Eeey sporseverler, ey seyahat tutkunları, ey snowboardcular, kayakçılar ve ey ‘bizim onlardan ne eksiğimiz var’cılar! Şimdi sizlere güzel yurdumuzun güzel yöresi Antalya’nın, biz sporseverlere ve sevmeye niyetlilere sunduğu bir nimetten bahsedeceğim ki “Benim bundan nasıl haberim yoktu?” diye kendinize kızacak ve oturup araştırmacı kişiliğinizi bir kez daha sorgulayacaksınız. Tatil ve sporu aynı potada eritebileceğiniz, hem dinlenip hem eğlenebileceğiniz, yemek yerken fitleşebileceğiniz yegane yerlerden biri olan Hipnotics’ten sesleniyorum sizlere.
Tüm bunlar bazılarınıza “Hamilelik 3 aya inecek” vaadi kadar hayal gibi gelse de hayal değil, gerçek! Biz Antalya seyahatimizin bol atraksiyonlu geçen ilk ayağından sonra, yoruldum demeye fırsatımız olmadan ikinci ayağında da ver elini Hipnotics dedik ve kendimizi bir başka spor aktivitesinin kucağına bırakmaya karar verdik .
Hipnotics; Antalya havalimanına 25 dakika mesafede bulunan, tüm gençlere ve genç kalanlara hitap eden bir cable park.
“İyi, güzel diyorsun da bu cable park dediğin nedir dayıcığım?” derseniz açıklayayım. Tesiste bulunan üç adet gölün etrafını çevreleyen direklerin arasına gerilen teller, bir elektrik motoruyla döndürülüyor. Tele iliştirilen iplerle de biz sporseverler kayak, kneeboard, wakeboard, mono, trick ve jump ski gibi atraksiyonlara girebiliyoruz. Profesyonel kayak ve snowboardcular için cennet sayılabilecek bir yer olan Hipnotics, bu sporu yeni öğrenenler, öğrenmek isteyenler ya da tatil yaparken sporu da ihmal etmek istemeyenler için sunulmuş bir nimet! Zira güzel Antalya’mızın iklimine sağlık, burada yılın 12 ayı boyunca tüm aktiviteleri yapabiliyor olmamız da bambaşka bir lüks. Yaz ortasında ‘kış günü’ diye başlığı boşuna atmadık herhalde!
Totingomuzu yayıp, bütün gün kayış gibi yanmak için güneşin altında yatmak, yiyip yiyip “Uff tatilde çok kilo aldım!” demek, öğle güneşinden kafamızda yumurta pişirecek kadar baymışken bir kova vodka içmek yerine, radikal hareketler yaparak alternatif seyahatler yapmanın vaktinin çoktan geldiğini düşünüyorum!
Hipnotics’de sabah süper bir kahvaltı yaptıktan sonra, tesiste bulunan alet edevatlardan faydalanarak, yeni başlayanlar için uygun olan gölde tura başlayabilirsiniz.
“Yok canım ben profesyonelim” derseniz de rampalı göllerde atlayıp zıplayarak, artistik hareketlerinizi sergileyebilirsiniz. Ardından sağlıklı açık büfede öğle yemeğinizi yiyip minderlerde mayışabilir, tatlı köpekler Neo, Kara ve Beyaz’la oynayabilir, ya da dev trambolinde zıplayabilirsiniz.
Tabii sonra ben ve saz arkadaşlarım Eceko ve İpeko gibi tekrardan kaldığınız yerden devam ederek, Süleyman ağabeyin de yardımlarıyla wakeboard’da bayağı bir yol kat edebilirsiniz. Bu sporu ilk kez yapıyorsanız da korkmayın, çünkü yardımınıza koşan bir sürü genç ve de tam tura çıkacakken “Hazır mısın diye sorduğumda ‘her zaman’ diyeceksin!” diyen bir Süleyman ağabeyimiz var!
Tabii bir de egzantrik, sempatik, güzel ve yakışıklı yerli ve yabancı sporcularla tanışıp kaynaşabilir, hep birlikte yenen sağlıklı bir akşam yemeğinden sonra sabaha kadar eğlenebilir, ya da erkenden yatıp kurbağa vraklamalarıyla birlikte uykuya dalabilirsiniz.
“Hayır efendim ben evimden başka yerde kalmam” diyenler için de günübirlik Hipnotics’e gelerek tüm aktivitelerden faydalanabilirsiniz. Bütün aktivitelere iyice vasıl olup havaya girerseniz ve pek afili profesyonellere imrenirseniz de tüm ekipmanınızı Hipnotics’ten donanabilirsiniz.
Antalya gerçekten de harika bir yer. Doğasıyla, iklimiyle 12 ay boyunca gidilebilecek bir seyahat beldesinde, 12 ay boyunca bütün bu aktiviteleri sunan böylesine bir eğlence ve spor merkezinin tüm sporseverler için müthiş bir yer olduğu kanısındayım. Alternatif seyahatin peşinde olan herkesin yolu bir gün Hipnotics’ten geçecektir diyor ve sizleri öpüyorum.
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.