X

Aşk ve sevgiyi “olumlayabilme” sanatı

Son dönemde sık sık karşılaşmaktayım, özellikle “ilişkilerimiz” ile ilgili söylediğimiz sözler hakkında dikkatimi çeken bir unsur; olumlu “olamama” halimiz. Hemen birkaç örnek ile başlayalım; “beni sevmiyor mu?” diye soruveriyoruz. Ne yaptık, “olumsuzu” sorguladık değil mi? Veya “beni neden aramıyor?” diyoruz, yine olumsuza odaklanarak. Diğer bir örnek, “beni hiç özlemedi mi?”, sorumuz yine “olmamak” durumuna yani negatife odaklanıverdi…

Peki neden bu derece olumsuz şekilde kurmaktayız cümlelerimizi? Ben bu yazımda biraz kendi kendimizi, hayata yansıttığımız, özellikle ilişkilerimiz ile ilgili olarak hayata “söylemekte olduğumuz” sözlerimizi düşünelim istiyorum sizlerle birlikte. En son ne zaman sadece “akışa” güvenerek “evet beni seviyor” biliyorum diyebildik? En son ne zaman “hayatımda muhteşem bir aşkın tezahürünü hak ediyorum” diyebildik; “karşıma kimse çıkmıyor” (ki yine bir olumlayamama cümlesi ile birlikteyiz dikkatinizi çekiyordur) veya “bu yaştan sonra ben kimseyle karşılaşamam” (yine olumsuz bir cümleyi hayatımıza dahil ediverdik) diye cümlelerimizi olumsuzluğa batırmak yerine?

Veya en son ne zaman “ilişkim, aşkım ve ben dengedeyiz, her şey mükemmel şekilde işliyor, seviyorum ve seviliyorum” diye düşünebildik? Bunun yerine düşüncelerimizi, sözlerimizi oluşturan cümleleri koyuvermekteyiz. “İlişkim dengesiz, zaman geçiremiyoruz, birlikteliğim yetersiz” gibi veya “sevilmiyorum” gibi düşünceler ile ne zamandır “olası” olan bir durumu da tetiklemekteyiz.

İşte tüm bu olumsuz düşünceler aslında ilişkilerimizi, ilişkilere bakış açımızı ve gelecek olası ilişkilerimizi de hiç “farkında olmadığımız” kadar derinden etkilemektedir. Çünkü tüm olumsuz cümlelerimiz bu ilişkiye karşı “bakış açımızı” yansıtır; güvenmemekteyizdir, sevilmemekteyizdir, kaybeden taraf olmaktayızdır, yalnız bırakılmışızdır, hak etmemekteyizdir ve tüm bunlara ek olarak aslında kendimizi yine son derece “olumsuz” kutupta hissetmemize yol açan diğer bir ifadedir; sevgimizin karşılığını “görememekteyizdir”.

Peki bunu nasıl aşacağız, yani bir ilişki ile ilgili veya gelecekte istediğimiz bir ilişki ile ilgili olarak nasıl “pozitife” odaklanabiliriz, nasıl “olumlayamadıklarımızı” olumlu cümleler ile yer değiştirebiliriz? İşte bu sorumuzun cevabı aslında öncelikle bir ilişki hakkında tüm “doldurduğumuz boşlukları” yani diğeri yerine geçerek karar verdiğimiz “yeterince sevmiyor olmak, yeterince ilgi göstermiyor olmak, yeterince değer vermiyor olmak, aldatıyor olmak, hayatında önemli bir yere koymuyor olmak” gibi mesajları düşüncemizden çıkarmaktır. Çünkü gerek ilişkilerimizde, gerekse normal yaşamımızda bizler “diğer kişinin” ne düşündüğüne, özgür iradesine ve tercihlerine karışamaz ve yargılayamayız. Önemli olan “ben” ne hissediyorum ve “ben” ne istiyorum sorularının cevabıdır aslında…

Ben öznesine odaklandıktan sonra, yapacağımız ise gerçekten bir ilişkide hayatımızda “neyin, nasıl” tezahür etmesini istediğimize odaklanmaktır. X veya Y veya Z ile birlikte olmaktan gelecekte bir ilişkide birlikte olabilmekten bağımsız olarak bir ilişkide “ben ne istiyorum ne bekliyorum” sorularına cevap bulmaktır. Örneğin “ben dengeli bir ilişki istiyorum, ben değer gördüğüm ve değer verdiğim bir ilişki istiyorum, ben evliliğin güzelliğine inanıyorum, ben benimle birlikte çocuklarımızı yetiştirmeye gönüllü bir adam/kadın ile birlikte olmak istiyorum” gibi. İşte tüm bu “olumlu” cümleler bizi hayatımızda ilişkilerimiz için olduğu kadar tüm alanlarda da çok etkili olan “olumlayabilmek” sanatına götürüyor. Çünkü belki hayatımızda henüz tezahür etmemiz bu “ben X istiyorum” cümlesi çok yakın bir zamanda karşımıza çıkıverecek bir “yaşayışı” barındırmaktadır…

Bakın sevgili Barış Muslu, “NeuroAşk” isimli eserinde “olumlamak” sanatını nasıl yorumluyor:

“…Olumlamanın mantığı, her gün yapılan tekrarlarla, beynimizin içsesinin ve düşünce alışkanlığının değiştirilmesi. Geleneksel uygulaması belli sayıda olumlu cümlenin, her gün kendi kendine söylenerek, bu düşüncelerin bilinçaltına geçirilmesi.

…Kullanacağımız cümlelerin, sadece olumlu ifadeler içermesi gerekiyor… Bilinçaltının zaman kavramı yok. Onun için her şey sadece şu anda gerçekleşmektedir. Bu nedenle olumlamalarda “çok başarılı işler yaptım” yerine “çok başarılı işler yapıyorum” ifadesi etkiyi arttıracaktır… Ayrıca olumlamalarda görsel, işitsel, dokunsal benzetmelerin kullanımı etkiyi arttırıyor. “Ben herkese çok samimi, sıcak bir ışık saçan muhteşem bir güneşim” olumlaması görsel ve dokunsal olarak bilinçaltına onun anlayacağı dilde fiziksel olarak etki etmektedir.”

Bu yüzden kullandığımız her cümle, her kelime her “bilinçli tekrar”, hayatımızda çok önemli yere sahiptir. Tüm bu detaylar ilişki hakkında ne düşündüğümüzü, ne beklediğimiz ve ne istediğimizi oluşturur. Tüm olumsuz düşüncelerimiz de bilinçaltında “olumlu – olumsuz” olarak sınıflandırılamayacağı için sadece kabul edilir. Örneğin sevilmiyorum cümlesi bunu hayatımıza getirecektir, hak etmiyorum cümlesi bunu hayatımızda tezahür ettirir, fakat “muhteşem bir ilişkim var” cümlesi, işte tüm bu olumsuzlukları olumluya dönüştürmeye yol olur… Bu yüzden bugün bu yazımı okuyan sevgili sen, kalbini “olumluya” açmaya gönüllü müsün? Erişebileceğin güzellikler aslında “hak etmek” zorunda olmadığın bollukta ve muhteşem sevme gücü ve denge sana verilmiştir, bunu “olumlu” olarak görmeye hazır mısın?

Yine aynı eserden ilişkilerimiz için kullanabileceğimiz birkaç olumlama örneği;

  • Sevgimi göstermek benim için güvenlidir.
  • Hayatmda her zaman mükemmel bir partner var.
  • Sevgi dolu şeyler düşünerek, sevgi dolu bir ilişki yaratıyorum.
  • Aşk, sevgi ve mutluluğu hak ediyorum.
  • İlişkim hayatıma mutluluk katıyor.
  • Güzel ve sevgi dolu ilişkim için şükran duyuyorum.
  • Ben mükemmel ve sevgi dolu bir eşim/sevgiliyim.
  • İlişkimde sevgi her gün daha çok artıyor.
  • Aşk, sevgi ve mutluluğu mıknatıs gibi kendime çekiyorum.
  • Kalbim sevgiye tamamiyle açık.
  • Sevgi dolu ve harika bir ilişkiye açığım ve onu kabul ediyorum.
Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit

Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale