X

Arkadaşa ihtiyaç duymuyorum, normal mi? Neden böyle hissedilir?

Herhangi bir arkadaşa ihtiyaç duymamak, zaman zaman her insanın hissedebileceği bir şey. “Arkadaşa ihtiyaç duymuyorum” gibi bir cümle kurmanın altında ise onlarca farklı neden olabilir. Kişi, arkadaşlığın hayatına pek bir değer katmadığını düşünebilir. Ya da zaten ailesinden bol miktarda sosyal destek aldığını hissettiği için geniş bir arkadaş çevresine ihtiyaç duymayabilir. Bir araştırmaya göre, bir insanın hiç arkadaşının olmaması sanıldığından daha yaygın. Aynı araştırmada, Y kuşağının % 22’si hiç arkadaşı olmadığını söylüyor.

Kişinin arkadaşlığı reddetme nedeni ne olursa olsun, arkadaş edinmenin potansiyel artıları ve eksileri vardır ve bunlar hakkında düşünmek faydalı olabilir. Sosyal destek, duygusal sağlık için oldukça önemlidir, ancak ihtiyacınız olan desteğe sahip olduğunuzu hissediyorsanız elbette geniş bir arkadaş çevresine sahip olmak zorunda değilsiniz. Bu yazıda, arkadaşa ihtiyaç duymamak konusuna yakından bakacağız ve neden böyle hissedebileceğinizi ele alacağız.

Neden arkadaşa ihtiyaç duymuyorum?

Daha önce de belirttiğimiz gibi hiç arkadaşa ihtiyacınız yokmuş gibi hissetmenin birden fazla nedeni olabilir. İşte arkadaşlığı reddetmeye neden olabilecek bazı faktörler:

  • Yalnızlığı tercih etmek: Bazı insanlar, özellikle de daha içe dönük olma eğiliminde olanlar, başkalarının yanında olmak yerine yalnızlığı tercih etme eğiliminde olabilir.
  • Hayal kırıklığından korkmak: Diğer farklı sosyal bağlantı türleri gibi, arkadaşlık da beklentiler ve karşılıklı alışveriş ihtiyacı ile birlikte gelir. Kişi bu beklentileri karşılayamayacağından korkuyorsa veya başkalarının onu hayal kırıklığına uğratacağını düşünüyorsa, bu riskleri almamak için arkadaşlıklardan kaçınmayı tercih edebilir.
  • Aileye yakın olmak: Kişi, aile üyelerini de arkadaşları gibi de hissedebilir. Eğer onlar kişiye ihtiyacı olan bağlantıyı ve desteği verirlerse, aile çevresi dışında arkadaşlıklar aramaya daha az ihtiyaç duyulabilir.
  • İncinmek istememek: Kişi, geçmişte bir arkadaşı tarafından derinden kırıldıysa, güven sorunları yaşayabilir. Sonuç olarak, diğer insanlarla yeni arkadaşlıklar kurmak konusunda tereddüt hissedebilir.
  • Çok meşgul olmak: Arkadaşlık kurmak ve sürdürmek de diğer ilişkiler gibi zaman ve çaba gerektirir. Kişi aile, iş veya okul gibi diğer yükümlülüklerle meşgulse, arkadaşlarına ayıracak zamanı veya enerjisi olmadığını hissedebilir.
  • Başkalarının ihtiyaçlarını karşılamak zorunda kalmaktan yorulmak: Eğer daha önce sürekli yardıma veya güvenceye ihtiyacı olduğu için sizi gece gündüz arayan veya mesaj atan bir arkadaşınız olduysa, bunun ne kadar yorucu olabileceğini bilirsiniz. Bazen insan öyle bir noktaya gelir ki, tükenir. Bunun nedeni şefkat yorgunluğu olabilir. Sonuçta kişi ihtiyaçlarının her şeyden önce karşılanmasını isteyen bir başkası uğruna tüketilmektense, hiç kimseyle konuşmamayı tercih edebilir.

Arkadaşlık ihtiyaç mı? Neden arkadaşlık kurmak isteriz?

Görüldüğü gibi, “Arkadaşa ihtiyaç duymuyorum” cümlesinin altında pek çok neden yatabilir. Peki insanlar neden arkadaş edinmeye ihtiyaç duyar? “Arkadaşa ihtiyacım yok” deseniz bile bile araştırmalar, sağlıklı bir destek sistemine sahip olmanın zihinsel sağlığınız için önemli olduğunu gösteriyor. Onlara ihtiyacınız olmadığını düşünseniz bile, sizi destekleyecek bir sosyal çevreye sahip olmak ruh sağlığınız ve esenliğiniz için önemli olabilir. Bununla birlikte, güçlü arkadaşlıklara sahip olmak fiziksel sağlığınızı iyileştirmenize de katkıda bulunabilir. Arkadaşlar, egzersiz yapmak ve sağlıklı beslenmek gibi günlük görevlerinizi yapma şansınızı artırabilir.

Arkadaşlık ayrıca daha az yalnızlıkla ilişkilidir. Araştırmalar yalnızlığın sağlık ve ölüm oranları üzerinde ciddi bir etkisi olduğunu gösteriyor. Buna göre, kaliteli arkadaşlıkları olan insanlar stresle daha iyi başa çıkabiliyor ve stres yaşama olasılıkları da düşüyor.

Son olarak; arkadaşlar ihtiyacınız olduğunda size duygusal destek sunabilir. Duygularınızı doğrulamanıza, sorunlarınızı dinlemenize ve daha iyi hissetmenize yardımcı olacak şeyler yapmanıza yardımcı olabilirler. İyi arkadaşlara sahip olmak, ayrıca hayatınıza amaç ve aitlik hissi getirebilir.

Arkadaşa ihtiyaç duymuyorum, bu normal mi?

Eğer “Arkadaşa ihtiyaç duymuyorum” diyorsanız, bunun normal olup olmadığını merak edebilirsiniz. Araştırmalar, arkadaşlığın refahınız için önemli olabileceğini öne sürse de, bu, sağlıklı olmak için uzun bir yakın arkadaş listesine sahip olmanız gerektiği anlamına gelmez. Arkadaş eksikliğinizin refahınız için zararlı olup olmadığı, gerçekten bakış açınıza ve bu konuda nasıl hissettiğinize bağlıdır. Yani “Hiç arkadaşım yok” ile “Arkadaşa ihtiyacım yok” demek farklı şeylerdir.

Arkadaşa ihtiyaç duymadığını düşünen biri, bu durumdan mutluysa, muhtemelen buna üzülmez. Hatta bazen kendi başına olmanın da bir takım faydaları olabilir. Yalnızlık ve kendi başına zaman geçirmek, aşağıdakiler gibi bazı olumlu etkilerle ilişkilendirilebilir:

  • Artan yaratıcılık
  • Daha iyi konsantrasyon ve hafıza
  • Geliştirilmiş kişisel farkındalık
  • Daha fazla üretkenlik
  • Kişisel gelişim için daha fazla zaman

Yalnız zaman geçirmek ayrıca mevcut ilişkileri geliştirmek için de gerçekten önemli olabilir. Yani kendi başına bir şeyler yapmak, aslında kişiyi hayatındaki diğer insanlarla olan ilişkilerinde daha tatmin edici ve mutlu edebilir.

Arkadaşlık ilişkileri nasıl kurulur?

Elbette mutlu olmak için arkadaşlara ihtiyacınız yokmuş gibi hissedebilirsiniz, ancak yine de desteğe ihtiyacınız olduğunda başvurabileceğiniz insanlara sahip olmak önemlidir. İnsanlar sosyal canlılardır ve diğer insanlarla yüksek kaliteli ilişkilere sahip olduklarında başarılı olma eğilimindedirler. Eğer sosyal çevrenizi genişletmek ve arkadaş edinmek istiyorsanız, ortak yönlerinizi paylaştığınız insanlarla tanışmak için aşağıdaki önerileri dikkate alın:

  • Bir şey için gönüllü olun: İlgilendiğiniz bir kuruluş veya amaç bulun. Sizin için önemli olan bir şey üzerinde çalışmak için zaman harcamak, ilgi alanlarınızı ve tutkularınızı paylaşan, sizinle aynı fikirde olan insanlarla tanışmanın harika bir yoludur.
  • Yeni bir hobi keşfedin: Yeni insanlarla tanışmanın en iyi yollarından biri, sadece zevk aldığınız şeylerin peşinden koşmaktır. Yemek pişirme, resim yapma veya bilgisayar kodlama gibi hakkında daha fazla bilgi edinmek istediğiniz bir şeye ayrılmış bir sınıfa kaydolun.
  • İş yerinde arkadaş bulun: İş yeri, yetişkinlerin % 54’ünün en yakın arkadaşlarıyla buluştuğunu bildirdiği yerdir. Paylaşılan zaman ve deneyimler genellikle güçlü dostlukların temelini oluşturur.

Bir yetişkin olarak arkadaş edinmek genellikle çocukken olduğundan daha zordur. Bunun için zaman, çaba ve kendinizi ortaya koymaya istekli olmanız gerekebilir. Ayrıca insanlarla bağlantı kurduğunuzda, bu kişilerarası ilişkileri beslemeye ve sürdürmeye devam etmek de oldukça önemlidir.

Arkadaş edinmemeye kararlıysanız bunları unutmayın

Eğer “Arkadaşa ihtiyaç duymuyorum” diyorsanız, şu faktörleri göz önünde bulundurmanızı öneririz:

  • Arkadaşların varlığı, herhangi bir konuda yardıma ihtiyaç duymanız durumunda, destek yapısı veya ağı sağlar.
  • Arkadaşlar sayesinde harika deneyimleri paylaşacak birileri vardır.
  • Arkadaşlar hedeflerinize ulaşmanıza yardım etme konusunda sizi desteklerler.
  • Genellikle, gözden kaçıracağımız önemli şeyleri gün ışığına çıkarırlar.
  • Diğer insanlar genellikle aşık olacağımız yeni şeyler keşfetmemize yardımcı olabilirler.
  • Düzenli insan etkileşimi olmadan, kişilerarası becerilerde potansiyel bir kayıp vardır.
  • Arkadaşa ihtiyaç duymamak ya da hep arkadaşlara ihtiyaç duymak yerine, orta yol genellikle harika bir seçimdir.
  • Arkadaşlık kurmak, genel sağlığınızı ve esenliğinizi destekler.

Kaynaklar: verywellmind, aconsciousrethink

İlginizi çekebilir: Neden zeki insanlar daha az arkadaş ediniyor?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale