X

“Aşk elması” domatesin sebzeye dönüşme hikayesi ve lezzetli bir salata tarifi

İlk yetiştiği ülke Peru’da bir yaban bitkisi iken keşfedilen, İnka ve Aztek uygarlıklarının milattan sonra 700 yılında yetiştirmeye başladıkları domates; İspanyol denizci Cortez tarafından Avrupa’ya uzanan yolculuğunda başına geleceklerden habersizdi.

Latince ismi “lycopersion esculentum“. Lycopersicon’un kökeni Yunanca. Lycos ‘kurt’, percison ‘şeftali’, esculentum ise ‘yenebilir’ anlamına geliyor. Domates’in bir diğer adı olan “Wolfpeach hikayesi” de, bu oluyor.

Avrupa yolcusu “domates”

İspanyol ve İtalyan yemeklerine düşkünlüğümden olsa gerek, ana vatanı Avrupa yanılgısına düştüğüm bu meyvenin (gerçekten meyve!) hikayesi Orta Amerika‘da başlamış. İspanyol denizci Cortez tarafından Kostarika’nın Montezuma bölgesinden 1519 yılında İspanya’ya gelen tohumlar sayesinde Avrupa domates ile tanışmış. Rönesans döneminin İspanyol botanikçisi Pietro Andrea Mattioli domatese altın elma anlamına gelen pomi d’oro ismini takmış. Zira o dönem domatesler çoğunlukla sarı renkliymiş. Ardından Fransızlar aşk elması anlamına gelen pommes d’amour adını kullanmışlar domates için.

Ama aynı dönemde Fransız botanikçi Tournefort, içinde bulunan bir maddenin zehirli olduğunu söyleyince bir anda tüketim durmuş.

Sizce de bu domates için yapılan acımasız yargılama değil mi? O dönemde domatesin sağlıklı mı yoksa sağlıksız mı olduğu hayli tartışılmış. Olgunlaşmamış yeşil domatesler az miktarda tomatin barındırdığı için yeşil olarak tüketilmesinin sakıncalı olduğu sonucunda karar alınmış.

Neyse ki günümüzde içerdiği yüksek orandaki A vitamini ve likopen sayesinde kanserden, hepatite kadar birçok hastalıkta fayda sağladığını bilmek güzel. Üstelik 100 gr domates sadece 23 kalori içeriyor.

“Sebze”ye dönüşümünün ardındaki gerçek

Domates yetiştiriliş biçimi ve tüketimi bakımından sebze olsa bile, botanik olarak meyve. Fakat Amerika’da tüketimi oldukça yüksek olan domates; ihracatçıların meyve için tanınan vergi avantajlarını kendi yararlarına kullandıkları fark edilince, 1893 yılında Amerika Supreme Court tarafından meyve kategorisinden sebze kategorisine alınmış.

Mutfağa girip “Bugün ne pişireyim?” dediğim andan itibaren aklımdaki ilk malzemem domates.

Siz de sabaha onunla başlamak isterseniz bir kalıp İzmir Tulum peynirini dilimleyip bir sahana koyun, yüksek ateşte peynirler eriyene kadar 3-4 dk pişirin. 2 olgun domatesi rendeleyin; peynirin üzerine ekleyin; 6-7 dk pişirin. İşte, size sabah kahvaltılarınıza renk katacak bir ikili!

Domatesleri buzdolabında saklamak yerine oda sıcaklığında tutmanın lezzetini kaybetmesini önlemedeki önemini Alaçatı pazarındaki Hasan’dan öğrenmiştim.

Alüminyum ile etkileşimini de kimyager bir arkadaşımdan, siz siz olun alüminyum alaşımlı hiçbir pişirme ekipmanında domatesli bir yemek yapmayın.

Şimdi, artık size egeli bir salata tarifi verme vakti geldi.

İzmir tulumlu, çıtır gevrekli salata (2 porsiyon)

Malzemeler:

2 olgun tarla domatesi (ince kabuklusu makbul)

50 gr İzmir tulum peyniri

½ gevrek (simit)

2 tarhanalık kırmızı biber

1/2 demet maydanoz

8-10 yaprak taze fesleğen

10-15 adet yeşil kırma zeytin doğranmış

1 adet taze soğan

30 ml limon (2 yemek kaşığı)

45 ml zeytinyağı (3 yemek kaşığı)

Tuz

Hazırlanışı:

• Gevrekleri ince halkalar halinde doğrayıp önceden ısıttığınız 150 derece fırında 15 dakika fırınlayın.
• Çıkarıp soğumaya bırakın.
• Domates ve biberleri yıkayıp küçük küpler haline getirip doğrayın.
• Yeşillikleri iri parçalar halinde doğradıktan sonra salata kasenize koyup kalan malzeme ile birleştirin, en üste gevrekleri yerleştirip sosunuzu ekleyin.

*Küçük bir not: İstanbullular şanslı Bağdat Caddesinde birçok simitçide bu simit krutonları paketler içinde bulmak mümkün. İstanbul dışındakiler 5-6 simit alıp biraz vakit ayırırlar ise, buzlukta en az 2 ay saklayabilecekleri krutonları kendileri üretebilirler.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Hande Güler: Hande Güler; Yemek, spor, seyahat tutkunu bir sabah insanı. Kitapçıların içinde saatlerini geçirebilen bir kitap delisi. Son dönemde fotoğrafçılık merakını geliştirmeye çabalayan bir metropol kadını. Kalabalıkların içinde detayları çekip çıkaran tarafına yenik düşen bir yazar. Damarlarında Ege kanı dolaşan; doğa, deniz ve mutfak kutsal üçlüsü ile yaşamını sürdüren bir insan.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale