dummy

Aynalık yapmak ne demektir: Başınıza gelenler, neden başınıza geliyor?

Bazen sizin de kendinize dönüp “Bu tip insanlar hep de beni buluyor, ben mi talihsizim?” diye sorduğunuz olmuyor mu? Ya da birisinin size karşı davranışının bütün gününüzü mahvettiği, sinirinizin bir türlü geçmediği günler? Peki bunlar neden sizin başınıza geliyor? Gerçekten talihsiz misiniz, karşınızdaki suçlu mu; yoksa başka bir şeyler mi dönüyor?

dummydummy

Bu soruları dönem dönem hepimiz kendimize soruyoruz. Bülent Ortaçgil’in şarkısında söylediği “Anlamak çözmeye yetmez” mısrası gibi bazen de bu soruları sormak cevabını bulmamıza yetmiyor. Ben bu sorunun cevabı hakkında size bir ipucu vermek istiyorum: O insanlar, sizin moralinizi bozan ve sizi sinirlendiren kişiler, size “aynalık yapıyor.”

Çevremizdeki insanların bize aynalık yapması kavramına geçmeden önce, günlük hayatımızda sıkça kullandığımız aynanın görevini kısaca düşünelim. Ayna, karşısında olan nesneyi, kişiyi kısacası ne varsa onu yansıtarak bizim gözümüzle görmemizi sağlar. Benim bahsedeceğim kavramda da aynı mantık söz konusu. İnsanlar, aynalar gibi karşısındakini görsel olarak göstermese de; duygusal ve enerjisel olarak karşısındaki insanın kendisini görmesine yardımcı olur. Bu aynalık durumundan sonra da rahatsız olduğunuz o konuyla ilgili kendinizde göreceğiniz gerçekler gün yüzüne çıkar: ya hoşunuza gitmeyen davranışı bir şekilde siz de yapıyorsunuzdur ya da bu davranışın hoşunuza gitmediğini ifade zorluğu yaşıyorsunuzdur.

İlk olarak, hoşunuza gitmeyen bir davranışın bir şekilde sizde de bulunduğuna ve bu sebeple karşınızdaki kişinin bu özelliğinden hoşlanmadığınıza örnek vermek istiyorum. Bir süre önce, bir şey anlatırken karşımdaki kişinin beni dinlemediğinden dolayı şikayet ediyordum. Benim için önemli olan bir konudan bahsederken ya birisi araya giriyor ya da aralarında başka bir şey konuşuyorlar ve beni dinlemiyorlar gibi geliyordu.

Aynalık yapma konusunu öğrendiğimde “Yok canım” dedim kendi kendime. Ben herkesi dinlerim, onlara konuyla ilgili sorular sorarım diye düşündüm. Uzunca bir süre sonra bir gün fark ettim ki kafam meşgulse ve birisiyle telefonda konuşuyorsam onu dinliyormuş gibi görünsem de içten içe kendi konumu düşünüyordum.

Bunu ilk farkettiğimde bayağı etkilenmiştim, ben herkesi dinliyorum diyip bu zamana kadar hep karşımdaki kişiyi suçlarken böyle bir aydınlanma yaşamıştım. O günden sonra, mesela annem aradığında onu daha dikkatli dinlemeye çalıştım. Kafamda iş konuları dolansa da şu anda konuşuyorsak bu zamanı ikimiz için de en verimli şekilde geçireceğim diye kendimle anlaşıp bu anlaşmaya uygun davrandım.

Bir anda tabii ki de büyük bir değişiklik yaşanmadı, ama ben bunu fark edip üzerinde çalıştıkça hem karşımdaki kişiler o samimiyeti ve dinleniyor olma duygusunu hissetti, hem de ben kendimi tümüyle o konuya odaklayarak bana derdini anlatan kişiye bir fayda sağlamanın huzurunu hissettim. Eskiden yakındığım dinlenmeme anlarının da eş zamanlı olarak azalmaya başladığını gördüm. O değişimi bizzat görmek beni çok heyecanlandırdı açıkçası… Demek ki evrenin bu küçük tüyosunu öğrenip ona göre hareket edince şikayetlerimiz azalıyor ve hayatımızı değiştirmek için söz sahibi olabiliyorduk.

İkinci örnekte ise düşünün ki buluşacağınız bir arkadaşınız birlikte kararlaştırdığınız saatte gelmedi ve yirmi dakika boyunca onun gelmesini beklediniz. Beklerken içten içe kızdınız, sinirlendiniz çünkü dakiklik sizin çok önemsediğiniz bir konu. Bunca önemine rağmen o geldiğinde geciktiği için sizden özür diledi ve siz sadece “Önemli değil” dediniz. Aslında tam tersini düşünüyorsunuz ama özür diledikten sonra “Hadi konuyu uzatmayayım, şimdi ayıp da olmasın” diye düşünerek o yirmi dakika boyunca sinir olmanızla kaldınız. Bir hafta sonra iş yerinizde bir toplantınız vardı ve katılımcılardan birisi önemli bir projenin, toplantısı olmasına rağmen on beş dakika geç kaldı. Oysa ki konu takibi için zamanında toplantıda olması gerekiyordu ama toplantıdan sonra “Nasıl olsa geçti” diye herhangi bir şey söylemediniz.

Şimdi bu örneğe baktığımızda ilkinden biraz daha farklı. Konunun sizin için çok değerli olduğu, ama etrafınızdaki bu değere saygı göstermeyen kişilere sizin için bunun öneminden bahsetmediğiniz gerçeği var. Ve siz bahsetmedikçe emin olabilirsiniz ki benzer olaylar karşınıza çıkmaya devam edecek. Ta ki siz ifade edene kadar… Siz bir kere ifade ettiğinizde karşınızdaki kişiye kendi sınırlarınızı göstermiş ve değer yargılarınıza sahip çıkmış olacaksınız. Siz bunu ifade etmeye devam ettikçe de olaylar sizin verdiğiniz değere uygun şekilde değişmeye başlayacak. Ya bu kişiler size saygı gösterip bundan sonraki buluşmalara ve toplantı saatlerine daha dikkat edecek ya da bir şekilde etrafınızda bu şekilde davranan kişi sayısı azalacak. Çünkü artık çevreye yaydığınız enerji ve duygular değişti, ve bu değişikliğe uygun şekilde aynalık eden kişiler karşınıza çıkmaya başlayacak.

Her iki örnekteki durumda da gördüğümüz gibi sürekli aynı kişiler ve olaylarla karşılaşıyor olmamız tesadüf değil ya da sizin talihsiz olduğunuzu göstermiyor. Aksine size sizinle ilgili mesaj iletiyor. Bu sebeple size aynalık eden kişilere teşekkür etmeli ve onları affetmelisiniz. Çünkü onların sayesinde kendinizin daha üst versiyonuna ulaşmış oluyorsunuz. Birkaç kez bu farkındalığı yaşayıp davranışlarınızı dönüştürebildiğiniz noktada, bu aynalık durumunun sizin için muhteşem bir fırsat olduğunu anlayacak ve evrenin bu mükemmel işleyişine hayranlıkla tanık olacaksınız.

İlginizi çekebilir: Sözcüklerin yaşamınız üzerindeki yaratıcı gücü: Ağzınızdan çıkanlara dikkat!

Sibel Okan - moment by Sibel: Merhaba ben Sibel. Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümü mezunuyum. Daha önce özel sektörde pazarlama alanında çalıştım. Mühendislik eğitiminin bana katmış olduğu analitik düşünce yapısı ve süreç yönetimi bilgisinin yanı sıra, Hamburg'da 5 ay boyunca yaşama fırsatı bulduğum Erasmus programı ve yelkencilik deneyimi okulumun bana verdiği en keyifli hediyeler. Üniversite hayatından özel sektördeki iş hayatına geçtiğim ilk yıllarda, mutluluğu arama yolunda tanıştığım enerji dengeleme deneyimi, farkındalığımın artmasına ve içimdeki yaratma gücünü daha derinden tanımama vesile oldu. Çıktığım bu yoldaki tüm deneyimlerimde ortak öğreti "anda yaşamak" oldu. Daha mutlu bir Sibel'e dönüşmek için anda yaşamanın yollarını keşfederken edindiğim bilgileri olabildiğince çok kişiyle paylaşarak herkesin kendi yaşamına uygulayabileceğini göstermek ve ilham olmak isteğiyle farklı bir yolda ilerlemeye karar verdim. Mindfulness temelli yoga ve meditasyon eğitmeni, mindfulness koçu olarak; tüm servislerimi tek bir çatı altında topladığım moment by Sibel markamla anda yaşamak için farklı yollar keşfetmenize alan açıyorum!

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp