Belki uzun geceler uykusuz kaldınız, öyle anlar oldu ki kendinizi dördüncü katta bir balkonun dışında sallanırken ve sadece bir elinizle hayata tutunmuşken buldunuz. Belki bir an için ‘’nefesiniz kesildi’’, ‘Gerçekten bu noktadan sonra yaşayamam’ dediniz veya dizlerinizin üzerine düşüp haykıra haykıra ağladınız; ama ağlamanıza karşın hiçbir şey gideni veya olanı geri çevirmeye yetmedi.
Hepimizin hayatında olmuştur, bizlere pişmanlık veren, keşke dedirten, hani anlatması zor olup ‘’Bugünkü aklım olsaydı’’ diye düşünmemize sebep olan şeyler… Peki nedir bu kadar zor olan, bunca ‘’zor’’ olarak tanımladığımız olayların ortak noktası? Bu noktada karşımıza çıkan cevap her ne kadar istesek de, değiştirmeye çalışsak da kabul etmesek de ‘’olanın olmuş olmasıdır’’. Yani geçmişin, o an yaşanarak artık tamamlanmış olması.
Tam bu noktada ise akla diğer yıkıcı soru geliyor; peki ‘’geçmiş’’ ne zaman geçmiş olur, biz onu yaşatmaya devam ettikçe, ‘Neden-nasıl değişir miydi?, ‘Olur muydu olmaz mıydı?’ dedikçe, aslında o geçmiş diye iç geçirdiğimiz, bugünümüzü de, aslında kafese konulmuş olsa da yine de uzağından yürüdüğümüz vahşi bir aslan gibi korkutmaya ve gölgelemeye devam ediyor.
Yolunuzdan geri dönmemek için perspektifinizi genişletin
Burada perspektifimizi belki biraz genişletmemiz gerekiyor. Aslında hayatımız hepimizin için yürünecek upuzun bir yol. Hayat akışımızı değiştiren veya bizi derinden etkileyen olaylarda, o noktaya saplanıp kaldığımızda ve en önemlisi biz olanı kabul etmedikçe, o upuzun yolun sadece 1 km’lik bölümüne bakarak tüm kıvrımları, deniz manzaralarını belki derin vadileri ve muhteşem gece manzaralarını kaçırıyoruz. Sadece 1 km. toz toprak çakılla dolu diye, gelecek km’ler için de aynı şekilde ‘’bizim kabul edeceğimiz seçeneklerin dışında’’ bir yol olacağı anlayışına kapılabiliyoruz.
İşte ‘’tekamül’’ kelimesi ve anlayışı, bu upuzun yolda her şeye yepyeni gözlerle bakmaya ve aslında olan şeyler kadar hayatımızın her anında ‘’olmayan’’ lara da kabul vermemiz ve attığımız her adımda tam anlamıyla anı yaşamamızı sağlıyor. Tekamül kelime anlamı olarak olgunlaşma, gelişme veya evrim olarak kullanılıyor. Yani hayatta yaşadığımız her olay, durum ve tesadüfe çok daha büyük ve olgun bir noktadan bakabilme yeteneği.
Hayat yolumuza tekamül ile yaklaştığımızda anlayabiliriz ki; aslında ‘’kayıp’’ yoktur, bizim kayıp olarak nitelediğimiz durum aslında uzun hayat yolunda bize kilometrelerce eşlik etmiş bir yol arkadaşının, yine kendisi için en iyi olacak şekilde farklı bir yola devam etmesidir. Kabul alamadığımız bir iş ve okul ise, yolumuzda bizi bekleyen farklı kabullerin vesilesi olarak görülebilir. Belki hiç istemeyerek kaybettiğimiz bir eş veya sevgili ise, o upuzun yolda bize yepyeni ufuklar açacak yepyeni sevgilerin ve maceraların habercisidir, eğer yolumuza gitmemiz gerekiyorsa, değişmemiz ve en başta yola çıktığımızdan daha olgun, daha farklı, daha iyi bir ‘’biz’’ için tek tek yolumuza çıkan ‘’dokunuşlardan’’ ibarettir.
Tekamül kadercilik değildir
Biliyorum ki bu yazıyı okuyorsanız, artık hayatınızda bir şeyler değişmeye hazırdır; fakat tekamül kadercilik değildir. Siz yolunuzda elinizden gelen en iyi ve en güzeli, fiziksel veya ruhsal olarak gerçekleştirirsiniz. İşte bu noktada tekamül, hayatın getireceği ve getirmeyeceği yani ‘’beklediğiniz’’ ve ‘’beklemediğiniz’’ her şeye aynı olgunlukla yaklaşabilmek ve aynı olgunlukla yolunuza devam edebilmektir.
Tekamül anlayışını daha kapsamlı anlayabilmek için aslında Mevlana’nın şu kısacık mısraları ile anlattığı derin manaya bakmak bile bizler için ufuklar açabilir:
Taş olarak ölmüştüm, bitki oldum.
Bitki olarak öldüm ve hayvan oldum.
Hayvan olarak öldüm, o zaman insan oldum.
Öyleyse ölümden korkmak niye?
Hiçbir sefer kötüye dönüştüğüm,
Ya da alçaldığım görüldü mü?
Bir gün insan olarak ölüp,
ışıktan bir yaratık,
rüyaların meleği olacağım.
Fakat yolum devam edecek…
İnanıyorum ki hepinizin yolu devam edecek ve size sunulan yol çok güzel. Eğer bugün halen geçmişi sorguluyorsanız, değiştirmeye çalıştıklarınız, geçmişten gelen gölgeleriniz sizi sürekli hayal kırıklığına uğratıyorsa, pişmanlıklarınız bugünün güzelliğini görmenize engelse, hayatınıza yeniden bakın…
Çünkü tüm yaşananlar yaşanamayanlar kadar, tüm söylenenler henüz söylenmemişler kadar ve karşınıza bugüne kadar çıkanlar henüz hiç çıkmayanlar kadar değerlidir, aşk-ı tekamül sizinle olsun.