X

Arkadaştan mı sevgili, sevgiliden mi arkadaş?

Hangi başlangıç bir ilişkinin temellerini atmada daha sağlam olur dersiniz? Arkadaş olduğunuz biriyle ilişkiye başlamak mı, yoksa ilişkiye başladığınız kişiyle arkadaş, dost olabilmek mi?

Hep birincisinin daha iyi olduğu söylenmiştir, benim de çoğu zaman uyguladığım odur aslında. Biriyle önce sohbet edebilmeli, bir paylaşımda bulunabilmeli, hatta bana kalırsa önce dost olabilmeli insan. Sonrasında da zaten işler o noktaya gelirse ne ala. Hem ruhsal, hem fiziksel anlamda keyif alabilmek birlikte olduğunuz kişiden, var mı bundan ötesi düşünsenize…

Ama o işler hep öyle olmuyor işte dediniz bu satırları okurken, öyle değil mi? Nasıl oluyor peki? Çok değil zaten iki seçenek var önümüzde. Siz hangisini isterdiniz peki ya da hangisini seçerdiniz?

Biri var mesela çok güzel sohbet ediyorsunuz, birlikte vakit geçirmekten çok keyif alıyorsunuz ama yalnızca arkadaşsınız. Olamaz mı olabilir elbette. Hemcinsimizden biriyle çok yakın arkadaşlık kurabiliyorken, neden karşı cinsten biriyle de aynı duyguları paylaşmayalım ki? Affınıza sığınarak düzeltmek istiyorum kendimi… Neden beğendiğimiz, ilgi duyduğumuz cinsiyetten biriyle arkadaş olamayalım ki? Bu kadar zor mu? İki insan bir araya gelince fiziksel bir şey yaşamadan duramaz mı ki? Bazen sadece karşımızdaki insanla vakit geçirmekten keyif alıyor olamaz mıyız biz? Olabiliriz tabii hem de keyif mi sadece, bazen kardeş, bazen anne/baba, bazen evlat, bazen en yakın arkadaş, bazen yoldaş, bazense sadece en zor anınızda sığınabileceğiniz bir liman hissi… Aman dikkat! Bunlar her iki tarafta aynı düşüncedeyse olur tabii.

Bazen de o duygular yerini farklı boyutlara bırakıyor ya işte o zaman sıkıntı başlıyor. Ama şanslıysanız eğer o boyutlar her iki taraf için de geçerli olabiliyor. İşte tam da o an hayallerin ilişkisi başlayabiliyor diyecek oluyorum ki aklıma sonrası geliyor…

Evet en yakın arkadaşınızla bir ilişkiye başladınız ne de güzel oldu, ancak birçok insan bunun nasıl başladığını unutup kendini yalnızca bir sevgililik sürecinde bulabiliyor ve ne yazık ki tüm sıkıntı aslında orada başlıyor. Siz daha düne kadar en yakın arkadaşınız ile dertleşirken bir anda o arkadaşınızı bulamıyorsunuz hayatınızda. Çünkü o kişi arkadaş personasından çıkıp sevgili personasına koyuyor kendini ve siz de ses çıkarmadan öylece izliyorsunuz. Halbuki ikisini aynı anda koruyabilmek, önemli olan bunu başarabilmek değil mi?

Gelin bir de tersten değerlendirelim şimdi. Tanımadığınız biri. Pek de bir şey bilmiyorsunuz birbiriniz hakkında ve ansızın bir ilişkinin içinde buldunuz kendinizi. Cicim ayları (belki de günleri) hızla geçip gitti ve bir baktınız aslında hiç de tanımamışsınız ya birbirinizi. Ne yapalım ne edelim derken konuşmaya başladınız, derin sohbetlerde buldunuz bir anda kendinizi. O sevgili muhabbetleri kuş oldu uçtu gitti ve hayatın hayallerin içerisinde sohbetlerde saatlerce kayboldunuz sanki. Baktınız sizin sevdiğiniz bir şeyi o sevmediği halde eşlik etmeye, hatta belki o da keyif almaya başlamış bile. Çünkü bir paylaşım var ortada, iki kişinin paylaşımı, bırakın hepsini sevdiğiniz insanla yapılan bir paylaşım söz konusu. Elbette deneyecek, belki ilişkinizin bir rutinine dönüşecek. En güzeli de o değil mi zaten? Olamaz mı, olabilir? 🙂

O zaman illa bir dosttan, bir arkadaştan sevgili yaratma isteği niye?

Zaten kafamızın uyuşmadığı biriyle bir sohbete başlayamazsak nasıl bir ilişkiye başlayalım ki?

Hayatımıza girecek olan insanla ortak paydalar bulmayı denemek de varken, neden ondan bize sadece sevgililik yapmasını bekleyelim ki? Neden onu dostlarımız arasına eklemeye çalışmayalım ki?

İşte öyle bir şey kafamda dönüp duran. Hangisi daha iyi ya da hangisi daha mantıklı diye düşünmekten alamıyorum kendimi son zamanlarda. Yıllardır savunduğum uyguladığım şeydi; önce arkadaş olup sonrasında o arkadaşlığı farklı boyutlara taşımak. Ama ne oldu günün sonunda? Arkadaş, hatta dostum olan insanları kaybettim. Ha onlar mı beni kaybetti, ben mi onları konusu uzar gider elbette ama ben sonuç odaklı olup onların beni kaybettiğine inandırmayı seçtim kendimi 🙂

Uzun lafın kısası (bu da lafı uzattıktan sonra kurulan en saçma cümle olsa gerek ya neyse) öyle ya da böyle bir ilişkiye nasıl başlandığı çok da önemli değil bence. Burada önemli olan, hayatınıza aldığınız insanla yalnız ilk gün değil, her gün dost olabilmeyi başarabilmektir derim.

Dilerim aşkı da dostluğu da aynı insanda (arıyorsanız eğer) en yakın zamanda bulur, halihazırda bulduysanız da bir ömür koruyabilirsiniz…

Hadi bir şarkı ile veda edeyim size ve bu şarkı bugün bana gelsin…

Belki de yakındır ha? Kim bilir…

Sağlıkla huzurla dolu günlerde buluşalım…

İlginizi çekebilir: Mutluluk mu, mutsuzluk mu?

Gizem Okut: 1986 yılında İstanbul'da doğdum ve Kıbrıslı'yım. 2010 yılında DAÜ'de Turizm ve Otel İşletmeciliği bölümünü bitirdikten sonra Londra'da moda yazarlığı da dahil olmak üzere moda ile ilgili kurslara katıldım. Bir buçuk senelik bir Londra macerasının ardından tatil için gittiğim İstanbul'da ailemle kalmaya karar verdim ve İstanbul'da çeşitli firmalarda Stil Editörlüğü, Sosyal Medya Yönetimi, Müşteri İlişkileri gibi farklı pozisyonlarda çalıştım. 2016'da Kıbrıs'a geri dönmem ile birlikte üniversite yıllarımda staj yaptığım ve ülkenin en eski otellerinden olan Dome Hotel'de Misafir İlişkileri ve Sosyal Medya Yönetimi pozisyonlarında 2 yıl çalıştım. Daha sonra turizm sektörüne ait olmadığıma karar vererek ani bir kararla birbirinden tamamen farklı sektörlerde, birbirinden farklı işlerde çalıştım ve çalışmaya da devam ediyorum. Yazı yazmak, kitap okumak, müzik dinlemek, plajda vakit geçirmek gibi vazgeçemeyeceğim hobilerimin yanı sıra, seramik objeler yaratmak, bahçe ile uğraşmak, farklı tarifler denemek gibi hobilerim de mevcut. Şu hayattan istediğim üç şey; sağlık, barış, huzur.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit

Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale