X

Ayrılık acısını tek başınıza ve kısa sürede atlatmanın 10 yolu

Evet, zaman her şeyin ilacıdır. Ayrılığın da en büyük ilacı zamandır. Ama o kalp bir kez kırıldı mı, saatler gün gibi geçmeye başlar. Zaman hiç geçmeyecek ve yaşadığınız hiçbir şey unutulmayacak gibi gelir. Duygusal olarak yaşanan acının fiziksel etkileri de görülmeye başlar. Kalbinizin acısı midenize ve başınıza vurmaya başlar. Kendinizi üzgün, boşlukta ve amaçsız hissedersiniz. Birlikte olduğunuz kişiyi her zamankinden daha çok özler, onunla her zamankinden daha çok birlikte olmak istersiniz. Birlikte yapmış olduğunuz gelecek planları aklınızdan çıkmaz.

Ayrılığın üzerinden biraz zaman geçtikten ve ilk şoku atlattıktan sonra kendinizi biraz daha iyi hissetmeye başlarsınız. Günlük yaşantınızın gerektirdiği işleri yaparken acınız hafifler ve yaşadıklarınızı yavaş yavaş unutmaya başlarsınız. Biraz daha zaman geçtikten sonra, artık yeni bir ilişkiye ve hayatınızı yeniden yoluna koymaya hazır hale gelirsiniz.

Ayrılık sonrası yaşanan mutsuz, amaçsız ve boş günlerinizi daha kolay geride bırakmanıza yardımcı olacak önerileri sizler için derledik.

Ağlayabildiğiniz kadar ağlayın

Ayrılık acısından kısa sürede kurtulmanın en kolay ve etkili yollarından biri, üzüntünüzü içinize değil dışınıza atmak, yani ağlamaktır. Ağlamak, fiziksel olarak vücudun yoğun stres ve gerginlik yaşamasını sağlar. Bu yoğun fiziksel gerginlik sonrası ağlama durduğundaysa, vücut yoğun rahatlama durumuna geçer ve kişinin kendisini daha hafif hissetmesine yardımcı olur. Ağlama durduktan sonra kişinin nefes alışverişleri ve kalp atışları yavaşlar ve uzun süreli bir rahatlık hissi yaşanır. Bu nedenle kısa süreliğine de olsa ağlamak, uzun vadede rahatlamanıza yardımcı olacak, ayrılık acınızı hafifletecektir.

Acınızla baş edebilmek için her gün farklı bir adım atın

Ayrılık sonrasında muhtemelen oturduğunuz koltuktan tüm gün boyunca kalkmayacak, hatta sabah uyandığınızda yataktan çıkmadan tüm günü yatakta geçirmek isteyeceksiniz. Ancak hem fiziksel sağlığınız hem de ruh sağlığınız için bir şekilde hareket etmelisiniz. Bu nedenle her gün sizde olumlu değişiklikler yaratacak değişimler yapma hedefiniz olsun. 15 dakikalık egzersizler, yürüyüş yapmak, daha önce denemediğiniz bir yemeği pişirmek, şık bir yerde tek başınıza ya da arkadaşlarınızla yemeğe gitmek, saçlarınızı kestirmek gibi sizi iyi hissettirecek değişiklikler iyileşme sürecinizi hızlandıracaktır.

Eski sevgilinizle aranıza mesafe koyun

Ayrılık sonrası dönem, eski sevgilinizle her fırsatta iletişime geçmek isteyebilirsiniz. Yalnızlık hissi ve boşluk nedeniyle her an telefonunuzu elinize alıp eski sevgilinizi arama eğilimi gösterebilirsiniz. Ancak eski sevgilinizle iletişimde kalmak, iyileşme sürecinizi yavaşlatmaktan başka bir işe yaramayacak. Bu nedenle hem sosyal medyada hem de günlük yaşamınızda eski sevgilinizden mümkün olabildiğince uzaklaşmaya ve yeni insanlarla tanışmaya çalışın.

Kendinize sürekli oyalanacak bir şeyler bulun

Küçük ya da büyük, ilginizi çeken ve daha önce yapmak istediğiniz tüm aktivitelerin bir listesini yapın. Yürüyüş, alışveriş, temizlik, film izlemek, kitap okumak, uzun süredir görüşmediğiniz arkadaşlarınızla buluşmak gibi zor olmayan ama sizi oyalayacak bir çok aktiviteyi kendinize göre listenizde sıralayın. Farklı bir şeyler yapmak ve kafanızı bu aktivitelerle meşgul etmek, ayrılık acısını çok daha kolay atlatmanıza yardımcı olacak.

İlişkinizin kalıntılarından kurtulun

Telefonunuzdaki mesajlar, eski sevgilinizin evinizdeki eşyaları, sosyal medya bağlantılarınız… Eski sevgilinizi hatırlatabilecek tüm objelerden kurtulun. Böylelikle ona dair şeyleri daha az hatırlayacak ve ayrılığın getirdiği bunalmışlıktan daha rahat kurtulacaksınız.

Size iyi gelen şeyleri düşünün

Ayrılık aşaması ve sonrasında yaşadıklarınız özgüveninizin ve kendinize olan saygınızın azalmasına neden olabilir. Eğer ayrılan kişi karşı tarafsa, reddedilme duygusu ve istenme hissi yaşayabilirsiniz. Bunun sebebi, ayrılığın kendi eksikliklerinizden kaynaklandığını düşünmeniz olabilir. Bu nedenle kendinizin ya da karşınızdaki kişinin eksikliklerini düşünmek yerine, iyi özelliklerinizi ve güçlü yanlarınızı görmeye çalışın. Kendinize sürekli ne kadar iyi olduğunuzu hatırlatın.

Kendinizle ilgilenmeyi ihmal etmeyin

Ayrılık sonrası dönemde yemek yemek istemeyebilir ya da aşırı yiyebilir, uyku problemleri yaşayabilir, ihtiyaçlarınızla ilgilenemeyecek kadar yorgun hissediyor olabilirsiniz. Ancak özellikle psikolojik olarak kötü hissettiğiniz bu dönemde, kişisel ihtiyaçlarınızı göz ardı etmemeli ve bakımınıza özen göstermelisiniz. Unutmayın, ruh, zihin ve beden sağlığı bütündür. Birinin eksik kaldığı yerde dengeyi diğerlerine yoğunlaşarak korumaya çalışmalısınız.

Tam olarak iyi hissedebilmek için zamana ihtiyacınız olduğunun farkında olun

Ayrılık acısını atlatmanız için gerekli olan süreyi önceden görebilmeniz mümkün değil. İyileşmeniz belki günler, haftalar ya da aylar alabilir. Ancak tam olarak iyi olamasanız da, acınızın her geçen gün daha çok azalacağını aklınızda bulundurun.

Yakın arkadaşlarınızla konuşun

Eski ilişkiniz ciddi ve uzun süreliyse, muhtemelen eski sevgilinizle her gün iletişim içindeydiniz ve tüm sosyalleşme sürecinizi birlikte geçiriyordunuz. Bir de üzerine birlikte yaşıyorsanız, ayrılık sonrası bu boşluğu doldurabilecek bir şey bulamamanız oldukça normal. Uzun süreli ilişkilerde partnerler arasında yalnızca ikisinin anlayabileceği bir iletişim dili oluşur ve ayrılık sonrası yanınızda kim olursa olsun o boşluğun bir türlü dolmadığını hissedersiniz. Bu nedenle size çok yakın olmayan kişilerden çok ortak arkadaşlarınızla ya da kendi yakın arkadaşlarınızla görüşmeye çalışın.

Yeni hobiler edinin

Uzun süreli ilişkilerde zamanınızın çoğunu birlikte geçirdiğiniz için ilgi alanlarınızın ve yaptığınız aktivitelerin ortak olması gayet doğal. Ancak ayrılık sonrasında eski sevgilinizle yaptığınız aktiviteleri yapmak, birlikte gittiğiniz yerlere gitmek size daima onu hatırlatacak ve kendinizi daha kötü hissetmenize neden olacak. Bu nedenle yeni insanlarla tanışabileceğiniz ve farklı yerler görebileceğiniz yeni aktiviteler bulun. Daha önce hiç denememiş olduğunuz hobiler edinin. İlişkiniz boyunca yapmak isteyip de yapamadığınız, ilişkiniz nedeniyle ertelediğiniz aktiviteleri yapmak için artık bol bol zamanınız var. Bu zamanı güzel değerlendirin ve kendinize zaman ayırıyor olabilmenin tadını çıkarın.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale