X

Aşk “aşk ile beklemeyi” sever

“Uzakta olsan da yanımda olmalısın daima; unutma gerçek aşk sevdiğini anınca yanmaktır. Yandıkça sevdireni anmaktır.” -Mevlana Celaleddin Rumi

Beklemek, hem de sabırsızlıkla. Ne kadar çok beklemek vardır hayatımızda değil mi? Konumuz aşk olunca hepimizin “ben seni çok bekledim” diyebileceğimiz bir kişi veya bir aşk hikayesi vardır hayatında… Örneğin uzaktaki sevgiliyi bekleriz, gelecek yeni bir aşkı bekleriz, giden sevgilinin ardından dönüşünü bekleriz veya kaybettiğimiz heyecanın geri gelmesini bekleriz… Peki aşkın ne kadarı beklemektir, aşk beklemeyi sever mi? “Aşk beklenir mi, aşkı beklerken yoruldum” der kimisi bu doğru mudur? Ben bugün biraz sizlerle bu sorulara yanıt aramak istiyorum.

Hani derler ya “olmayacak”… Ama yine de bekleriz o muhteşem “olmayacak olanı”, sen boşuna bekliyorsun derler, olmayacak işte göreceksin, öyle bir varlık henüz dünya üzerinde bulunmuyor… Senin aradığın tanımda bir insan “mümkün değil”… Bugüne kadar kim bulmuş ki sen bulacaksın, bugüne kadar sen hiç “böyle bulanı” bekleyip de geleni isteyip de elde edeni gördün mü? Belki aynı anlama gelen binlerce cümle söyleyebilir çok sevgili sağ duyumuz…

Ben bugün sizlerle aşka “beklemek” gözünden bakalım istiyorum… Öncelikle aşkı hayal edebiliyor muyuz yani “neyi beklediğimizi” biliyor muyuz? Gerçekten bugün siz kalbinizi sessizce dinliyor musunuz, nasıl birini söylüyor size? Şunu düşünebilirsiniz; “bir tanım yapmak zor”. Evet kolay olmadığını biliyorum fakat siz sadece “aşk” dediğinizde, bunun içini doldurmadığınızda, nasıl bir tezahür umuyorsunuz? Siz ne istediğinize odaklanmadıkça veya tam tersinden “korkularınızı” seslendirdikçe “ne istemediğinizi” seslendirdikçe sizce beklediğiniz ne oluyor?

Ben hemen cevap verebilirim, o korkuların, o istemediğiniz tüm özelliklerin karşınızda belirdiğini, bu kişilerin hayatınıza çekildiğini göreceksiniz. Örneğin “beni mutlu edecek, birlikte olduğumda kendimi çok iyi hissedebileceğim ve bana kalpten bağlı bir kişi diliyorum, güzel bir aşk yaşamak istiyorum” odağımızı kuramamaktayız. Bu cümle neden çok önemli? Çünkü biz burada saydığımız detaylara odaklanırız; iyi hissetmeye, birlikte güzel vakit geçirmeye ve tabii ki kalpten bağlı olmaya. Bunlar sadece benim verdiğim birkaç örnekten ibaret; sizin örnekleriniz sadık olabilir, güvenilir olabilir veya huzur veren de olabilir…

Şimdi gelin böyle bir cümle kurmak yerine, bizler için şu cümle aşk hakkında beklediklerimizi oluşturuyor olsun; yani biz aslında “tam olarak” ne beklediğimizi bilmeyelim, fakat aklımızda ve kalbimizde dolaşan daha çok aşkta hangi gerçeklerden korktuğumuz olsun:

“Beni aldattı, hep aldatılıyorum, ben artık kimseyi ve aşkı beklemeyeceğim aşka inanmıyorum zaten kim gerçek aşkı bulabildi ki ben artık beklemiyorum… Yine aynı şeyleri yaşayacağım, bir türlü mutlu olamayacağım, mutlu aşk mümkün değildir…”

Sizce aklımız ve kalbimiz bu endişeler ile yüklü iken hayatımızda tezahür eden aşk süreci nasıl olacaktır? Evet bize o korktuklarımızı, o muhteşem şekilde endişe duyduklarımızı ve işte o ha oldu olacak olan negatif ne inancımız varsa yaşatacak şekilde tabii ki sunuyor olacaktır. Siz karşınızdaki kişi yerinde olduğunuzda her an birlikte olduğunuz kişi sizin “aldatmanızı” ima ettiği durumda istemsiz olarak da olsa “farklı bir kişi ile ilişkinizin nasıl olacağını” düşünmeye başlarsınız… Veya karşınızdaki kişi “seni bırakıp giderim” şeklinde tehditler savurduğunda “evet bırakıp git” diyeceğiniz bir noktaya gelmeniz için ne kadar zaman geçmesi gerekir? Başka bir örnekte “bu ilişkide hep ben kaybeden taraf oluyorum” dediğinizde evet gerçekten karşınızdaki kişiye verdiğiniz ‘’beni kaybedeceksin’’ mesajını size yaşatması için sizce kaç kez duyması gerekiyor?

İşte tüm bu süreçlerde fark etmeden aşkın “beklemek” özelliğini yadsıyor oluruz. Peki sizce bizler her an aşk hakkında verdiğimiz bu mesajlara biraz daha farkındalık eklesek, aşkın “beklemeyi” sevdiğini en azından bu yazıyı şu anda okumakta olan sizlerle yeniden değerlendirsek? Örneğin tüm endişelerimizi, kuşkularımızı ve “hadi canım bana denk gelmeyecektir” dediğimiz her şeyi bir kenara bıraksak ve bugün yepyeni cümleler kursak?

“Aşk seni bekleyeceğim”… Beklemekten usanmadan, kalbim atarak, tekrar tekrar her anını içime çekerek, aynı çayın demini alması gibi her saniyenin içeceğim o muhteşem tadı bana bir adım daha yaklaştırdığına inanarak… Aşk seni bekliyorum, muhteşem gücünle bana geleceğini biliyorum, beni aradığına inanıyorum.

Bugün burada olmayabilirsin ama seni hissediyorum. Sen ki dağların delinmesine sebep, rüzgarların esmesine yol ve denizlerin köpürmesine deli olmuş aşk, uğruna kimlerin canını verdiği, seni biliyorum… Bugün oluşumla, her nefesimde bana benden daha yakın olacak, beni en derinime kadar ruhumla ve bedenimle görebilecek ve en önemlisi olduğum gibi sevmeyi kalpten kabul edecek bir kişinin varlığına güveniyorum… Ve işte aşk doğru zamanda yani ben seni en güzel halimle ne zaman anlayabileceksem hayatıma almaya razı olabileceksem ve en doğru mekanda, yani ben seni ne zaman en içten kucaklayabileceksem ve en doğru şekilde, senin bu mükemmel pembeliğin göz kamaştırıcı haliyle hayatımı doldurduğunda seni bekliyor olacağım… Seni beklemekten bir saniye bile pişman olmadan ve usanmadan ben tüm kalbimle, bedenimle, ruhumla ve “benliğimle” seni bekliyorum…

Evet aşk beklemeyi sever, aşk aşkı hak ettiğince bekleyeni, aşkın demine vardıkça kaybolanı, kayboldukça daha çok yananı işte o pervaneler gibi ateşe koşanı hem de deli gibi sever… Bu satırları şu anda okumakta olan sen; bugün, şu anda, bu cümleler yazılırken ve gözlerinden içine kadar ilerlemişken, beklemeye razı mısın, bugün aşk olmaya razı mısın?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit

Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale