Duygular tek başına “iyi” veya “kötü” olamaz. Duygular, bizlere hayatımızın hangi alanlarında değişiklik yapmamız gerektiğini gösteren araçlar olarak kullanılabilir. Fakat aynı zamanda, onlara verdiğimiz yanıtlara göre duygular zehirli bile olabilir.
Uplifers olarak sizleri aşırı yemek yemeye yönelten duyguları sıraladık:
1. Hüsran
Okulda, işte, özel ilişkilerinizde veya hayatın genelinde hüsrana uğradığınızı düşünüyorsanız, bu duyguyla mücadele etmek yerine yemek yemeyi bir kaçış olarak görebilirsiniz. Her şeyin ötesinde “konforlu yiyecekler” diye bir kavram var. Yiyecek dediğiniz şey stresli zamanlarda konfor sağlayıcı, rahatlatıcı bir şey olabilir. Peki ya sonra?
Hüsran veya bir başka deyişle hayal kırıklığıyla mücadelenin en basit yöntemlerinden biri nefes almak. Günün sonunda kendinize sadece 10 dakika ayırın, sessizce oturun ve nefesiniz dışında hiçbir şeye odaklanmayın. Bu şekilde hayal kırıklıklarınız için proaktif çözümler bulabilir ve kontrolünüz dışındaki sıkıntıları kendinizden uzaklaştırabilirsiniz. Bu herkesin yapabileceği bir egzersiz olduğu gibi, tek ihtiyacınız olan kendinize izin vermek.
Bu konudaki “Yemek için çıldırdığını söyle, sana ihtiyacın olanı söyleyeyim!” başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.
2. Bıkkınlık
Gün içinde bir sürü işi bitirdikten sonra akşamları sıkılıp atıştırmalıklara mı yöneliyorsunuz? Bundan kurtulmak için günlük sorumluluklarınızın dışındaki bazı şeylere odaklanabilirsiniz. Sizi eğlendiren veya öğretici şeyler gün sonunda hem üretken hem de sağlıklı bir rahatlama sağlamanıza yardımcı olabilir.
Boyama kitabı boyamayı düşünebilirsiniz. Boyama kitabı sadece çocuklar için değil. Özellikle internet üzerinden sipariş verebileceğiniz sayısız fantastik boyama kitapları var. Günün sonunda kalan zamanınızı geçirmek için harika bir yöntem.
Başka bir hobi edinmeyi de düşünebilirsiniz. Yemek pişirme, el işleriyle uğraşma, fotoğrafçılık, yoga veya enstrüman çalma iyi bir fikir olabilir. Önemli olan ilginizi çeken bir şey bulmak.
3. Korku
Duygusal nedenlerle yemeklere yöneliyorsanız, bu duygular arasında korku önemli bir yere sahip. Kendini yetersiz hissetme korkusu, toplulukların önüne çıkma korkusu, başarısız olma korkusu bunlardan sadece birkaçı. İlk başta ağzınıza bir şeyler attığınızda bu korku hissi geçiyor gibi gelebilir ancak ağzınızdaki yiyecek bittiğinde korku yeniden belirir.
Bir şeylerden korktuğunuzda yiyeceklere yönelmek yerine korkularınızı kağıda dökebilirsiniz. Korkularınızı yazıya dökmek, onları görmenizi ve yüzleşmenizi sağlar. Bu da zamanla sizi daha güçlü kılar.
Bu konudaki “Anoreksiya Nervoza: Yeme bozuklukları ve çarpıtılmış beden algısı” başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.
4. Yalnızlık
Bazı insanlar dışarı çıkış başkalarıyla sosyalleşmek yerine evde kalıp televizyonun karşısına geçmeyi veya film izlemeyi tercih eder. Evde kalmakta sorun yok ancak ekranın karşısına her geçtiğinizde bir pizza söylüyorsanız, orada bir sorun var demektir.
Dışarı çıktığınızda hoşunuza gidecek şeyler bulabilirsiniz. Kendinizi yalnız hissediyorsanız, harekete geçin. Birilerini arayın, arkadaşlarınızla buluşun. Yeni insanlarla tanışmaya çalışın.
Bu konudaki “Duygusal yeme bozuklukları: Nedenleri ve tedavisi” başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.
5. Utanma
Başka duygularla mücadele etmek için yemek yemeye sığınmak, bu sefer de utanç duygusuna neden oluyor. “Neden böyle yaptın? Neden bu kadar şeyi yedin” soruları geldikçe, insan o kaçtığı duygular ve bir de üstüne utanma duygusuyla yüzleşiyor.
Bilinçli bir şekilde yemek yemeyi öğrenmek gerçekten de insanın aydınlanmasını sağlayan bir şey. Duygularınızı uyuşturmak için değil gerçekten kendinizi beslemek için yemek yemeyi öğrendiğinizde, o utanma duygusundan da kurtulursunuz. Bu aynı zamanda doğayı ve onun nimetlerini yeniden sevmenizi sağlar.
Yiyeceklere yönelmek yerine hissettiğiniz duygular neyse onları karşınıza alın ve oturun, onları dinleyin ve kendinizi hatalarınızla kabul edin. Hepimiz yanlışlar yapıyoruz. Bunların acısını yiyeceklerden çıkarmayın.
Kaynak:
Tiny Buddha