X
    Kategoriler: EXPLORE UP

Arabistan Notları: Makûs talihimle mahpusluk olduğum memleket Suudi Arabistan

Arabistan Notları – Kötü Bir Seyahat

Her şey eskiye, çok daha eskiye dayanıyor. Ta tohumumun atıldığı zamanlara. Ebeveynlerim yapımıma gerekli ihtimamı göstermemiş, malzemeden çalmışlardı. Ebatsal olarak annem ile babamın aritmetik ortası olmayı taklamazken, ortalama zekam beni iktidar istikrarında taklaya getiriyordu. Bugün anlıyorum ki ortalama diyerek kendimi onore ediyormuşum.

Gece 00:45 itibarıyla uçağa bindim ve yerel saat ile 05:25’te Cidde’ye vardım. Her şey kusursuz işlemişti. Uçak tam saatinde kalkmış, tam saatinde inmiş, normalde bir saatte varılan pasaport kontrole sadece 10 dakikada varmıştım.

Sonra pasaport kontroldeki memur, özlediğim ve özümsediğim Arap İngilizcesiyle saniyede bir litre su kaybetmeme sebep olan şu iki kelimeyi zikretti: “Visa mafi = (an itibarıyla) Vize yok!” “Impossible! Visa Halas = Olur mu öyle şey Tanrı aşkına! Vize taş gibi, daha kullanmadık ki hiç” dedim. “Look” dedi ve parmağıyla sol üst köşede azami önem ihtiva eden bir kutucuk gösterdi. Baktım ve yutkundum. Bunu gözden kaçırdığıma inanamıyordum. Vize geçerlilik süresi sadece bir aydı ve bu süre dolmuştu. Arap konsolosluğu her zaman üç aylık vize verdiği için buna bakma gereği bile duymamıştım. Arabistan’da bana bakma gereği duymadı. Kolumda iki polis, nezarethaneye doğru yola çıkmıştık. Kısa metrajlı mahpus hayatım filme alınmaya başlamıştı.

Milenyumda hayat bağları

Ne telefon ne de internet çekiyordu ve bu durum çekilecek gibi değildi. Hayatla bağlarımızın bizi ayaklarımızdan bağlayan 21. yüzyıl icatları olduğunu ilk o gün tam anlamıyla hazmettim.

Yaklaşık iki-üç saat boyunca nereli olduklarını tam anlayamadığım, kararmış sarı sünger bir yatağın üzerinde yarı çıplak yatan ve ülkeye girme girişimleri başarısızlıkla sonuçlanmış iki mültecinin yanında yeni kitabımı çiziktirmeye başlamıştım – ya da belki yatak karaydı da sararmıştı. Fark pek kolay ayırt edilemiyordu ve bu o kadar da önemli değildi doğrusu -. Oksijen noksanlığı ve sidik kokusunun yoğunluğu sebebiyle nefes alışımdaki kasıtlı frekans düşümü başımı döndürüyor, adeta yaratıcılığımı kamçılıyordu. Huzurlu ve sessiz bir mahkumdum. En tepede; Nirvana’daydım.

Eğer kadının biri etinden et koparıyorlar gibi bağırmasaydı ilham perim beni o tepeden aşağı itmeyecek, bende bu kadar sert yere çakılmayacaktım.

Uyandım ve kapıyı yumruklamaya başladım. Memur bana “One minute Turkish” diye seslendi
– yurdum insanının en iyi bildiği İngilizce cümle olması sebebiyle çevirme gereği bile duymuyorum -. Beş dakika sonra parmak eklemlerimin üzerindeki deri, kapı ile bir olduğunda, taze hava hücum etti hücremize ve hatta hücrelerimize. Kapıyı açtı ve “Go” dedi ama ben anladım, “Come” demek istemişti. Beraber ofise geçtik. Sonradan bu beyefendiye büyük bir minnet duyacaktım.

Göz göze geldik. Yüzümün kızardığını hissediyordum. O “Mafi problem = Sorun yok. Biraz gevşe dostum.” diyerek beni sakinleştirmek ve her şeyin yolunda olduğunu söylemek istedi. Ben zaten sakindim ve Arabistan’da hiçbir şeyin yolunda gitmeyeceğini öğrenecek kadar tecrübe edinmiştim. Ben kırmızıydım çünkü elim çok acıyordu.

Bu iyi niyetli iletişimsizliğin nihayetinde bana kahvaltı ve su verdi. Ülkelerinde mülteci filan olmak istemediğimi hasbelkader anlatabildikten sonra “When-Turkey-Plane-Shuuuuu = İlk Türkiye uçağı ne zaman kalkıyor, biliyor musunuz memur bey?” şeklinde eve ne zaman dönebileceğimi sordum.

“Today” ve “Tomorrow” kelimelerinin anlamlarını bilmiyordu. Arapça olarak geri döneceğim saati yazdı. Araba plakalarından Arapça rakamları sökmüştüm. Uçuş ertesi gün saat 21.00’da ve Adana’ya idi. Bu en az 36 saat nezarethanede nezaret altında tutulmam demekti. Nezaketen reddettim. İlk uçağın saatini ve fiyatını öğrendim. 720 TL’ye açık bilet vardı. Yani uçak doluysa bir sonraki uçağı beklemek zorundaydım ki bu da ertesi gündü.

Defalarca keşkül beynimin komplosuna kurban gittiğim için, hayatın bu konuda beni koruduğuna dair de yine hatırı sayılır miktarda tecrübeye sahiptim. Kendini koruyamayan aptalları, hayat bir şekilde kanatları altına alıyordu.

Riski ve bileti aldım.

Bu dakikadan sonra arkasından hayrat yaptırmayı ve seneye de beraber danaya girmeyi düşündüğüm beyefendi kontrolü eline aldı.

Uçakta boş bir yolcu koltuğu açılmasını ümit ederek geçmek bilmez bir 15 dakikadan sonra biletimi almış ve memur bey sayesinde VIP olmuştum. Hiçbir kuyrukta durmuyor, güvenlik kontrollerini inanılmaz bir hızda geçiyorduk. Normalde 2.5 saatlik bu süreci tam 20 dakikada atlatmış ve uçağın kalkmasına yarım saat kala gate’e varmıştım. Burada kaldığım sürece hiçbir Arap’a bu kadar çok “Şükran=Teşekkürler” dememiştim. Öyle ki adını hafızama “Şükran” olarak nakşetmiştim.

Arabistan Notları – Kötü Bir Seyahat

Nitekim – inanılmaz türbülansın olduğu bir havada (öyle ki yazıma bakınca Arapçayı söktüğümü düşündüm) – bu anıyı dönüş uçağımda kaleme aldım. İndiğimde ve patronumla konuştuğumda hala bir işim olacak mı bilmiyordum ama Arabistan’a gelip de sıradan geçen bir günüm dahi olmamıştı.

Arabistan’a son bir kere daha gelecek ve işi teslim edecektim. Daha her şey bitmemişti…

 

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

Berk Sergün: Berk Sergun // Akademik kariyerindeki birincilikleri taçlandıran plaketlerini paraflayıp geçmiş, sergüzeştler geçirmeye karar verip seyyah olmuş bir kimseyim. Kariyer basamaklarını hızla tırmanırken ¨Bir dakika! Yazacağım ben arkadaş!¨ diyerek seyahatine baharat işine de tat katan bir hayat gezginiyim. İsterim ki ben gezeyim sen gör, ben karalayayım sen boya. Ayak bastığım topraklara yolun düşerse hayatta kal, en kötü ihtimalle fiyakalı tökezle. Çok yer gezdim, ziyadesiyle insan tanıdım. Bu oraların değil, onların hikâyesi… www.herseyiyanlisanlamisim.com

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale