Büyük şehirde bir apartman dairesinde yaşıyorsanız, bir de kiracıysanız, yaşam alanınızda kalıcı ekolojik değişiklikler yapmanız mümkün olmayabilir. Su arıtıcısı taktırmak için mutfak tezgâhında delik açılmasına ya da muslukların su tasarruflu versiyonları ile değiştirilmesine siz değil, ancak ev sahibiniz karar verebilir. Isı yalıtımı ve güneş paneli kurulumu gibi konularda ise evin sahibi olsanız bile tek başınıza karar alamazsınız, apartman sakinlerinin ve apartman yöneticisinin ortak kararı gerekir. Ancak bu, evinizi daha ekolojik hale getiremeyeceğiniz anlamına gelmez. Büyük çapta değişiklikler yapmadan da çevre dostu bir yaşam alanı oluşturabilir ve karbon ayak izinizi düşürüp, atığınızı azaltabilirsiniz.
Evinize yeşillik katın
Balkonunuzu, terasınızı ya da evinizin bol ışık alan müsait bir köşesini minik bir bahçeye çevirebilirsiniz. Maydanoz, fesleğen, nane, cherry domates gibi yenebilen bitkiler yetiştirerek tarım zehirleri bulaşmamış, dalından tazecik tüketmenin keyfini çıkarırsınız. Güzel kokan renkli çiçekler ekerek evinize neşe katarsınız. Üstelik yaşattığınız her bitki evinizdeki karbondioksiti fotosentezle oksijene çevireceğinden, kişisel karbon ayak izinizi düşürecektir.
Çöplerinizi ayrıştırın
Kağıt, plastik ve organik atıklarınızı birbirinden ayrı biriktirin ve bu atıkların geri dönüştürülmelerine yardımcı olun. Atık yağları lavaboya döküp zaten az olan içme suyumuzu da kirletmek yerine atık yağları bir şişede biriktirin ve öyle atın. Bir şeyi çöpe atmadan önce başka bir amaçla kullanıp kullanamayacağınızı ya da ileri dönüşümle yeni ve kullanışlı bir eşyaya dönüştürüp dönüştüremeyeceğinizi iyi düşünün. Ne kadar az çöp, o kadar az ekolojik hasar demektir.
İlginizi çekebilir: Atıkları değerlendirmenin iki farklı yolu: Geri dönüşüm ve ileri dönüşüm
Kompost yapın
Bir kovanın içinde organik atıkları biriktirmek için kimseden izin almanıza gerek yok. Organik atıkları plastik çöp poşetlerine hapsetmek yerine kompost yaparsanız, bu atıkların zehirli sera gazları salması yerine toprak için besleyici bir gübre olmasını sağlarsınız. Oluşumu tamamlanan kompostunuzu evinizdeki bitkiler için kullanabilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Sıfır Atık Rehberi 5: Kompost hakkında her şey
İşyerinize yakın konumdan ev seçin
Eğer ekonomik durumunuz işyerinize yakın bir konumdan ev tutmanıza imkan veriyorsa, evinizin işinize yakın olması ekolojik açıdan büyük avantajdır. Yürüyerek ya da bisikletle veya en azından tek vasıta ile ulaşabileceğiniz bir uzaklıkta oturuyor olmak, ulaşım için daha az fosil yakıt harcamanızı sağlayacaktır. Ayrıca bu şekilde, işe geç kalmayacağınızı bilerek sabahları 5 dakika daha uyumanın keyfini çıkarabilirsiniz.
Cihazlarınızda tasarrufu gözetin
Buzdolabı, çamaşır ve bulaşık makineleri gibi beyaz eşyalarda enerji tasarruflu marka ve modeller seçmeye çalışın. Çamaşır ve bulaşık makinenizi tam kapasite çalıştırın. Kullanılmayan ışıkları söndürün, kullanılmayan cihazları “stand by” durumunda bekletmeden tam kapatın ya da prizden çekerek elektriğini kesin. Aydınlatmada çok daha az elektrik harcayan tasarruflu ampuller kullanın. Hem elektrik faturanız hem de karbon ayak iziniz belirgin şekilde düşecektir.
İlginizi çekebilir: Dünyanın dengesini korumak ve iklim değişikliğini önlemek için: Karbon ayak izimizi nasıl azaltırız?
Plastik tüketiminizi minimumda tutun
Sürekli yenisi üretilen ve doğada kendiliğinden kaybolmayan plastik atıklar gezegenimiz için büyük tehdit. Tek kullanımlık plastikleri reddederek ve plastik ambalajlı ürünleri daha az satın alarak gezegenimize iyilik yapabilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Sıfır atık rehberi 2: İlk iş, tek kullanımlık plastiklerden kurtulmak
İhtiyaç dışı alışverişten kaçının
Satın aldığımız her bir ürünün üretiminde enerji ve hammadde harcanır ve atık açığa çıkar. Üretim, ulaşım ve tüketiminde de az ya da çok karbon emisyonu oluşur. Dolayısıyla gerçekten ihtiyaç duymadan yaptığınız her alışveriş hem para ve doğal kaynakların israfıdır hem de karbon salınımını artırır.
İlginizi çekebilir: Fazlalıklardan kurtulurken sürdürülebilir olmanın yolları
Suyunuzu boşa harcamayın
Bizler içinde yaşadığımız modern şehirlerimizde eksikliğini hissetmesek de temiz içme suyu son derece değerli bir kaynaktır; elmastan bile değerli. 2020 yılı itibariyle dünya üzerinde yaklaşık 700 milyon kişinin temiz suya ulaşım imkânı yok ve bu sebeple de hayati sağlık sorunları yaşıyorlar. İklim değişikliği de işimizi kolaylaştırmıyor; buzullar eridiği için kutuplarda buz olarak depolanan içme suyu tuzlu suya karışıyor, her yıl yağış miktarı azalıyor, yer altı su kaynakları tükeniyor, göllerimiz kuruyor ve barajların doluluk oranı giderek azalıyor.
Bulaşıkları elde değil makinede yıkamak, çamaşır ve bulaşık makinesini tam kapasite çalıştırmak, bulaşıklarınızı sudan geçirmeyip ıslak bir fırça ile kirini almak, duş süremizi kısaltmak ve ellerimizi yıkarken ve dişlerimizi fırçalarken musluğu kapatmak gibi önlemler ile su tüketimimizi azaltabiliriz. Hijyenin hayati öneme sahip olduğu küresel bir salgın döneminde yaşıyoruz, suya her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Suyumuzu korumak hiç bu kadar önemli olmamıştı.
İlginizi çekebilir: Su tüketiminizi azaltın: Daha az su tüketmek için kolay ve etkili 17 yöntem
Hayvansal ürün tüketiminizi sınırlandırın
Bir koyun iki kişiyi doyurur, bir koyunu besleyip büyütmek için harcanan tahıl ise 20 kişiyi doyurmaya yeter. 1 kilo hayvansal protein üretmek için harcanan su, 1 kilo bitkisel protein üretmek için kullanılanın tam 100 katı! Üstelik hayvancılık endüstrisi, insan faaliyetleri ile açığa çıkan sera gazlarının %51’ini oluşturuyor. Gıda ve gıda dışı hayvansal ürün tüketiminizi yapabildiğiniz kadar azaltmanızın hem gezegenimiz hem de hayvanlar için büyük faydası var.
İlginizi çekebilir: Vegan Dosyası 1: Hayvancılık ve çevre
Hepinize karbon ayak izi düşük, atıksız ve sağlık dolu günler…