Şubat ayını bitirmeye çok az kaldı, Mart ile birlikte ilkbahar hızla yaklaşıyor. Birçoğumuz için ilkbahar demek; yaza hazırlıkların son hız artması demek. Diyet listeleri hazırlanır, buzdolabı üstüne asılır, spor programları yoğunlaştırılır, hafta sonuna orman ve deniz kenarı yürüyüşleri eklenir, en uygun hafta sonunda doğayla baş başa kalmak için özel kamp programları yapılır, kampın içinde biraz da diyet varsa bu bahar misyonunu tamamlar. Tüm bunları baharda istememiz tesadüf değil aslında. Hangi beden tipinde olursak olalım en iyi arınma, yenilenme bahar aylarında gerçekleşir. Çünkü doğanın biyoritmiyle bizim de biyoritmimiz değişir.
Ayurveda bize dengeli yaşamak için 4 fonksiyon çerçevesinde yaşamamız gerektiğini formül olarak vermişti. Nefesimize ve beslenmemize dikkat edecek, spor ve yogayı hayatımıza aktivite olarak alacak, bir de dengelenme sürecini tamamlamak için düzenli beden terapilerle süreci tamamlayacaktık. Bunları eksiksiz gerçekleştirerek kısa ve orta dönemde bütünsel sağlığa kavuşsak bile aslında uzun dönemde sağlığımız bozulabilir. Çünkü dolaylı ya da direkt aldığımız toksinler bedenimizde birikir ve hastalık sürecini başlatır. Ayurveda bu toksinlerden kurtulmak için arınma yöntemlerini tanımlamıştır.
Ne gariptir ki, 5000 yıl içinde dünyada avcı toplayıcılıktan sanayi toplumuna, oradan bilgi toplumuna geçen bizlerin biyoritmi hiç değişmemiş. 5000 yıl önce ilkbaharın gelmesi ile arınmak isteyen beşer, bugün de aynı iç güdülerle zayıflamak, arınmak istiyor.
“5000 yıl önce insanoğlu neden arınmak istemiş? O kadar kötü ne olabilir ki?” sorusunun cevabını ne kadar araştırsam da bulamadım. Ben de cevabı içgüdülere yükleyerek olayın kendisi ile yetinmeye karar verdim.
Arınma, yani pançakarma (Pancha Karma). Pança; beş, karma; eylem, faaliyet demektir. Yani pançakarma beş eylem demektir. Pançakarma içerik olarak bedeni saf olmayan unsurlardan arındırmak demektir. Hastalıkların ve yaşlanmanın önüne geçmek veya bu süreleri tersine çevirmek için tasarlanmış bir grup geleneksel Ayurvedik terapilerden oluşmaktadır.
Bu terapilerin asıl amacı; bedende sistematik olarak yükselen doshaları ve toksinleri dışarı atmak, sindirim fonksiyonlarını yeniden yapılandırmak, bedenimizde bulunan fiziki ve ruhsal hastalıkların ilerleme sürecini tersine çevirmektir.
Arınma üç aşamalı olarak gerçekleştirilir; bedeni hazırlama süreci, pançakarma ve sonrasında da yenilenme süreci. Bedeni hazırlama sürecinde saf yağlar, şifalı bitkiler, tek tip beslenme düzeni ve buhar banyoları ile bedendeki toksinler yumuşatılır. Artık toksinler pançakarma yöntemleri ile bedenden atılmaya hazır hale gelir. Pançakarma isminden de anlaşılacağı gibi beş faaliyetten oluşur.
Bu beş faaliyet şunlardır; üst yollar vasıtası ile boşaltım (kusma), alt yollar vasıtası ile boşaltım (müshil), bağırsaklara sıcak ve yağlı su yöntemi ile boşaltım (lavman), burundan sıcak, yağlı bitkisel su ile temizlenme, kanı temizleme. Bu faaliyetlerin hepsi kendi içinde farklı yöntemlerle uygulanmakta ve uzmanlık içermektedir. Nasıl uygulanacağı kitaplarda ayrıntılı olarak anlatılmış da olsa ben burada detaylarına girmeyeceğim.
Pançakarma tamamlandıktan sonra beden yeniden yapılanma ve yenilenme sürecine geçilir. Bu süreçte amaç dokuların ve kanalların güçlenmesidir. Bu güçlenmeye uygun beslenme ve bitkisel tedavi ile beden sağlıklı haline getirilir.
Arınma süreci, özel merkezlerde doktorlar tarafından kişiye özel hazırlanan reçetelerle uygulanır ve takip edilir. Bu reçetelerde faaliyetlerin hangilerinin ve nasıl uygulanacağı, kişinin dosha ve dosha dengesizliklerine göre belirlenir. Ayrıca faaliyetlere yardımcı olacak yağlar, bitkiler ve beslenme türü tanımlanır ve uygulanır.
Ayurveda bu büyük arınmanın yanında hepimizin bildiği, günlük hayatımızda uyguladığımız küçük arınmalara da yer vermiştir. Bol meyve veya bitki suları, karaciğer safra temizleyen sebzeler, gerekli durumlarda oruç tutma.
Arınmayı ister kendi yöntemlerimizle yapalım, ister başkalarının gözetiminde, bütünsel bir sağlık sağladığı kanıtlanmıştır. Sadece fiziksel değil, zihin ve ruhsal sağlığı da yanında getirmektedir. Arınmadan sonra kişilerde stresin azaldığı, endişe bozukluğunun, gerginlik ve depresyonun azaldığı yapılan testlerde belirlenmiştir.
Arınma konusu bana, özellikle Pitta’sı yüksek olan ülkemiz için “herkes kendi kapısının önünü süpürse, etraf mis gibi olur” söylemini hatırlatıyor. Herkes kendini kendi yöntemleri ile arındırsa belki stresimiz, endişelerimiz daha az, tahammülümüz ve sabrımız daha fazla olur. O zaman belki de sabah ekmek, gazete almak için uğradığımız mahalle bakkalımıza güler yüzle “Günaydın” deriz. Sabah kahvemizi almak için beklediğimiz sırada barista ile göz göze gelmekten kaçınmayız. Günün tüm stresine rağmen eve dönerken köşedeki çiçekçiden kır çiçekleri almayı ertelemeyiz. “Bana teyze dediler” diye hayıflanmayız.
Sindirdik, arındık… Şimdi hareket zamanı. O zaman haftaya Ayurveda ile yoga meditasyon ve spor ilişkisini konuşana kadar dengede ve mutlu kalın.
İlginizi çekebilir: Ayurveda’ya göre beden tipiniz ve bilmeniz gereken özellikleriniz