X

Aşırı terleme: Sıcak havalarda terleme problemi ile baş etmenin yolları

Yazın en sıcak zamanlarında havanın ısınması ve nem oranının artışıyla birlikte en sık karşılaşılan durumların başında aşırı terleme problemi geliyor. Ortalama bir yetişkin birey her gün terleme yoluyla yaklaşık yarım litre sıvı kaybederken, havanın çok sıcak olduğu zamanlarda ve yoğun egzersiz nedeniyle vücut ısısı yükseldiğinde bu miktar günde 5 litreye kadar çıkabiliyor. Terlemeyle vücut yalnızca su değil, sinirsel uyarımların iletilmesini sağlayan elektrolitlerin yapısında bulunan mineralleri de kaybediyor. Ayrıca beslenme tarzımızdan giydiğimiz kıyafetlerin yapıldığı materyallere kadar pek çok faktör, vücudun doğal soğutma sistemi olan terleme sonucunda mantar ve bakteri gibi enfeksiyonların oluşmasına ve kötü kokulu terleme problemine neden olabiliyor.

Avuç içlerinin terlemesi, yüzünüzden boncuk boncuk dökülen damlalar, ıslak koltuk altları ve cildin tüm yüzeyindeki o yapış yapış his zaman zaman rahatsız edici olsa da, yaşam tarzınızla ilgili küçük düzenlemeler yaparak sıcak yaz aylarında aşırı terlemenin önüne geçebilir ve terlemenin neden olduğu kötü kokuları engelleyebilirsiniz. Nasıl mı? Gelin yakından inceleyelim:

Terletmeyen materyallerden yapılmış, hava alan giysiler giyin

Hava sıcaklığı aynı olmasına rağmen bazı günlerde çok fazla terliyor, bazı günlerdeyse hiç terlediğinizi hissetmiyorsanız bunun sebebi giydiğiniz kıyafetlerin yapıldığı materyaller olabilir. Naylon ve polyester gibi kumaşlar ısıyı hapseder ve cildinizin nefes almasına izin vermez. Yün, pamuk ve keten gibi materyaller ise hem doğal olmaları hem de dokularının delikli olması nedeniyle bol miktarda hava akışı ve nefes alabilirlik sağlar.

Yün kumaşlar, yaygın kanının aksine vücudu ısıtmaz, vücut ısısının korunmasına yardımcı olur. Bu nedenle doğru olarak işlendiğinde yaz aylarında da vücudun serin tutulması için kullanılabilir. Bu yönüyle %100 doğal, yenilenebilir, biyolojik olarak parçalanabilir ve cildinizin nefes almasına izin veren malzemelerden biridir. Keten ve pamuk da benzer şekilde doğal bitkisel liflerden yapıldığı, teri emebilen özellikte olduğu ve delikli dokusuyla cildinizin hava almasını sağladığı için sıcak yaz aylarında tercih edebileceğiniz kumaşların başında geliyor.

Kullanılan materyal kadar, renk seçimi de vücudunuzun aşırı ısınıp terlemesi konusunda etkili olabilecek başka bir faktör. Koyu renkli kıyafetler daha fazla güneş ışığı absorbe ederek vücudunuzun daha fazla ısınmasına ve daha fazla terlemenize neden olabileceği gibi, açık renkteki kıyafetler güneş ışınlarını yansıttıkları için vücudun daha soğuk kalmasına ve daha az terlemesine yardımcı olabilir.

Gün içinde çalışırken, egzersiz yaparken ya da uyurken giydiğiniz giysilerde doğru materyali ve rengi seçmek; nefes alan, sizi serin ve kuru tutan kumaşlardan yapılmış kıyafetler giymek kendinizi çok daha rahat hissetmenizi sağlayacak, terleme nedeniyle oluşabilecek kötü kokuların engellenmesine yardımcı olacaktır.  

Uyku sırasında aşırı terliyorsanız nevresim, çarşaf ve pijama seçimlerinize özen gösterin

Gündüz saatlerini havuzda, denizde ya da klimalı ortamlarda geçirerek bunaltıcı sıcakların etkisinden kurtulmaya çalışsak da, akşam saatlerinde uyutmayacak derecedeki sıcaklarla başa çıkabilmek çok daha zahmetli hale gelebiliyor. Sabahları terler içinde uyanmak, pijamalarınızın terden sırılsıklam olması ve üstünüze hiçbir şey örtemediğiniz kadar sıcak, bunaltıcı yaz akşamları nedeniyle her sabah güne duşta başlıyorsanız, uyku ekipmanlarınızı, alışkanlıklarınızı ve uyuduğunuz odayı gözden geçirmenizde fayda olacaktır.

Yatma saatine çok yakın bir zamanda yemek yemek ya da egzersiz yapmak metabolizmanızı fazla çalıştırarak vücut ısınızın yükselmesine ve aşırı terlemeye neden olabileceği gibi, uyuduğunuz odanın çok sıcak olması ya da üzerinizde uyuduğunuz yatağın, çarşafların, yastığınızın ve nevresim takımınızın ısıyı hapseden kumaşlardan yapılmış olması fazla terleme nedeniyle uykularınızın bölünmesine ve uyku kalitenizin bozulmasına neden olabilir.

Sıcak yaz gecelerinde daha rahat uyuyabilmek için yatak örtülerinizde ince ve hava geçiren pamuklu, ipek ya da keten kumaşları tercih etmelisiniz. Yatak örtülerinize ek olarak, uyurken giydiğiniz kıyafetlerin terinizi emebilecek özellikteki pamuklu kumaştan yapılmış olması da vücudunuzu gece boyunca kuru tutmanıza ve daha rahat uyumanıza yardımcı olacaktır.

Kumaş seçimine ek olarak kış aylarında ısınmak için kullanılan sıcak su torbanızı soğuk suyla doldurarak yatağınızı, uyumadan hemen önce soğuk bir duş alarak da vücudunuzu soğutabilir ve uyku sırasında terlemenizi minimuma indirebilirsiniz.

Yedikleriniz ve içtikleriniz konusunda seçici olun

Sadece yaz aylarında değil, yılın her döneminde yediğimiz yiyeceklerin bazıları aşırı terlemememize ve terimizin kötü kokmasına neden olabiliyor. Özellikle metabolizmanın fazla çalışmasına neden olan baharatlı yiyecekler, vücut ısısında ani artışa neden olan çok sıcak yiyecekler ve içecekler, vücutta su kaybına (dehidrasyon) neden olan alkollü, kafeinli ve şekerli yiyecek ve içecekler terlemeyi hızlandırabiliyor. Dolayısıyla yaz aylarında çok fazla baharat içeren, aşırı tuzlu ya da şekerli, çok sıcak yemeklerdense salata ve zeytinyağlı gibi daha hafif, soğuk ve bitkisel bazlı seçeneklere yönelebilirsiniz. Yediklerinizin yanı sıra, içecek tercihinizde de alkollü, kafeinli, gazlı ve rafine şekerli içeceklerdense şekersiz soğuk bitki çaylarını ve doğal meyve-sebze sularını tercih edebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Yeşil çay ile yapabileceğiniz rafine şekersiz 10 yaz tarifi

Sık sık ılık duş alın

 

Terlemeyle, su ve minerallerle birlikte toksik maddeler ve zararlı organizmalar da vücuttan dışarı atılır. Hem terde bulunan mikroorganizmaların hem de çevresel diğer kirleticilerin cilt yüzeyinden uzaklaştırılması ve gözeneklerin temizlenmesi için sık sık duş almak, terleme nedeniyle ortaya çıkabilecek kötü kokuların önlenmesine yardımcı olabilir. 

Duş almak ayrıca vücut ısınızı dengelemenize de yardımcı olarak terlemenizi azaltabilir. İnsan vücudunun iç çekirdek ısısı 29-33 santigrat derecede sabitlenmiştir. Sıcak havalarda soğuk duş almak cildinizin ısısını azaltmanıza ve kısa vadede serinlemenize yardımcı olsa da, uzun vadede vücut ısısını 29-33 derecede sabit tutmaya çalışan çekirdek ısısının artmasına ve duş sonrasında daha sıcak hissetmenize neden olabilir. Bu nedenle soğuk duş almak yerine 29-33 derece sıcaklıktaki ılık suyla duş almanız, uzun vadede vücudunuzu daha serin tutmanıza yardımcı olabilir.

Doğal ve temiz içerikli bir deodorant kullanın

Terleme son derece normal bir durum olsa da, terinizin kötü kokuyor olması koltuk altı bölgenizdeki bakteri florasının bozulduğunun, kötü koku yapan bakterilerin ve mantarların çoğaldığının sinyallerini verebilir. Terin kötü kokmasının en önemli sebeplerinden biri, kullanılan deodorantın içeriğindeki kimyasalların cildin doğal bakteri florasına zarar vermesidir. Bu nedenle deodorant seçerken mümkün olabildiğince paraben, SLS, Alüminyum gibi zararlı kimyasalları içermemesine dikkat edebilir, doğal kaya tuzu deodorantlara ya da evde hazırlayabileceğiniz seçeneklere yönelebilirsiniz. Unutmayın, deodoranttan beklentiniz hiç terletmemesi ya da terlemeyi tamamen durdurması değil, terlemenin neden olduğu kokuları engelleyebilmesi olmalı.

Ev yapımı deodorant tarifi: 

Malzemeler: Karbonat, doğal uçucu yağ (limon, çay ağacı, lavanta gibi), kavanoz, kaşık

Yapılışı: 3-4 tatlı kaşığı karbonatı kavanoza koyun. Dilediğiniz doğal yağdan, (bizim önerilerimiz nane yağı ve limon yağı) 15-20 damla kadar ekleyin ve iyice karıştırın. Bu karışımı, boş bir roll-on şişesine koyarak ya da elinizle, karbonatın beyazlığı kaybolana kadar koltuk altınıza uygulayın.

Aşırı terlediğinizi fark ettiğiniz an uygulayabileceğiniz hızlı çözümler:

  • Aşırı terleme probleminiz varsa, yanınızda mutlaka yedek t-shirt bulundurun ve terlediğiniz anda hızlıca değiştirin.
  • Koltuk altınızda yoğun şekilde ter olması durumunda, giydiğiniz üstün koltuk altına gelen kısmına emiciliği yüksek bir kağıt peçete koyarak ya da günlük ped yapıştırarak fazla terin kıyafetinize bulaşmadan emilmesini sağlayabilirsiniz.
  • Elinizdeki terlemeyi anında önlemek için, ellerinizi yıkadıktan sonra talk pudrası sürerek kuru kalmasına yardımcı olabilirsiniz.
  • Dışarıdayken aşırı terleme ihtimalinize karşın çantanızda küçük bir havlu, yelpaze, mini el fanı ve anında serinlik sağlayan bir kolonya bulundurabilirsiniz.
  • Saçlarınız uzunsa, yaz aylarında örerek, at kuyruğu ya ya da topuz yaparak kullanabilir; saç diplerinizdeki terin yüzünüze gelmeden emilmesi için havlu kumaştan yapılmış bir saç bandı kullanabilirsiniz.
  • Ayaklarınızın terlemesini ve kötü kokmasını engellemek için pamuklu çorap giyebilir, ayak için özel üretilmiş bir deodorant ya da talk pudrası kullanabilirsiniz. Ayrıca özellikle yaz aylarında kapalı ayakkabılarınızı her gün değil gün aşırı giymeye ve havalandırmaya özen göstermelisiniz.

İlginizi çekebilir: Sıcak havalarda spor yaparken dikkat edilmesi gerekenler

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale