X

Aşk, yanmak deliliğini sever

Çokça duyuyoruz değil mi son dönemde “titreşim” ibaresini. Nedir titreşim, nedir enerji ve neden bu enerji sorunsalı “aşk” dediğimiz bu gerçekliğe böyle yansıyor? Bu yazı çok yüksek bir titreşimin ürünü; örneğin bu yazıyı okuyan sizler şu anda sizin için yazıldı, tek tek her harfine kadar, ve hatta yanlış veya doğru diye düşünmeden noktalama işaretlerine kadar…

Bu yazı boyunca benimle birlikte sorun istiyorum, şu anda hayatınızda biri var ise ilişkiniz ile ilgili veya ilişkiniz yok ise “aşk” denildiğinde ilk aklınıza gelenler neler? İşte aklımızdan geçen her kelime, her cümle veya her düşünce adeta bir radyo dalgası gibi, bu evrende gerçekten yankılanıyor… Biz adeta ne hayal edersek, ne kadar hayal edebilirsek, ne kadar “aşk” diyebilirsek o bir süre içinde bizimle tezahür ediyor.

En çok duyduğum cümlelerden örnekleyerek başlayacağım aslında, gelin bakalım eğer yayınladığımız mesajlarımız yani “aklımızdan aşk denildiğinde geçenler” ilk şöyle cümleler oluyorsa “kim bulmuş ki ben bulabileyim, aşk diye bir şey yoktur, çok az bulunur, nadirdir, ben kapılarımı kapattım, bunu düşünmek için yaşım çok ilerledi, ben hak etmiyorum”… Bir adım daha ileri gidelim suçluluklarımıza; “ben eski sevgilimi aldattım dürüst değilim, cezasını çekeceğim, bundan sonra mutlu olamam, ben aşkı hak etmiyorum çünkü yalan söyledim” veya çok benzer diğer bir kendi kendimizi yargılama, suçlama ve aslında hayal bile edilemeyecek kadar “kötümser” bir bakış açısı “ben aşktan anlamıyorum”…

İşte sevgili “evren” bizi her düşüncemiz için dinlemektedir; “aşk” tezahürümüz yani hayal ettiklerimizi tek tek kaydedilir… Tabii ki sonrasında karşımıza çıkan kişiler veya olaylar bizlere düşüncelerimizin aynası olarak yansıyanlardır; titreşimimize uygun olan, aynı frekansta olduğumuz yani aynı hayali evrene aktaran kişilerdir. Bazen evet sorgularız “ben hep aynı şey ile mi sınanıyorum, neden sürekli terk ediliyorum, neden aldatılıyorum, neden ilişkide olduğum kişiler beni anlayamıyor gerçek bir iletişim kuramıyorum?”

Fakat aslında aradığımız cevaplar sadece “kendi titreşimlerimizde” yani aşk için hayal ettiklerimizdedir. Sadece “hayal” ettiklerimiz (fiziksel olarak yaşanmamış ve aslında dünyada gerçek olaylara karşılık gelmeyen oluşumlar) yani aşk üzerine yaydığınız titreşimler, o hiç farkında olmadığınız öz yargılarımızı, hak etmiyorum inancımızı, öz değerimizi bilmemek halimizi veya bir ilişkide kadının erkekten daha ön planda olması gerektiği gerçeğini bize aynen yansıtacak şekilde geri döner…

Peki “aşk” hayal edilebilir mi? Şunu da geçirebilirsiniz içinizden “ben hayal ettim fakat istediğim olmadı, yine aldatıldım, yine anlaşamadım, yine aynı aşk kurbanlığını yaşadım”. İşte bu nokta çok önemli bir gerçeklik olarak karşımıza çıkar; “kendi hayalimize” gerçekten yakından bakmak. Hayatımızda bir ilişkiyi “neden” yaşamak istiyoruz? Sadece birileri onay versin diye mi, egomuzu tatmin etmek için mi, korkularımızı aşmak için mi yoksa “gerçekten bu dünyada oluşumuzu bize daha da iyi aktarabilecek bir gelişim” için mi? Eğer bu etki “gerçekte” korku ise siz hayal ediyor gibi gözükseniz de korktuklarınız karşınıza çıkacaktır veya egonuzu tatmin etmek amacındaysanız “hayal ettiğiniz” güçlü bir kişi olsa bile çok daha “size muhtaç” konumda olan kişileri hayatınıza çekersiniz…

Evet, “aşk” hayal edilebilir… Aşkı hayal etmek aslında kendimizi de daha yakından tanımak demektir. Uzun süren ilişkim ertesinde evliliğimde de “kendi öz sevgim” ve öz değer bilmek konusunda hiçbir fikrim yoktu. Ve bu ilişki tam olarak bunu hayatıma yansıtmıştı. “Kendim” için hiçbir şey istemeyen tamamıyla küçük yaşından bu yana bir aşk haline “anne” olmak üzere yaklaşan bir kadın… Çünkü dikkatlice ne istediğimi neden bu ilişkide olduğumu neden kendimi “sıfır” noktasına getirdiğimi sorgulamıyordum bile…

Boşanma sürecim ertesinde ise uzun süre bir “insanın nasıl aldatabileceği” gerçeğini sorguladım. Yani nasıl olur da yalan söylemek bu derece kolay olabilirdi… Fakat soru “diğer” kişi ile cevaplanmaya gerek duymayacak kadar açıktı; ben kendimi sevilmeye layık görmüyordum ve içimden gün içerisinde çokça kez şu cümle geçmekteydi “bu adam neden benimle birlikte, neden evlenmek için beni seçti, bunca başka seçenek varken bende ne var”? İşte bu sorulara cevabım yoktu; düşünün sevgili evren ne yapmalıydı, buna karşın evet ben sordukça o bana gösterdi; “diğerlerine tercih edilmeyecektim, bana aşk olmaya layık değildim” ve hatta “benim aşkım diğer bir kişiye duyulan aşkın tamamıyla gerisinde kalacaktı”…

Bu yüzden “aşk” hakkında kurduğunuz her cümle “sihirlidir”, siz ne hayal ederseniz ve gerçekten buna inanırsanız gün gibi karşınızda bulacaksınız. Sevgili Nuray Sayarı, Aşk Kuantumu eserinde bakın bunu nasıl açıklıyor:

“…Gerçek aşkı istiyorsanız, tıpkı Şems gibi dünyanın bir ucunda da olsa aşkınızın var olduğuna inanmanız gerek. Önce inanın ve coşkuyla isteyin, evren onu size getirecektir. Umutsuzluklar aşkın önündeki en büyük dirençtir.

…Eğer o insanı bulamaycağınıza ya da bulduğunuz insanla birlikte olamayacağınıza inanıyorsanız, değil  o kişi ile bir hayat kurmak, karşılıklı kaldırımda bile yürüyemezsiniz. Devamlı acı çeker durursunuz. Birlikte olduğunuz insanla bir gün ayrılacağınızdan korkuyorsanız onunla bir gün değil her gün ayrılırsınız.

…Eğer biz kendimizi aşka değer görüyorsak ve hayal gücümüzle sınırlarımızı zorluyorsak, kendimize çektiğimiz insan da tutkulu bir aşık olacaktır. Bulacağımız insan da aşkın sınırlarını zorlayan muhteşem bir insan olacaktır.

…İstediğiniz aşkın ve mutluluğun evrenin hayrına olmak üzere hayatınıza girmesine izin verin. Kaçmayın sevgiden. Aşkın risklerinden, kahkahasından ve ızdırabından…

…Siz yeter ki kendinizi sevin ve inanın.”

Bu yüzden evet aşk siz nasıl tezahür ediyorsanız size bu şekilde hayallerinizi yansıtacak şekilde hayatınıza girer. Aşkı bulamayacağınıza dair bir inancınız varsa bugün tekrar kendinize sorun, evren sevgi üzerine yaratılmışken ve bu dünyada milyonlarca insan var iken siz neden “olmadığına” inanmayı tercih etmektesiniz? Sadece hayal edin, hayal edin ve tekrar hayal edin ve bırakın, inanın… Belki aşk tam yanı başınızdadır, sadece “izin vermeniz”, sadece kabul etmeniz, sadece biraz hayal etmeniz, belki “istiyorum”, belki de “ben bugün yanmaya hazırım” diyebilmeniz gerekmektedir…

“Aşk, sandığın kadar değil; yandığın kadardır.” -Mevlana Celaleddin Rumi

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit

Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale