Beden ve kişisel kimlik arasında derin ve karmaşık bir bağ bulunuyor. İnsan psikolojisi tarafından kurulan bu bağ, kimi zaman anlaşılması zor bir hal alabiliyor. Bu zorluk da çeşitli psikolojik durumlarla kendisini belli ediyor. Bu psikolojik durumların arasından apotemnofili fazlasıyla dikkat çekiyor. Beden bütünlüğünün garip bir biçime bürünmesine yol açan apotemnofili, insan psikolojisinin anlaşılması zor yönlerinden birini temsil ediyor. Bu yazımızda, fazlasıyla nadir görülen apotemnofili isimli psikolojik rahatsızlığın tüm detaylarını sizler için kaleme aldık.
Apotemnofili nedir, neden ortaya çıkar?
İstenmeyen uzuvlar olarak da bilinen apotemnofili, psikoloji dünyasında oldukça karışık bir rahatsızlığı anlatıyor. Bu fenomen, insanların vücut bütünlüğüyle alakalı bir kimlik bozukluğu geliştirmesine yol açıyor. Apotemnofiliden muzdarip bireyler, kendi bedenlerindeki herhangi bir parçanın veya parçaların varlığını reddediyorlar. Hatta, bu rahatsızlık yüzünden insanlar kaybetmek istedikleri parçanın/parçaların ampütasyona uğramasını istiyorlar.
Apotemnofili, insanların belirli organlarının kendilerini çirkin gösterdiğini düşünmelerine yol açıyor. Bu düşünce doğrultusunda herhangi bir fiziksel engele sahip bireylerin yaşam biçimine özeniliyor. Çoğu apotemnofilili kişi, bedeninde istemediği uzuvlara düzenli olarak zarar veriyor ve bu zararı sanki bir kaza sonucunda oluşmuş gibi gösteriyor. Örneğin, bu rahatsızlığa sahip bazı insanlar ellerine çekiçle vuruyorlar ve bazıları da bacaklarını çeşitli aletlere kesmeye çalışıyorlar. Kendilerine fiziksel zarar vermekten korkan bireyler ise istemedikleri uzuvları sanki yokmuş gibi hareket ederek belli bir yoksunluk taklidi geliştiriyorlar.
Bu ilginç rahatsızlık, genellikle çocukluk ya da ergenlik döneminde ortaya çıkıyor. Her ne kadar apotemnofilinin tanısı hızlı bir şekilde koyulsa da bu durumun nedenleri tam olarak bilinmiyor. Uzmanlar, bu psikolojik rahatsızlığın altında yatması muhtemel olan birkaç durumdan bahsediyor. Bazı araştırmalara göre, bu psikolojik bozukluk nörolojik faktörlerden kaynaklanıyor; beyindeki bazı bölgelerde yaşanan işlev bozuklukları beden bütünlüğünün algılanmasını negatif bir şekilde etkileyebiliyor. Bununla birlikte, çocukluk döneminde yaşanmış travmatikergenlik döneminde ortaya çıkıyor. Her ne kadar apotemnofilinin tanısı hızlı bir şekilde koyulsa da bu durumun nedenleri tam olarak bilinmiyor. Uzmanlar, bu psikolojik rahatsızlığın altında yatması muhtemel olan birkaç durumdan bahsediyor. Bazı araştırmalara göre, bu psikolojik bozukluk nörolojik faktörlerden kaynaklanıyor; deneyimlerin, toplumsal baskıların ve ailevi durumların da apotemnofiliye sebep olabildiği vurgulanıyor. Ayrıca, insanların görünüşlerinde algıladıkları kusurları saplantı haline getirmelerine yol açan beden dismorfik bozukluğuyla apotemnofili arasında bir bağlantı olduğu da düşünülüyor.
Apotemnofili günlük hayatı nasıl etkiler?
Akli denge kaybına sebep olmayan apotemnofili, depresyon gibi sık görülen psikolojik rahatsızlıklar kadar günlük yaşantıyı zorlaştırmıyor. Bu durumdan muzdarip insanlar, çoğu zaman sosyalliklerini koruyorlar; bir başka deyişle, bu psikolojik rahatsızlık sonucunda insan ilişkilerinde çok belirgin zayıflamalara rastlanmıyor. Buna ek olarak, bu rahatsızlığın bireyleri intihara sürüklemediğini de belirtmeliyiz. Her ne kadar apotemnofilili kişiler belirli uzuvlarına zarar vermeye çalışsalar da kendilerini hayattan kopartmak istemiyorlar.
Bu rahatsızlık, insanların isteklerine göre kendilerini tedavi edecek bir cerrah arayışına girmesine neden oluyor. Örneğin, sağ kolunun varlığından rahatsız olan bir insan kapı kapı doktor gezerek bu kolunu kesecek bir profesyonel arıyor. Cerrahi prosedürler bu isteği asla desteklemiyor ve bu ameliyat türünün etik olmadığı belirtiliyor. Kısacası, tıp dünyasında ihtiyaç duyulmadığı halde çeşitli uzuvların bedenden ayrılması durumu kabul edilmiyor.
Apotemnofili temelde iş hayatında, özel hayatta, eğitim hayatında ve gündelik hayatta bir sıkıntı yaratmasa da bireylerin iyi bir psikolojiyle yola devam etmesini engelliyor. Bu nedenle, bu bozukluğa sahip insanlar bazı zamanlarda kendi kabuklarına çekilmeyi tercih edebiliyorlar.
Apotemnofili nasıl tedavi edilir?
Apotemnofili tedavisinde ilaçların ve etkili bir psikoterapi sürecinin yer alması gerekiyor. Bu rahatsızlık için bilişsel davranışçı terapiden, kabul ve kararlılık terapisinden ve psikanalitik terapiden destek alınabiliyor. Ayrıca, benzer deneyimlerin paylaşıldığı grup terapisi ve destek grupları da bu tedavi dönemine dahil edilebiliyor.
Apotemnofili beraberinde anksiyete, depresyon ve obsesif kompulsif bozukluk gibi psikiyatrik durumları getirebildiği için bu rahatsızlığın tedavisinde ilaçlar da büyük bir rol oynuyor. Hem apotemnofilinin hem de bu durumun sebep olabildiği diğer bozuklukların çözümü için semptom hafifletici ilaçlar uzmanlar tarafından önerilebiliyor.
Herhangi bir beden parçasının istenmeme durumu fark edildiği zaman hiç vakit kaybetmeden bir psikiyatriste veya psikoloğa danışmak büyük bir önem taşıyor. Bu rahatsızlığın yardım almadan tedavi edilemeyeceğini vurgulayarak psikolojik desteğin kritik bir değere sahip olduğunu belirtmek istiyoruz.
İlginizi çekebilir: Bedenini sevmek ve olduğu gibi kabul etmek isteyenler için ipuçları