X

“Aşk bu beni mi bulacak?” diyorsan: İnanmadığın aşk gerçek aşk olur mu?

Aşksız geçen bir ömür, beyhude yaşanmıştır.” Şems-i Tebrizi

Kolayına kaçmaktayızdır, hele ki konu aşk sevgi ilişkiler olduğunda… Kalkanlarımız ortaya çıkar, yara almak istemeyiz. “Ne bekleyecektim ki bu yaştan sonra…” diye cümleler kuruveririz değil mi? Oysaki Mimar Sinan örneğin Selimiye gibi bir şaheseri 60 yaşından sonra yapmıştır ve mimarlığa başladığında çoktan 50 yaşını geçmiştir. İşte buradan baktığımızda yaşımız geçti, durumumuz geçti hani “içimiz” geçti diye aşktan korkmak, aşktan kaçmak “beni mi bulacak?” demek bize ne kadar yakışmaktadır?

Kolayı seçmek işte bu yüzden daha güvenlidir, “beni mi bulacak?” diye inanmadığımızda “zaten bulması mümkün olabilir mi?” diye düşünmek de gerekir.

Bu yazı benim için de oldukça zorlu çünkü evet, bu cümleleri şu anda okumakta olan sizler gibi (okuduğumuzda da yazdığımızda da alınırız çünkü işte bir noktamıza neden, ne için sorusu dokunuvermiştir) ben de alınmaktayım… Evet, sizler gibi düşünmekteyim zaman zaman her ne kadar istemesem de “bu yaştan sonra” diyebiliyorum… “Bu kadar acıdan sonra” veya “bu kadar kalp kırıklığından sonra” veya “bu kadar aldatılmışlıktan sonra”, “bu kadar güvensizlikten sonra”, “bu kadar kötü tecrübeden sonra” evet beni mi bulacak?

Ben bugün bu yazımda sizlerle bakalım istiyorum… Kaçtıklarımıza, kaçmayı tercih ettiklerimize, inanmak her daim “zor” olan olacaktır tabii ki… Kolayı seçmek işte bu yüzden daha güvenlidir, “beni mi bulacak?” diye inanmadığımızda “zaten bulması mümkün olabilir mi?” diye düşünmek de gerekir. Ama biz onu da bir kenara atıveririz…

Olur mu öyle şey, bu yaştan sonra bana yakışır mı?” örnek olarak bu da muhteşem bir “kaçış” cümlesidir… Bu yaştan sonra birçok başka şeyi yakıştırırız kendimize oysaki güleriz değil mi? Ev alırız, arkadaşlar ediniriz; peki neden “âşık” olmak yakışmayan oluverir? Neden konu yeniden âşık olmaya, kaybedilen bir eşin ertesinde yeniden sevmeye, biten bir evlilik sonrasında yeniden evlenmek olasılığına veya bizlerden yaşça daha genç olan bir adama veya kadına duygular hissetmeye geldiğinde bizler “kendimize” yakıştıramayız? Dünya üzerinde her adımımızı korkmadan, düşünmeden, bir an bile sorgulamadan atabilirken konu “aşk” olmaya geldiğinde neden kolay olana kaçarız?

Ve ben onu “aramaya” devam edeceğim…

Yaşadığım deneyim ertesinde, aldatılmış bir kadın olarak ne kendime güvenim ne de ilişkilere güvenim kalmıştı. Ama içimden bir inanç ısrarla eğer hayatta “ben” varsam, yani bir kadına bir adama olan sonsuz aşka inanıyorsam, ilişkide dürüst olmaya sadece olduğum gibi olabilmeye bu kadar inanıyorsam benim bir “erkek” versiyonumun da mutlaka olduğuna inanmam için beni ayakta tutuyordu… Tam üç yıl boyunca her ne örnekle karşılaşırsam karşılaşayım kendime sadece bunu hatırlattım. Bu gördüğüm evet hayatın getirebileceği bir örnektir, ama ben varsam, ben inanıyorsam, ben aşkın gerçekten tek olabileceğine kalpten bilerek ve inanarak bakabiliyorsam, bunun bir karşılığı mutlaka ama mutlaka vardır. Ve ben onu “aramaya” devam edeceğim…

