda bitirmek için cesaretinizi toplayarak yüz yüze, ciddi bir konuşma yapmanız gerekiyor ve bu sandığınızdan çok daha zor olacaktır. Mail ya da mesajla ayrılmak sizin için daha kolay olsa da, karşınızdaki kişi ve ilişkinize olan saygınız için her şeyin yüz yüze sonlandırılması çok daha iyi olacaktır. Yüz yüze konuşacak cesareti toplamak, kararınız konusunda emin olduğunuzu kendinize kanıtlamanız ve kararınızın arkasında sağlamca durabilmeniz için size yardımcı olacaktır. Konuşurken kararınızın kesin olduğunu karşınızdaki kişiye net bir şekilde belli etmeli ve ‘Şu an böyle düşünüyorum ama fikirlerim zamanla değişebilir. ’ mesajıyla ona umut vermekten kesinlikle kaçınmalısınız. Bu, gelecekte hem size kendinizi suçlu hissettirecek, hem de karşınızdaki kişiye tahmin ettiğinizden çok daha fazla zarar verecektir.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale