X

Aşk “her gün yeniden keşfetmeye” tapar

 “Yalnızca güzelliği keşfetmek için yaşıyoruz, güzel olanı keşfetmek için. Geri kalan beklemekten ibaret…” 

-Halil Cibran

Aşk üzerine yazmaya ve aşk üzerine aramaya devam edeceğiz evet… Çünkü yazması belki de kelimelere dökülmesi en zor olan konu aşk… Hepimiz için algısı farklı, yoğunluğu farklı ve inancı da farklı. Bu yazının esintisi nereden geldi diye merak etmiş olabilirsiniz, tamamıyla farklı bir kültürden bir arkadaşım ile bu hafta “hiç aşık oldun mu” sorusuna cevap aradık… Biz aradık saatler ilerledi… Aşkı konuştuk, gerçekten ne olabileceğini, kazanmayı, kaybetmeyi ve konumuz işte başlığa geldi; her gün yeniden keşfedebilmek

Cevap arkadaşım için hayır oldu, bu bir erkekti. Bana itirafı evet aşık olmadım, bugüne kadar gerçekten hiç aşık olmadım. Tabii ki bana gelecek olursanız cevabım evet, bugüne kadar sadece bir kere gerçekten aşık oldum… Muhteşem tecrübeler yaşadım, evlendim, ve sonra ayrıldım, ve işte bugün hayat devam ediyor. Peki bizler işte tüm bu akışta yani bir aşk yaşıyor iken veya ilişki diyelim bu yazı boyunca, bir ilişki yaşıyorken “keşfetmek” sanatını bir yana bırakıyoruz bir süre sonra…

Neden diye sormak istiyorum, önce kendime ve sonra sizlere… Gelin hep birlikte ilerleyelim bu taşlı yollarda, arada benimle tozlu tepeler de aşmanız gerekebilir… Aslında “keşfetmek” merakı bir süreç; yani yeni bir şey öğrenmek istekliliğimiz olarak ta tanımlayabiliriz. Gelin biraz daha yakından inceleyelim…

Bir ilişkiye başlıyoruz, ilk zamanlarımızda karşımızdaki kişi ne sever, nelerden hoşlanır, belki en çok hangi renk giyinir, en çok hangi durumlarda sinirlenir, acıktığında bekleyebilir mi veya yağmurda ıslanmak hoşuna gider mi gibi daha burada sayfalarca yazabileceğimiz sorular ile merakla yaklaşırız değil mi?

Sonra ne olur? Yavaş yavaş sorularımız cevaplanmaya başlar… Bir, iki, üç derken bizim ilişkide olduğumuz kişi hakkında bir “tanışıklığımız” oluşur, bir bilinmişlik, tanımlanamayan bir “haberdar olmak” hali de diyebiliriz bunun için. Yani “yeni” olmaktan yavaş yavaş, adım adım çıkar karşımızdaki kişi. Ne olur “ben onu her gördüğümde heyecanla merak ediyorum” cümlemizin yerini “ben onu biliyorum” alıverir…

Şimdi bir sonraki aşamaya geçelim, bu en son durumdur. Örneğin bir arkadaş grubunun içinde “X zaten hep böyle yapar” diye sesli olarak söyleriz, ve halbuki X o soruya “kendince” cevap vermek istemektedir. Belki bugün dondurma yemek yerine sütlaç isteyecektir ama işte biz o kadar çok “biliriz” ve artık o kişiyi “keşfetmek merakımızdan” o derece uzaklaşmışızdır ki, yollarımız birliktedir fakat aslında ayrıdır… Çünkü biz artık “o kişiyi biliyoruzdur” halbuki aşk bu değildir, aşk “o kişiyi yaşamaya devam etmektir”…

Peki gerçek aşk ne ister? Bu nokta çok kıymetlidir, bizden o “biliyorum” anlayışımızı tamamıyla ilişkimizden silip “her gün yeniden keşfediyorum” ile değiştirmemizi ister aşk… Her an her durumda “sanki ilk zaman” olduğu gibi aynı merakla yaklaşmamızı ister. Örneğin yıllar geçse bile ve biz o kişiyi tanıyor olsak bile, ve o saatte örneğin Türk kahvesi içmeyi çok sevdiğini bilsek bile, yine de sormayı ister “ne içmek istersin”? Onun bir gün hayatında yeni bir tercih yapabileceği, değişebileceği ve en önemlisi aynı kalmayacağı inancımızı, bilincimizi ve anlayışımızı sevmemizi ister… Alacağımız cevap her gün Türk kahvesi olsa da yine de inançla o kişinin o her yeni gününü keşfetmeye devam etmeyi ister…

Bunun için ne yapmamız gerekir? En önemlisi ilişkide olduğumuz durumda “tek hayat” haline gelmek, yani bir diğerine merak edilmek alanı bırakmamak, tüm hayatını aynı anda yapmak, her an aynı paylaşım içerisinde olmak… Bu durumda işte “bilmek” gerçeğinin sahillerine vuruveririz. Ne aşk kalır ne heyecan ne de gerçekten “anlatılacak” karşımızdaki kişiye “keşfetmesi” üzerine sunulacak yeni yollar… Bu yüzden de kendimize ve ilişkimize izin vermemiz gerekir. Birlikte iken keşfedebildiğimiz kadar yalnız keşfedebilmek…

Belki dünyayı gezebilmek, belki sadece erkek arkadaşları ile bir maç izlemek aktivitesine gidebilmek, belki sadece kız arkadaşları ile bir yemek yiyebilmek veya sadece kendi kendine bir hafta sonu geçirebilmek. Yani bir ilişkinin varlığı dolayısı ile bir diğerini keşfetmekten önce kendini “keşfetmeye” evet sadece kendi kendini her gün ve yeniden keşfedebilmeye aşık olmak…

Bu yüzden aşk her gün yeniden bağımsız olmayı, özgürlüğü ve her gün önce kendi kendimize keşfedilecek yeni bir “kıta” gibi bakabilmeyi ve sonra karşımızdaki kişiye, sevdiğimiz insana o bize “aşk olmuş olanlara” aynı keşfedilecek yepyeni kıtalar gözü ile bakabilmemize tapar… Biz bu gözle baktıkça o bize keşfedilecek mükemmel kıtalar gidilecek muhteşem diyarlar sunmaya devam eder. O bizimle içimizdeki keşfetmek arzusu ile coşmaya o her gün keşfetmeye gönüllü olduğumuz sevgiliyi daha da olağanüstü bir forma dönüştürmeye devam eder…

Biz o sevgilinin muhteşem kaşifi oluruz o da bizim tarafımızdan bulunmayı, görülmeyi, yeniden keşfedilmeyi, inanılmayı, bilinmeyi ve en önemlisi delice sevilmeyi bekleyen kocaman bir kıta…

Çünkü aşk her gün yeniden keşfetmek aşkına tapar…

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?

Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale