X

Arınma yöntemi: Ruhumuzun yağmurları gözyaşları

Gözyaşı ile yıkanan yüzden daha temiz bir yüz olamaz” der aşkın kalemi William Shakespeare. Yağmurun toprağı beslediği gibi duygularımızı besleyen, ruhumuzu onaran; fizyolojik bir sıvıdan çok daha fazlasıdır gözyaşlarımız. Bir yandan insanın içini yakıp kavururken, diğer taraftan sakinleştirerek huzur veren ıslak, tuzlu, garip bir eylemdir.

Tarih sahnesinde ağlamakla ilgili en eski edebi bulguya Sümerler’in 4000 yıl önce yazdığı Gılgamış Destanı’nda rastlanır. Derin bir matem içindeki Gılgamış’ın döktüğü gözyaşları ayrıntılı olarak tasvir edilir.

M.Ö. 5. yüzyılda Yunanlı hekim Hippokrates ise ağlamayı tanımlamak için temizlenmek anlamına gelen “katarsis ifadesini kullanır. Dönemin kabul görmüş bilimsel verilerine göre, ağlamanın merkezi beyinde gizlidir. Gözyaşlarının beyinde üretildiğine, ihtiyaç duyulduğunda beyni temizleyerek gözlerden dışarı atıldığına ve böylece beyni hasta olmaktan koruduğuna inanılır.  

Gözyaşlarının edebi yansımaları da yine “katarsis”, yani temizlik odağında buluşur. 2000 yıl önce Romalı şair Ovidius, ağlamanın insan ruhundan öfkeyi sildiğini ifade eder. Fransız filozof Descartes ise, ağlayabilen insanın sevme ve merhamet etme becerisine de sahip olduğunu dile getirir.

İstatistikler, insanın yaşamı boyunca ortalama 95 litre, yani yaklaşık 10 kova gözyaşı döktüğünü gösteriyor. Rakamlar insana ve kültürlere göre farklılık gösterse de, kadınlar ağlamaya başladıklarında ortalama 4-5 dk boyunca 50 damla gözyaşı akıtırken, erkekler durumu genellikle 2-3 dk devam eden nemli gözlerle geçiştiriyor. Her biri 15 miligram ağırlığındaki gözyaşları ne kadar küçük görünseler de, aslında insan ruhunda çok derin etkiler yaratabilecek güçte ve büyüklükteler.

Ağlamak, insanın içgüdüsel olarak doğuştan sahip olduğu bir davranış motifi, her kültürde var olan evrensel bir olgudur.

Özellikle yeni doğan bebekler için en önemli iletişim araçlarındandır. Yeni dahil oldukları hayatın acımasız koşullarıyla yüzleşince sığınabildikleri tek limandır. İhtiyaç duydukları ilgiyi bulamadıklarında, tensel temastan uzak kalıp terk edildiklerini hissettiklerinde başvurdukları, doğuştan gelen bir hayatta kalma stratejisidir.

Yetişkinlerde ise durum biraz daha karmaşık bir hal alıyor. Kimi zaman ölüm, ayrılık, aşk acısı, kavga gibi acı tecrübeler; kimi zamansa doğum, evlilik, ödül gibi mutluluklar, duygusal anlar… Ama sebebi ne olursa olsun, her defasında insanın iç dünyası hakkında derin ipuçları veren, duygusal yoğunluğunu yansıtan, tepkisel bir davranıştır ağlamak.

Ağlamanın fizyolojik etkileri üzerine yapılan bilimsel çalışmalar, mutluluk ya da mutsuzluk sebebiyle dökülen her bir gözyaşının, vücudu stresten arındırarak sakinleştirdiğini ortaya koyuyor.

Ağlarken vücutta strese yanıt olarak üretilen ve stres durumunu ortadan kaldırmakla görevli olan endorfin gibi çeşitli hormonların salgılandığı tespit edilmiş. Evet, doğru okudunuz. Tıpkı kahkaha atmak gibi ağlamak da endorfin salgılatarak, acı ve ağrı sinyallerinin beyne ulaşmasını engelliyor ve mutluluk etkisi yaratıyor. Nitekim, konuya ilişkin yapılan deneyler, fiziksel bir acı nedeniyle ağlamanın ağrı duyumunda azalmaya neden olduğunu gösteriyor. Bunun yanı sıra ağlama esnasında kan basıncının ve nabız sayısının düştüğü, nefes alışverişlerinin yavaşladığı ve bu durumun vücudu daha sakin bir ruh haline soktuğu biliniyor.

Özetle, çoğu zaman zayıflık belirtisi olarak algılanan ve eyleme dökmekten kaçınılan ağlamak, aslında stres koşullarında yaşanan duygusal taşkınlıkları dengeleyerek insanın rahatlamasını sağlayan içgüdüsel bir savunma mekanizması.

İşte bu yüzden, ihtiyaç duyduğunuzda ağlama içgüdünüzü durdurmak yerine, gözyaşlarınızın akmasına ve ruhunuzu arındırmasına izin verin.

Bilimle kalın.

 

İlginizi çekebilir: Bir varmışız bir yokmuşuz, sadakati ararken kaybolmuşuz

İpek Even: Alman Lisesi’nden mezun olduktan sonra, İstanbul Üniversitesi’nde moleküler biyoloji ve genetik alanında lisans eğitimi aldı. Aynı alanda, Boğaziçi Üniversitesi ve Belçika’daki Leuven Üniversitesi’nde yüksek lisans çalışmalarını tamamladı. Ardından, Almanya’da Heidelberg Üniversitesi ve Alman Kanser Araştırma Merkezi’nde kanserin moleküler biyolojisi üzerine doktora yaptı. Hayatı her zaman keşfederek anlamlandırmaya çalışan, bilimin gücüne, sanatın ruhuna tutkun, araştırmaya, öğrenmeye ve paylaşmaya son derece meraklı biri. Şimdi ise aklı, yüreği ve kelimeleri yettiğince Uplifers’ta!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale