X

Ateşin bulunması ilk insanların beslenme alışkanlıklarını nasıl değiştirdi?

Kim olduğunuzu sizin ve antik atalarınızın ne yediği belirler. Tabii binlerce yıl önce insanların ne yediğini belirlemek, buzul çağından kalma yemek kitapları olmadığı için çok kolay bir iş değildir.
Ancak bilim insanları, fosilleşmiş kemikler üzerindeki kimyasal maddelerin izini sürerek tarih öncesi çağlara ait olan yemeklerle alakalı bulgular elde edebiliyorlar.

Bilim insanlarına göre, insanlığın ataları uzunca bir süre etle idare ettiler. Ancak The Quarterly Review of Biology’de yayınlanan bir makaleye göre, tarih öncesi çağlarda yaşayan insanların bir diğer yiyecek maddesini de karbonhidratlar oluşturuyor. Bugünün paleo diyetini savunanların başının belası olan karbonhidratlar, araştırmacıların iddiasına göre eski zamanlarda yaşayan insanların yemeklerine dahil etmesiyle beyin gelişminde büyük fayda sağlamış oluyor.

Yaklaşık 7 milyon yıl önce insanlığın ataları maymundan ayrıldılar. Bilim insanlarının söylediğine göre bu insanlığın ilk atalarının yiyeceklerini çiğ ve lif bakımından zengin bitkiler oluşturuyordu. Birkaç milyon yıl sonra bu insanlar et yemeye başladılar. Delillerin gösterdiğine göre, bu ilk insanlar mağaralarından yemek bulabilmek için keşfe çıkıyorlardı.

İlk insanlar avlanmak için mağaralarında dışarı çıkıyorlardı

Ateşin bulunması daha fazla enerji üretimini sağlıyor

Bir noktadan sonra bu insanlığın ilk ataları eti pişirmeye başladılar. Ancak ateşin ne zaman kullanılmaya başladığı hala tartışılmaya devam ediyor. İnsanlığın ateşi 300.000 yıldır kullandığı kesin olarak biliniyor. Ancak bazı araştırmacılar ateşin 1.8 milyon yıl önce icat edildiğini iddia ediyor.

Etin pişirilmeye başlanması proteini ve dolayısıyla enerji ve kilo almayı da artırıyor. Bu sayede ilk insanlar daha da gelişip, büyüyebiliyorlardı. University College London’dan evrimsel genetikçi Mark G. Thomas ve arkadaşlarına göre pişmiş etin yanında, ilk insanların kullandığı başka yiyecek maddeleri de bulunuyordu: Bitki kökleri ve diğer karbonhidratlı yiyecekler.

İnsan bedeni nişastayı, glikoza yani bedenin enerjisine çevirir. Bu süreç, çiğnemeyle birlikte başlar. Tükürükte bulunan amilaz enzimi nişastanın dönüştürülmesinde önemli bir rol oynuyor.
Burada önemli olan noktayı, amilazın pişirilmiş gıdalarda daha etkili çalışması oluşturuyor. Örneğin, pişirme normal bir patatesi 20 kat daha fazla sindirilebilir yapıyor.

Yiyeceklerin pişirilmesi, sindirimi kolaylaştırıyor

Pişirme, yabani kökleri insanlar için daha elverişli ve besleyici hale getirebiliyor. Bu durum özellikle buzul çağında yaşayan aç ve avlanmaya çalışan insanlar için hiç de yabana atılacak bir durum değil.

Dr. Thomas’a göre, insan DNA’larında bulunan başka ipuçları da karbonhidratların önemini ortaya koyuyor. İnsan ırkının en yakın akrabaları olan şempanzelerin DNA’larında 2 kopya amilaz genlerinden bulunuyor. Ancak insanlar daha fazla kopyaya sahip olabiliyor. Mesela bazı insanlarda bu sayı 18’i bulabiliyor. Dr. Thomas, daha fazla kopyaya sahip olmanın, daha fazla enzim üretmek anlamına geldiğini, bunun da karbonhidratlardan daha fazla faydalanmak anlamına geldiğini iddia ediyor.

Bilim insanları ekstra genleri keşfettiğinde, insan ırkının amilaz üretimini tarım çağının başlarında geliştirdiğini ortaya çıkarıyorlar. Bu da binlerce yıl önceye denk geliyor. Buğday ve diğer karbonhidratlar bu çağda temel yiyecekler haline geldiğinde, bilim insanlarının argümanlarına göre doğal seleksiyon insan ırkına amilaz konusunda avantaj sağlamış oluyor.

Son zamanlarda DNA üzerine yapılan araştırmalar ise ortaya farklı bulgular çıkarmaya başladı. Avrupa’da tarım öncesinde avlananan insanların DNA’ları üzerine yapılan bu çalışmalara göre, insanlar amilaz genlerinin ekstra kopyalarına tarım çağından çok önce sahipti. Dr. Thomas ve arkadaşlarına göre, insanların daha fazla amilaz üretmesine sebep olan şey tarım değil, ateşin bulunmasıydı. Erken dönemlerde insanlar karbonhidratlı besinleri ateşte pişirmeye başladıklarında, bunları öğütebilmek için daha fazla amilaza ihtiyaç duyuyorlar.

Bu iddiaya göre, mutasyonlar insanların daha fazla amilaz üretmesini kolaylaştırıyor ve bu mutasyonlar da doğal seleksiyon sayesinde mümkün olabiliyordu. İşte bu karbonhidratlardan üretilen glikoz da, Dr. Thomas’a göre, beyin gelişimini sağlamış oluyor.

Bilim dünyası Dr. Thomas ve arkadaşlarının iddialarını hayretle tartışırken, yaptıkları bir eleştiri de dikkat çekiyor. Bu eleştirinin temelinde zamanlama yatıyor. Zamanlamanın tam olarak bilinmemesi, yani ateşin ne zaman icat edildiğinin tam olarak tespit edilememesi, dolayısyla da amilaz üretiminin ne zaman arttığının bilinmemesi açık kapılar bırakılmasına sebep oluyor.

Kaynak:
Nytimes

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale