X

Aşırı düşünmekten mi mustaripsin: “Overthinking” için ne yapabiliriz?

Son günlerde gençlerin çok kaygılı olduğunu gözlemliyorum. Bir grup yetişkin buna anlam vermekte zorlansa da gerçek apaçık ortada. Hatta yapılan araştırmalar lise öğrencilerinin üçte birinin yoğun hüzün ve umutsuzluk yaşadığını gösteriyor. Pandemiyle bu sayılar yüzde 19 artmış bile!

Gençler kaygılı, umutsuz, mutsuz…

N’oluyor gençlere? Hayatın en keyifli yaşlarında neden bu kaygı, umutsuzluk?

Z nesli (1997 -2012 yılları arasında doğanlar) önceki nesillerle karşılaştırıldığında strese karşı daha duyarlı, destek almaya açık ve farkındalığı yüksek bir nesil.

Ekran karşısında geçirilen zamanın artması, yüz yüze ilişki ve bağlantı kurabilme imkanlarında azalma, toksik ilişkiler, sosyal medyanın yarattığı zorbalar, FOMO*, estetik kaygılar, dünyada olan bitenler (savaş, açlık, göç, ırkçılık, ayırımcı söylemler vb.), gezegene ve doğaya karşı sorumsuz davranışlar (iklim krizi, orman yangınları, hava kirliliği, sokak hayvanları vb.) Z nesli için hassas konular.

Overthinking, yani aşırı düşünme kaygının altındaki en net durum. Tam olarak bir bozukluk ya da hastalık olarak algılanmasa da overthinking, yani aşırı düşünme sistemi bozuyor!

“Hiç konuşmamalıydım. Şimdi beni ukala zannedecekler!”
“Nereden kabul ettim bu teklifi! Şimdi yüzüme gözüme bulaştıracağım!”
“Bana bozuk mu acaba? Yine neyi yanlış yaptım?”
“Akşamki partide ya yalnız kalırsam? Ya sıkıcı olursa?”
“Mezun olduktan sonra kesin iş bulamayacağım. Kim ne yapsın benim gibi beceriksizi!”

Konuyu sadece gençlere bağlamadan devam etmek istiyorum. Malum konu hepimize dokunuyor. Masum, gündelik hayattan sıradan düşünceler zihni meşgul ettikçe önce huzursuzluk beliriveriyor, ardından olumsuz diğer duygular da peşine takılıyor. Geçmişte yapılan ufacık da olsa bir hatayı tekrar tekrar gündeme getirerek (ruminasyon) ya da geleceğin belirsizliğini olumsuz ve kaotik olarak varsayarak (kaygı) içindeki bene “zulüm” ediyor.

Bu zulmü durdurmak mümkün mü? Dedim ya, ruh sağlığı uzmanları her ne kadar aşırı düşünmeyi hastalık olarak görmeseler de depresyon ve kaygı bozukluklarının altında hep bu var.

Peki, ne yapabiliriz?

Öncelikle düşünceler adı üstünde düşüncedir ve çoğu zaman gerçek değildir. Durumlar hakkındaki düşüncelerimizdir bizi asıl yoran ve onları gerçek gibi yaşamamız. Bedenlerimiz zihnimizin kölesi olmuş durumda. Otur diyoruz oturuyor, koş diyoruz koşuyor, düşünüyoruz, oldu sanıyor.

Düşüncelerimize bedenimizin verdiği tepkileri takip edebiliriz.

Gözlemledikçe inanamayacaksınız. Sizi korkutan durumlarda kalp atışınız artışını, içinizdeki sıkışıklık hissinin nasıl da büyüdüğünü fark edeceksiniz. “Pembe fili düşünme!” misali, siz andıkça önce zihniniz, ardından bedeniniz katılacak bu takım çalışmasına. Sıradan bir günü ya da anı zehirleyecek.
Tabii izin verirsem.
İzin mi dedim?
Evet.
Zihnimizde olup biteni takip etme gücü yine bizde.
Düşünceleri durduralım. Artık hiç düşünmeyelim desem?
Olmaz!
Zihnin çalışma prensibi düşünce üretmek üzerine. Ben bunu kalbe kan pompalama demeye benzetiyorum.
Madem zihnim durmayacak o zaman düşüncelerin gerçekliğini sorgulayabilirim. Böylece sürüklenmeyebilirim.

İkinci önemli adım düşüncelerin hızlıca oradan oraya zıplamasını, Netflix’e taş çıkartacak senaryolar yazmasını engelleyebilirim. Bu da mindfulness pratiklerinden geçiyor. Şimdi ve burada olmakta olana odağımı çevirmek düşünceleri yavaşlatır ve bunun için nefes harika bir araçtır. Düşünen beni gözlemleyen ve tüm odağını nefesin bedendeki hareketine odaklayan ben sürüklenmemeyi seçmiş olurum.

Üçüncü adım odağı nefese getirdikten sonra mutluluk veren bir aktiviteye geçiş yapmak. Aman dikkat! Burası tehlikeli. Aktivite seçimi bedeni ve ruhu besleyecek yönde olmalı. Sadece serotonin salgılatacak diye paket paket çikolata yemek ya da alkol, madde gibi bağımlılık geliştiren seçimler değil kastettiğim.

Doğada bir yürüyüş, sıcak bir duş, masaj, sevdiğimiz bir arkadaşla havadan sudan sohbet, sanatsal etkinlikler, varsa evcil hayvanına, yoksa evindeki bitkilere bakım vermek, film izlemek, sana iyi gelen şarkıları dinlemek gibi…

Kimileriniz “Bu benim sıkıntımı çözdü mü?” diye düşünüyor olabilir.
Önce girdaptan çıkmak gerek.
Tabii ki kalıcı çözüm için gerçekten sizi bir konuda aşırı düşünmeye itenin ne olduğunu keşfetmeye de çıkabilirsiniz. Bu, cesaret ve çok emek ister.
Kaygının temelinde yatan inanç kalıplarınız, korkularınız ve karşılanmayan ihtiyaçlarınız gün yüzüne çıkmayı bekliyor. Kendi benliğinizle ilişkiniz, kendinize açtığınız şefkatli alan için önce girdaptan çıkın.

Sizinle son olarak girdaptan çıkmanızı destekleyecek, istediğiniz zaman istediğiniz sıklıkta kullanabileceğiniz bir mini pratik paylaşmak istiyorum. Gündelik hayatınızda bu pratiğe yer açmanız önemli. Her şey alışkanlıkla oturuyor hayatımıza, ancak ricam şudur ki bu pratiğe günlük tamamlanması gereken işler muamelesi etmeyin. Sizi ana getirecek, duygu selinizi dengeleyecek bu mini pratiği kendinize ayırdığınız alan, zaman, “ben zamanı” olarak görün.

  • Sırtınız dik bir şekilde omuz genişliğinde ayaklarınızı açarak yere basın. Bastığınız yere sabitlendiğinizi hayal edin, bir ağaç gibi… Topraklanın.
  • Sağlam bir ağaç gibi hissettiğinizde bir elinizi karnınıza, bir elinizi kalbinize koyun. Ve gözlerinizi kapatın. Eğer gözlerinizi kapatmak sizi rahatsız ediyorsa aralık bırakabilirsiniz.
  • Ve nefesinizi takip edin. Burun deliklerinizden bedeninizin derinliklerine yolculuğunu takip edin. Ve çıkışını. Giren havanın serinliğini ve çıkanın ise ılıdığını fark edin. Nefesin hareketini takip edin. Önce göğsünüzü şişirmesini ve sonra boşalırken karnınızdaki hareketi gözlemleyin. Nefesinizin ve kalp atışlarınızın ritmine odaklanın. Herhangi bir şey değiştirmeden olduğu haliyle nefes…
  • Dengelendiğinizi hissettiğinizde gözlerinizi açarak gününüze kaldığınız yerden devam edebilirsiniz.

Bu pratiği derste, ofiste, evde, kafede, otobüste, her yerde yapabilirsiniz. İhtiyacınız olan tek şey siz, nefesiniz ve niyetiniz…

Aylin Geron: Ben Kimim? Yaşam boyu öğrenci, öğretmen, eğitmen, koç, danışman, mentör, yazar FMV Özel Işık Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatı Mezunuyum. Lisans eğitiminden sonra Sabancı, Harvard, Universiteit Leiden gibi seçkin kurumlardan eğitimler aldım. Detayları https://aylingeron.com/hakkimda/ bulabilirsiniz. Hayatıma yön veren en önemli değerlerden biri fayda sağlamak. Öğrenciyken arkadaşlarıma, çevremdeki çocuklara öğrendiklerimi paylaşarak başladım. Mezunu olduğum okula İngilizce öğretmeni olarak geri döndüğümde de çocuklarla ve gençlerle birlikte bu değerimi yaşatmaya çalışıyorum. Onlara fayda sağlarken ben de onlardan çok şey öğreniyorum. Her zaman öğrenmeye, değişime, yeniliğe meraklı ve hevesli oldum. Kendimi tanıma yolculuğuna çıkışım özgürlüğe verdiğim önemi ve yaşam tutkumu fark ettirdi: Öğrenme aşkı. Gençlerle öğretmenlikten öte bir yerlerde buluşma arzum ile önce 201eğitim ve öğrenci koçluğuna yöneldim. Ebeveyn koçluğu, DEHB koçluğu, mindfulness derken bilinçdışı ve Jung koçluğu ile tanıştım. Halen çocuklarla, gençlerle, ebeveynlerle ve hayatına değişim getirmek isteyen insanlarla işbirliği içinde çalışıyorum. Ben büyürken çevremi de büyütmek.. İşte mottom! İletişim: aygeron@gmail.com

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale