Annelik kimliği ile omuzlarımıza neler yükleniyor?
Bana hep soruyorlar “Annelik nasıl gidiyor?” diye. Ben anlamlandıramıyorum bu soruyu, bu kimliği, kimliğin içeriğini. Hep bir beklentimiz var gibi, hep öyle değil miydi?
Etrafımda olsun, okuduğum kaynaklarda olsun binlerce tanım, söz, deneyim var; halbuki bunların hepsi bana çok yabancı geliyor. Dahası, bu kimliğin içini nasıl da dolduramadığımı düşünerek çok üzüldüğüm ve kendimi yetersiz hissettiğim çok geceler yaşadım. Bir çocuğa rehber olmak, onunla bir hayat geçirmek için bir kimliğinizin olması gerekmiyor. Yoksa gerekiyor mu?
Sadece sevgi, hem de derinden hissettiğiniz o duygu, sevgi, temas. Ben buradayım ve seninleyim. Ben bunu hissettiğim noktada artık olma, yetebilme çabamı bıraktım ve ikimizin hayatında daha güzel yol aldığımı hissettim. Sadece seviyordum. “Daha önce hiç deneyimlemedim ki, nasıl sevebilirim, ne yapsam beni daha çok sever acaba?” dediğim her anıma da çok üzüldüm. Hep vermeliyim ki alabileyim.
Kendi duygularımız üzerinde çalışmadığımızda, içimizde regüle edemediğimiz her şey ile karşımızdaki izdüşümlerle eşleşmeye, kapanmaya mahkumuz.
Bana göre ben istenmemiştim; sevilmediysem ben nasıl büyüdüm? Tabii ki sevilmişimdir, ama sevildiğim duygusu bir çocuk olarak hissettirilmediği için böyle titreşiyorum. Zaman zaman hepimizin içinde olmaz mı böyle dalgalanmalar? Hayattan alamadığınızı hissedersiniz, veriyor ama alamıyorsunuzdur. Her şeyin karşılıklı olması gerçeği ile büyümüşüzdür.
Peki o zaman sevgi nasıl bir şey, yenilir mi, ucundan mı tutulur, şekli var mı, ya rengi nasıl?
Peki sen koşulsuz sevgi hakkında ne düşünüyorsun? Bireysel seanslar için [email protected] adresine e-posta atabilirsin ya da sağlık ile ilgili daha fazla bilgi için Instagram’dan da bakabilirsin.
İlginizi çekebilir: Buluşma ve ayrışma oyunu: “Şu an buradayım, hayattayım ve ben de varım”