Evet, üç yıl sonra hiç beklemediğim bir anda ve hiç de beklemediğim bir şekilde, o benim bu inançlarımın erkek versiyonu karşıma çıkmıştı… Şu anda yanımda olmasa ve birlikte olmasak da, hayatımın her anında, beni bulduğuna, bana öğrettiklerine, bana dünyada sonsuz bir sevgi olduğunu, bir adamın bir kadını nasıl delice sevebileceğini, nasıl fedakârca, nasıl dolu dolu sevgiyi yaşatabileceğini ve en önemlisi (benim için) nasıl yeniden güvenmeyi başarabileceğimi gösteren o adam evet sonsuz aşkıyla karşımdaydı…

Bense son üç yıldır her neyle karşılaşırsam karşılaşayım, her neye üzülürsem üzüleyim, hatta bazen yaşadıklarım aklıma geldikçe delirecek gibi olsam da sadece onun varlığına inanmayı seçmiştim… Onun bu dünya üzerinde bir yerlerde nefes alıyor olduğuna kalpten inanmıştım… İtiraf etmeliyim ki bu yol kolay bir yol olmamıştı.

İşte aşka inanmak bu kadar derin bir bilinç gerektirmektedir.

Öncelikle kendi inançlarım vardı “her kadın aldatılır”, “erkek aldatır”, “gerçekten sevmez”, “bir erkek gerçekten sevebilir mi?”, “sevse de bunu aldatmadan yapabilir mi?”… Bu önyargılarımı hayatım için bir kenara koymaya karar veren yine bendim… Ve daha burada yazmakla bitiremeyeceğimiz kadar fazla sorunuz olduğunu bir düşünün, tüm saatlerinizi bunlar kafanızın içinde tekrar tekrar dönerken yaşadığınızı… İşte bunları bir kenara koymak o kadar yoğun bir çaba istiyordu ki ve ben bunu başarmıştım. Her ne olursa olsun beklemeye de aramaya da inanmaya da kararlıydım… Yaşım ve “başım” her ne olursa olsun, benim düşüncelerimin karşılığı olan o adamın “bir gün” burada olacağına inanmıştım…

İşte aşka inanmak bu kadar derin bir bilinç gerektirmektedir… En kolay olan yol ise varlığını yok saymak, “ben yaşayacağımı yaşadım artık, bundan sonra bana uğramaz” deyip de geçivermektir… Oysa aşk hayatta “yaşayabileceğimiz” diğer tüm duygular ile karşılaştırdığımızda bu kadar “kolay” vazgeçilebilecek bir kavram mıdır? Yani aşık “olmamak” kararını verdiğimizde hangi yaşta hangi başta hangi “noktada” olmamız gerekir? Bu “artık su içmeyeceğim, susuzluk hissetmeyeceğim, su ile olan tüm işimi bitirdim” demek kadar yaradılışımıza ters değil midir? Bu dünyayı sevgi ve aşk ile yaratan bir “yaradan” var iken, bunun hayatımıza “gelmemesi” yönünde bir inanç ile kolay yolu seçmek ne kadar “doğru” olabilir?

Bugün bu yazımı okuyorsanız, ben o “yaşım başım geçti, yaşadım bitti” diyenlerden değilim, 100 yaşıma gelsem de evet “aşk” ile çarpan bir kalbim olsun istiyorum… Buna inanıyorum, eğer ben bu isteğe sahipsem benimle birlikte şu anda kalbi çarpan bir adam olduğunu da biliyorum…

Ve her ne olursa olsun evet, korkmadan, çekinmeden, cesaretle yeniden yeniden söylüyorum ve işte o bizi yanıp tutuşturan “aşksız geçen günlerini ömürden saymayanlara” bu yazımda selamlar olsun…

 

İlginizi çekebilir: Benzer benzeri çeker: Aşkın tuttuğu aynada kendi özüne bakmaya hazır mısın?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?

Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale