Avrupa güncesi: Fischmarkt, Hamburg
Yarım bir sene yaşamış olduğum yer hakkında şimdiye kadar çok fazla şey paylaşmamış olmam biraz ilginç geliyor. Dönmenin verdiği buruklukla, çok hatırlamak istemediğimden mi, yoksa aradan zaman geçtikçe kıymet bilip özlemimin artmasından mıdır bilinmez -halbuki hep çok sevdim Hamburg’u- sanırım bir süre Avrupa Güncem’i Hamburg meşgul edecek…
Almanları hep takdir etmiştim orada yaşadığım sürece; iş zamanı çalışmayı, tatil zamanı eğlenmeyi çok iyi biliyorlar ve ikisinin de hakkını veriyorlar diye… Fischmarkt da bunun küçük bir kanıtı bana göre…
Landungsbrücken’ı takip ederek liman boyu ilerlediğinizde, vapurların duraklarından biri olan Altona’da bulacaksınız Fischmarkt’ı.
Büyük bir han burası. Hafta içi organizasyonlara da ev sahipliği yapan bu koca han, cumartesi günleri tek bir amaç için hizmet vermekte; o da eğlence! Cumartesiyi pazara bağlayan geceler, sabah 5’te başlayan konser, pazar öğlen saatlerine dek sürer, hanın dışarısında da yiyecek-giyecek pazarı kurulur, aynı zamanda oranın meşhur olan balık ekmekleri (fisch brötchen) kapış kapış giderdi.
Öyle de ilginç bir konsepte sahip ki burası, aynı zamanda hem gece eğlencesi sonrası (buranın çorbacı mantığıyla) karnını doyurmaya gelen gençleri karşılardı, hem de gündüz çok uygun fiyatlarla satışı yapılan taze sebze-meyve almaya gelen yaşını almışları, aileleri ve öğrencileri ağırlardı. Güne yeni başlayan pazar alışverişini yapan insanlar da hatta bazen içerideki eğlenceye katılır, bir gün öncesini hala tamamlamamış, alkolün etkisinde eğlenen insanlara dahil olurdu. Öğle sularına varmadan da herkes dağılır, geriye pazar ve yiyecek artıkları kalırdı.
O kadar ilginç bir konsept olarak gelmişti ki bana burası, Stadtfotografie (şehir fotoğrafçılığı) dersinde proje konusu olarak seçmemi Fischmarkt’ı. Hem tüm gece eğlenmiş gençlerin gözüyle çalıştım burayı, hem de güne erken ve zinde başlayıp pazar alışverişini yapan kişiler gözünden deneyimledim. Her ikisinde de keyif almak kaçınılmaz oldu.
Eğlenmesini bilmek lazım diye düşündürmüştü bana burası her seferinde bir de… Ne kadar sınırları zorlasanız da, hep o çizgiyi koruyan, haftanın stresini attıktan sonra mesai zamanı geldiğinde aynı zindelikle haftaya başlayan insanlar Hamburglular… Belki de asıl ihtiyacı olan bu insanların verimini arttıran…