X

“Ayna ayna söyle bana”: Önce kendinize inanmayı öğrenin

Bizim insanoğlu olarak yaptığımız genel hatalardan bir tanesi de ihtiyaçlarımızı dışarıdan beklemek.

Kendimizin güzel ya da yakışıklı olduğunu, akıllı, başarılı olduğunu, değerli, değersiz olduğunu, güçlü, güçsüz olduğunu hep dışarıdan gelen yorumlara dayanarak anlıyoruz ve söylenenlere inanıyoruz. Yaptığımız iyi şeylere aferin almaya bağımlıyız. Ancak bu şekilde gerçekliğine inanıyoruz. Ancak başkaları bizi onayladığında doğruları yaptığımıza inanıyoruz ve maalesef ancak bu şekilde hayata motive olup kendimize güvenimizi tazeliyoruz.

Peki burada bir yanlış yok mu? Tek bir doğru ya da tek bir yanlışın olduğuna inanmayanlardanım. Doğrular ve yanlışlar o günkü koşullara, bakış açılarına hatta kültürlere göre bile farklılık gösterirken başkalarından duymayı beklediğimiz şeyler de o insanların aynı şekilde bakış açılarına hatta modlarına göre farklılık göstermez mi?

O zaman bize başkaları tarafından verilen aferinler, methiyeler de bir sabun köpüğü kadar kaygan ve geçici olmaz mı?

Olur ve oluyor da. Mesela erkek arkadaşımız ya da kız arkadaşımız bize güzel ya da yakışıklı dediğinde onlara inanıp mutlu oluyoruz fakat eğer buna kendi kalbimizden inanmıyorsak, onlar gittiklerinde kendimizi sertçe yerecek hale geliyoruz. Ya da iş hayatımız için patronumuz bize harika işler çıkardığımızdan bahsederken ve bu şekilde kendimize güvenimiz tamken, yeni gelen bir patron tam aksini düşündüğünü söylediğinde moralimiz bozuluyor ve hemen kendimizi aşağıya çekebiliyoruz.

O zaman gerçeklik ne ve nerede?

Ben söyleyeyim: Gerçeklik sadece kendimizde ve kendimize söylediğimiz her kelimede gerçekliğimiz.

O başkalarından beklediğimiz öz güveni, değeri, aşkı, sevgiyi, iltifatları bize kendimiz dışında kimse veremeyecek. Evet veriyor olacaklar belki ‘bir süreliğine’. Ama yalnızca bir süreliğine. Sonra sabun köpüğü gibi uçmaya mahkum her şey.

O zaman ne yapabiliriz?

Geçenlerde bir şifa seansına gittim. Bir noktada dedi ki: “Her gün aynaya bak ve ne duymak istiyorsan, neleri duyduğunda çok mutlu ve hafif hissediyorsan aynada gözlerinin içine bak ve kendine onları söyle.

Peki dedim: “İnanmıyorsam dediklerime? Nasıl olacak?

Fake it then make it diye bir söylem vardır. Yani kendini kandır, sonrasında o senin gerçekliğin olsun. Sen başlarda söylediğine inanmıyor olsan da söylemeye devam et. Her gün ve her gün. Bir noktadan sonra duya duya kendinden, inanmaya başlayacaksın. Ve bir gün bir bakacaksın senin kendine söylediklerini, çevrende insanlar sana söylemeye başlayacak.

Bu bilgi bende vardı fakat yeniden hatırlamış oldum. O günden beri her gün istisnasız aynanın karşısına geçiyorum ve kendimi nasıl görmeyi arzuluyorsam, başkalarından ne duymayı istiyorsam, duyduğumda beni mutlu ve enerjik yapan her ne ise gözlerimin içine bakarak söylüyorum. Başlarda sadece söylüyordum. Bir şey de hissetmiyordum. Söylediklerime yürekten falan da inanmıyordum ama söylemeye devam ettim, ediyorum ve kalbimde sağlamlaşana kadar edeceğim de.

Ve gerçekten oldu. Ben devam ettikçe aynada aynı sözleri daha gülümseyerek söyler oldum kendime. Gün geçtikçe daha çok inanmaya başladım kendime. Bir süre sonra dışarıdan duymaya başladım kendime söylediklerimi. Örneğin şu an fazla kilolarım var ve kendimi o kadar beğenmeme rağmen “Ben çok güzel bir kadınım” deyip durdum. Beni görenler şimdi ne diyor biliyor musunuz? “Gamze çok güzel görünüyorsun. Ne oldu sana? Bir değişiklik var?

O değişiklik fiziksel olarak yoktu. O değişiklik enerjimdeydi. Hatta cevap olarak: “Vallahi hiçbir fark yok, kilo aldım hatta” diye karşılık verdiğimde ise: “O zaman sana kilo çok yakışmış. Parlıyorsun” cevabını bile aldım. Kiloyu en büyük düşman ilan eden günümüz dünyasında bu cümleyi duyduktan sonra emin oldum işte. Gerçekten her şey kendinde bitiyordu. Bu Polyannacılık falan değildi. İmkansız diye bir şey de yoktu. Kendi kulaklarımla duydum. Yani kesin bilgi arkadaşlar.

Seansta bana bu hatırlatmayı yapan danışman haklıydı. “Sen söyledikçe hücrelerin bile ona göre şekilleniyor olacak Gamze” demişti.

Bu aynı zamanda dış dünya kişinin iç dünyasını yansıtır söyleminin de en büyük örneği oldu benim için. Ben kendimi güzel bulmazken ve sürekli kilo vermeliyim diye zihnimde tekrarlayıp dururken dışarıdan da “Biraz kilo vermelisin” yorumlarına maruz kalıyordum fakat ben kendime güzelim demeye başladıkça dışarıdan da “Çok güzel görünüyorsun” yorumları yağmaya başladı.

Bu yazıyı okuyan sevgili okuyucu, sen de hayatında bu çalışmaya başlamayı denemek ister misin şu andan itibaren? Mesela sen de her sabah elini yüzünü yıkadıktan sonra bir süre ayır kendine; mesela 2 dakika bile olsa her ne duymak istiyorsan dışarıdan, kendine söyle. Bak gözlerinin içine ve söyle. Bunu her gün ama her gün yap. İnanma ya da inan ama her gün yap. Daha sonra hayatında meydana gelmeye başlayan değişikliklerin tadını çıkar. Kendinin tadını çıkar! Kimse alamasın elinden değerini, sevgini, kendine olan güvenini! Herkesten önce sen kendine iyi bakmakla sorumlusun. Bir çoğumuzun sıkıntısı kendi elimizde yok diye başkalarından beklemek oluyor. “Sen benim diğer yarımsın. Aşk tamamlayıcıdır. Sen beni tamamlıyorsun” gibi aslında pek de doğru olmayan söylemler tam da buradan çıkıyor, ortalıkta geziyor. Aykut Oğut’un Keşke Kadın Olsam kitabında okumuştum seneler önce ilk defa: “Ben tamım. Aşk beni tamamlayamaz çünkü ben zaten tamım. Aşk sadece yaşamıma, bana destek olur.

Yani, aslında hepimiz tastamamız. Sadece buna inanmakta zorluk çekebiliyoruz çeşitli sebeplerle. İlk önce kendiniz kendinize söylemeye başlayın, ihtiyaçlarınızı kendiniz sağlayın. Daha sonrasında da dış dünya tüm bu söylemlere, hislere destek olsun.

Unutmayalım; her birimiz hem ayrı ayrı hem de bir bütün olarak harikayız!

Seni seviyorum kendim ve sizi seviyorum güzel insanlar!

Sevgiyle…

 

İlginizi çekebilir: Varsayımlar üzerine mi yaşıyorsun yoksa hayatın gerçeklerle mi devam ediyor?

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale