X

Aşk fırtınalar ardından varılacak liman olmayı sever

Evet, hepimiz uzaktan baktığımızda bir aşk yaşamak isteriz. Bir ilişki isteriz, gerçekten sevebilmeyi isteriz. Fakat nasıl olursa, bir ilişki başladığında kendimizi “olmaz olsun” derken buluveririz… Peki, nedir bizi bu kadar kısa sürede yıldıran?

İlk yapacağımız şey “yönümüzü kaybetmemek” olur yani her nerede olursak olalım, bulunduğumuz noktayı kaybetmememiz gerekir ki yolumuza gerçekten güven içerisinde devam edebilelim.

Aslında farkında olmadığımız gizli bir gerçek; ilişkiye başlamak kadar devam etmenin veya devam edebilmenin apayrı bir “sanat” niteliğinde olduğu… Ve bunun kişiden kişiye, bizim bulunduğumuz ruh halimize, bu ilişkiye gerçekten hazır hissedip hissetmememize, hatta hemen öncesinde diğer ilişkilerimizde görüp geçirdiklerimize bağlı olduğu gerçeğidir.

Aşk gerçekten bu kadar kısa sürede yaşandı bitti denilebilir mi? Ben sizinle bu yazımda bir ilişkinin seyrine adeta bir gemi ile seyahat eder gibi bakalım istiyorum. İlk kez açık bir denize açıldık yani aslında gemimizi hiç bilmediğimiz muhteşem sularda yüzdürmekteyiz. İlk yapacağımız şey “yönümüzü kaybetmemek” olur yani her nerede olursak olalım, bulunduğumuz noktayı kaybetmememiz gerekir ki yolumuza gerçekten güven içerisinde devam edebilelim. Ve bu ilk dakikalarda dikkatimiz muhteşem derecede yoğundur. Denizin en küçük kıpırtısını algılarız, dalgasını fark ederiz, kokusunu içimize çekeriz… Öyle “hoş” gelir ki her şey gözümüze mest oluruz…

Sonra seyrimiz devam eder, geçen dakikalar bulunduğumuz o “yeni keşfedilen” suları “tanıdık” hale döndürüverir. Sular aynı “su” olur bizim için, ufuk bildiğimiz ufuk ve yön işte son 2 gündür tayin ettiğimiz yön… Aslında o keşfedilecek muhteşem okyanusun sadece bir anına şahit olduğumuz gerçeğini kaybediveririz… Bilindik “sulardayım” diye düşünmeye başlarız. Gemimiz “nasıl olsa” seyrediyordur, kaybolmak olasılığımız bile yoktur. Deniz bize hizmet etmek üzere güzelliklerini “nasıl olsa” sunmaya devam edecektir…

Ve birden bir diğer gemi ile karşılaşırız, onun geldiği diyarlar, onun hikâyeleri, onun varlığı bambaşkadır… Onun varlığı ile denizimiz de dünyamızda aydınlanıverir… Yönümüzü pusulamızı bırakırız ve varsa yoksa o ne tarafa gitmekteyse onunla sürüklenmeye onunla yol almaya başlarız… Bir süre sonra onun “kopyası” veya uydusu durumuna geçeriz… Ne de olsa o bu yapayalnız olduğumuz denizlerde karşılaştığımız ve bizi büyüleyen bir gemidir, o bir oluştur, biz sadece onun olduğu yerde olabiliriz artık…

En başta bunu anlamayabiliriz ama ilişkide olduğumuz kişinin kopyası haline geliriz ve her ne yaparsa yapsın nerede olursa olsun “kendinden vazgeçsin” isteriz.

Ve bir gün diğer gemiden bir mesaj alırız. “Benim yoluma biraz olsun “tek başıma” devam etmem gerekiyor. Bu maceralara tek başıma atılmam gerekiyor. Seninle bu muhteşem denizi paylaşmayacağım veya seni unutacağım anlamına gelmiyor. Ben sadece ve sadece sana ait olacağım fakat kendi pusulamı doğrulttuğumda gemi olduğum için yoluma yine de tek başıma devam etmem gerekiyor.”

En başta bunu anlamayabiliriz ama işte hayatta da karşılaştığımız gerçek budur; ilişkide olduğumuz kişinin kopyası haline geliriz ve her ne yaparsa yapsın nerede olursa olsun “kendinden vazgeçsin” isteriz. Bu doğru mudur? Örneğin bir gemi, “gemi” olmak özelliğini kaybettiğinde, açık denizlerde yol alamadığında, fırtınalara kendince göğüs geremediğinde ve bizim için bir “yoldaş” olamadığında en önemlisi bize anlatacak “yeni” yol hikâyeleri kalmadığında eski gemi olabilir mi?

Veya bir kişinin sadece kendisine âşık olduğumuz için, bir “birey” olduğunu ve bu hayata bir şey katmak için gelmiş olduğunu, tutkularını, sevdiği şeyleri, zaman ayırdığı hobilerini, görüştüğü arkadaşlarını unutmasını istediğimizde (varsa yoksa ben olmak dediğimiz), bu “aşkım” dediğimiz kişiye haklı bir tercih sunmuş olduğumuzu mu gösterir? Aslında kelimenin tam anlamıyla farkında olmadan bir köle mi yaratmaya çalışıyoruzdur?

Oysaki aşk bu değildir, aşk geminin “bir gemi” olduğunu anlaması halidir, denizlere daha başka coşkuyla baktığını bilmek, onun oluşuyla parlamasına izin vermek ve her nasıl olursa olsun sadece olduğu için bile minnettar olmaktır. Gerçek aşk, fırtınalar ardında dönülecek bir liman olmayı ve bunu dört gözle kana kana bekleyebilmektir. Bizler, işte bir ilişkiye başladığımızda, karşımızdaki sadece kendi gibi olmak için belki bir gün belki üç gün belki iki saat bile zaman istediğinde kırılırız. Bu isteği “sevilmediğimiz” algısına bürünür de yargılarız. İlgi görmediğimizi düşünmeye başlarız.

Aslında sadece “kendimiz gibi” olmaya ihtiyacımız vardır.

O sevdiklerimizin kendileri gibi olmalarını, hayatta alacakları ve yine sadece ve sadece “kendi başlarına” alabilecekleri sorumlulukları almalarına belki dik yokuşları çıkmalarına belki de hayat zorluklarına göğüs germelerine “ne yazık ki” her insan gibi düşüp de kalkmak hakkının onlara da tanınmış olduğunu unutuveririz… Ne yazıktır ki, bir sevgiliye bakıp “evet, fırtınalar aşıp geri geleceğim benim limanım, benim bekleyenim, ben nerede olursam olayım sadece seni sevdiğimi bilenim olur musun?” demek en zorudur… Bunu dediğimizde kaybedeceğimizi biliriz. Aslında sadece “kendimiz gibi” olmaya ihtiyacımız vardır.

Evet, aşk fırtınalar ardından dönülecek bir liman olmayı sever, değişmek, gelişmek, kendi yoluna gitmek, kendisiyle kalmak, özgür iradesini kullanabilmek ve en önemlisi “şartlara, koşullara ve oluşlara” bağlanmadan orada bir bekleyen liman olduğunu bilmek aşktır.

Bugün aşk kavramına bakmanızı dilerim. Sizi ne kadar özgür kılmaktadır? Halen o aşamadığınız fırtınalı denizler sizi çağırsalar da geminizi alıp da “ben gidiyorum” diyebilenlerden misiniz, yoksa bu fırtınaları aşıp döndüğümde bir limanım olmayacak diye “endişe mi” duymaktasınız? Siz nasıl yaklaşırdınız, uzun yolculuklardan sonra ulaşılacak bir liman kadar taze, güvenli ve sıcacık olmayı kabul edebilir miydiniz? Aşk bunu gerektiriyor ise bunu gönülden kabul edebilir miydiniz?

Bugün geminiz hangi limanda hangi fırtınada veya hangi açık denizde? Nereye döneceğinizi biliyor musunuz? Bekleyeninize kocaman bir mesaj gönderelim öyleyse; ben aşk olduğun için seni çok seviyorum…

İlginizi çekebilir: Aşık olmak için zaman kollayanlara: Aşk halinin zamanı olur mu?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?

Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale